Merhabalar efendim. Yeni bölümle karşınızdayım. Bol hüzün, bol heyecan ile geçen bir bölüm oldu. Ben yazarken elim ayağım titrerek ve devamını düşünerek yazdım. Ve çok beğendim. Umarım sizde beğenirsiniz.
Keyifli okumalar. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlarım. 🌸💕🌼
****
Yalan söylemek bir seçimdir. Ya doğruyu söyler rahata kavuşursun ya da anlık kurtulabilmek için yalana başvurursun. Gonca hatun her vakit dürüstlüğün, doğruluğun tarafında olmuştu. Ama nedense meselelere Alaaddin bey girince evvel yüreği sonrasında da aklı bulanmaya başladı. Nerde nasıl davranacağını bilemez oldu. Şimdide vaktinde kaçış yolu olarak seçtiği yalanların vebalini ödüyordu.
Alaaddin bey ile her vakit buluştukları, birbirlerine sığındıkları, sevdalarını dile getirdikleri o çınar ağacının yanı başındaydı. Ağacın altında, karşısında duran uçsuz bucaksız topraklara ve denize dönük oturan Alaaddin beyi gördü. Ondan gittiğini, uzaklaşmak istediğini düşünmüştü. Yüreğinin sesi Gonca hatunu buraya getirdi ve yine yanılmadı. Çınar ağacına doğru yaklaştı. Alaaddin bey gelenin Gonca hatun olduğunu biliyordu. Düşüncelerinden uzaklaşabilmek için derin bir nefes aldı.
"Oturayım mı?"
Alaaddin bey, Gonca hatunun sualine bir cevap vermedi. Gonca hatun ise suskunluğunun nedenini biliyordu. Üzerine daha fazla gitmek istemedi. Alaaddin bey gibi oturup denizi seyretmeye başladı. Alaaddin beyin dili varmıyordu söylemeye. Ama Gonca hatun ne diyeceğini, ne soracağını iyi biliyordu. O yüzden onu daha fazla merakta bırakmak istemediği için yaşananları anlatmaya başladı. Evvel düşündü, içini yakan bu olayları anlatmaya nerden başlayacağını. Derin bir nefes alıp, Alaaddin beye döndü. Bakışlarının onda olmadığını anladığında yüzünü eğip anlatmaya başladı.
"Sana daha evvelinde anlatmam gerekirdi bilirim amma yapamadım Alaaddin. Emir vazgeçer, ben karşı çıkarsam vazgeçer deyu düşündüm." Yanağına süzülen yaşını silmiş ve denize bakmaya başlamıştı. "Vazgeçmedi, hep diretti. Hanemde ona destek çıkınca daha da azıttı."
Alaaddin bey sinirle Gonca hatuna döndü. "Ne vakitten beri rahatsız eder seni?"
Gonca hatun vereceği cevabın Alaaddin beyi sinirlendireceğini bildiği halde söylemeye karar verdi. "Seninle tanışmadan evvel."
Alaaddin bey sinirle değil aksine kırgınlıkla Gonca hatuna bakardı. Böyle bir durumu ona sevdasını söylediği halde anlatmamıştı. Gülerek önüne döndü yavaş yavaş başını sallamaya başladı.
"Bu kadar güvenmezsin yani bana he? Emir başına bela olurken sen bunu benden gizledin."
Gonca hatun korkuyla Alaaddin beye baktı. "Ben sana herkesten, herşeyden güvenirim Alaaddin. Söyleyemedim, nasıl diyeceğimi bilemedim. Korktum işte anlasana. Ben böyle olmasını istermiydim?"
Alaaddin bey bakışlarını Gonca hatuna çevirdi. Yaşlı gözlerle ona bakan hatuna baktı. "Sana sordum Gonca. Aranızda bir şey mi var deyu sordum amma sen bana ne dedin! Sade aile dostumuzdur dedin. Adam sana takıntılı çıktı."
Gonca hatun içini kaplayan hüzünle Alaaddin beye baktı. Yardım isteyebileceği, sığınabileceği tek kişi kalmıştı Alaaddin bey. Yaptığı yanlışla onu da kaybetmek istemiyordu.
"Sende mi yüzünü çeviriceksin bana Alaaddin? Sırf sana gerçekleri demedim deyu bırakacakmısın beni?" Şüpheyle Alaaddin beye baktı. Lakin Alaaddin bey aklı karışık bir şekilde denizi izliyordu. "İşler ciddiye binende anlatacaktım sana. Evvelden böyle bir mesele yüzünden olay çıkmasın istedim. Ben bunların sıkıntılarıyla cebelleşirken bir tek sana sığındım Alaaddin. Senin, benim yanımda olacağınla avundum. Amma imdi senin ettiğin şu şeye bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAL-İ HÜLYA
Historical FictionNe yazıyor o meşhur kitapta; "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir." İşte Gonca hatun o mutsuz aileye sahipti. Tek isteği güce sahip olmak isteyen bir babaya, gözünü mücevher ve altınlarla boyanılan bir...