19. Bölüm

245 24 29
                                    

Merhabalar istediğiniz yeni bir bölümle karşınızdayım. Beklediğinize değecek bir bölüm oldu. Bol heyecan bol aksiyon ve bol bol merak uyandıran bir bölüm oldu. Umarım sizlerde benim kadar beğenirsiniz.

Bu arada geçen bölüm beni kırmayıp yorum atan herkese çok teşekkür ederim. İnanın beni en çok heveslendiren biride sizlersiniz. İyi ki varsınız.

Bü bölümde bol yorumlu bol yıldızlı bir bölüm olsun isterim. Keyifli okumalar. 🌸🌼🤍

*****


Alaaddin bey saraydan kardeşi şehzade Hamid ile birlikte ayrılmıştı. Arkalarında kalan mallarla pazara doğru ilerlediler. Şehzade Hamid ağabeyinin bir şeye canı sıkıldığını biliyor ama sormaya korkuyordu. Zira ağabeyinin vereceği tepkiden emin değildi. Sessiz bir şekilde Emir beyin pazarına doğru ilerlediler. Kapıya varacakları vakit Alaaddin bey kardeşine döndü.

"Tezgaha kurmana yardım ederim amma sonrası sende Hamid. Zira akşama işlerim var."

Şehzade Hamid anlayışla başını sallamış ve atından inmişti.

"Sen nasıl istersen ağabey."

Alaaddin bey ve şehzade Hamid atlarını alplara emanet etmiş ve kuracakları tezgaha doğru ilerlemişlerdi. Hamid bey aklını karıştıran suale dayanamamış ve merakla ağabeyine dönmüştü.

"Akşama ne işin var ağabey?"

Alaaddin bey ona selam veren ahaliyi selamlamış ve yanlarından gülerek ilerlemişti. Kardeşinin sualiyle ona döndü.

"Bey babam, Kestel'e gitmemi ister. Kaleyi ve de ahaliyi gözetip gelirim yanına. Sende o vakte kadar tezgahın başında durursun."

Şehzade Hamid sıkıntıyla oflamış ve ağabeyine dönmüştü.

"Ben ne vakit babamdan bir vazife alacam ağabey?"

Alaaddin bey kardeşine tebessüm etmiş ve lafa gireceği vakit tezgahlarının yanı başında kendi tezgahını açmaya çalışan Aslıhan hatunu gördü. Hal ve hareketlerine çeki düzen verip tezgahın başına ilerledi.

Aslıhan hatun gelenin kim olduğunu görmek için baktığında Alaaddin beyi görmüş ve başıyla selam verip işine geri döndü. Alaaddin beyde kardeşine yardım etmeye başlamış ve malları tezgaha indirmişti. Alplar arabayı götürmek için tezgahtan ayrılmışlardı. Şehzade Hamid ise malları tek tek tezgaha dizmeye başladı. Alaaddin beyde bozulan kumaşların iplerini çözüyor ve yeniden düzeltip düğüm atmakla uğraşıyordu. Aslıhan hatun işi bittiğinde Alaaddin beye dönmüş ve onu izlemeye başlamıştı. Sinirli halini görünce bir şeyler olduğunu anlamıştı.

"Ne deyu bu kadar sinirlisin Alaaddin bey?"

Alaaddin bey elindeki işi bırakmış ve yanında duran Aslıhan hatuna dönmüştü. O kadar dalmıştı ki sorulan suali anlayamadı.

"Bir şey mi oldu Aslıhan hatun?"

Aslıhan hatun gülümsemiş ve bakışlarıyla elindeki işi göstermişti.

"O ip kopacak artık derim, bağlanmaz bir daha."

Alaaddin bey elindeki iplere bakmış ve gerçekten de Aslıhan hatunun dediği gibi ipler bağlanmayacak hale gelmişti. İpi tezgaha bırakmış ve Aslıhan hatuna dönmüştü.

"Dalmışım öyle."

Aslıhan hatunun ona gülümsediği gibi gülümsemiş ve tezgaha bakmıştı. "Ee sen bitirmişsin işlerini. Ne vakit geldin pazara?"

MAL-İ HÜLYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin