Merhabalar, artık her hafta yayınlanacak bölümlerimiz. Bugünde yeni bölümle geldim. Sırları az da olsa çözdüğümüz bir bölüm oldu. Ve istediğimiz o yüzleşme gerçekleşmiştir. Büyük yüzleşmeye daha var. Bu spoi gibi bir şey oldu ldöleoeel
Ben çok beğendim umarım sizde beğenirsiniz. Bölüm hakkında ki yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlarım. Keyifli okumalar dilerim.
💕🌸******
Yine aynı işleri yaptığım ve kendimde en ufak bir değişiklik görmediğim yeni bir gündü. Aynanın karşısına geçip yüzüme odaklandım. Çökmüş gözlerim, yavaş yavaş morarmaya başlayan göz altlarım, solmuş yüzüm ve sayamadığım daha bir çok şey. Hepsi ise ağlamanın sonucuydu. Yaşadığım o zorlu günleri atlatabilmek için o kadar uğraşmışken yine eskiye dönmüştüm. Canımı en çok sıkanda işte buydu. Saçlarımı yana doğru çekip taramaya başladım. Çadırın önünde Emir'in sesini duymamla hızla saçlarımı geriye atmış ve başlığımı takmıştım. Emir içeriye girdi ve beni o telaşımla gördüğünde yine gözlerini kapatmış ve derin bir nefes almıştı. Aynanın karşısında üstümü düzenlerken sandığın yanına ilerledi.
"İmdi yola çıkarım, pazara gidecem. Sende gel bugün pazara."
Yatakta duran oğlumun yanına geçtim. Yanına oturup onunla ilgilenmeye başladım.
"Oğlumla ilgilenicem, bugün olmaz."
Emir elinde tuttuğu her neyse hızla sandığa vurmuştu. İrkilerek ona döndüm. Elimde oğlumun üzerindeydi zira sesten o da irkilmişti. Sinirli bakışlarla bana döndü.
"Oğlumuzu anana emanet et ve pazara gel Gonca. Zira o pazar benim pazarım. Sende hatunumsun ve hatunum olarak yapman icab eden vazifelerin var Gonca. Ahali seni de görsün, beyinin yanında olduğunu bilsin."
Söylediği her kelimeyi bastıra bastıra söylemişti. Ona karşı geleceğimi bildiği halde bu şekilde davranmaya devam ediyordu. Yataktan kalkıp yanına ilerlemeye başladım.
"Sende, pazarında benim umrumda değilsiniz Emir. Bana yapacağım şeyleri söylemekten de vazgeç artık. Sana oğlumla ilgilenicem dedim ve bitti."
Dişlerini sinirden sıkmaya başlamıştı, gözlerini yumup kısa bir süre bekledi. Tekrar bana bakmaya başladı. "Oğlumuz ile her vakit ilgilenirsin Gonca. Ben ne dersem onu edeceksin unuttun mu?"
Oğlumuz kelimesini o kadar çok bastırarak söylemişti ki, bir şeyleri hatırlatmak ister gibi. Başını salladı ve bana döndü. "Anladın mı Gonca? Ben gidecem, sende hazırlan alplar seni pazara getirir."
Sandığın üzerinden hançerini almış ve çadırdan çıkmıştı. İçimdeki sinire hakim olamıyordum. "Allah senin bir an evvel belanı versin Emir!"
Alnımı ovuşturarak sedire geçtim. Yattığı yerden mızmızlanmaya başlayan oğluma döndüm. Beni yanına çağırır gibi bir hali vardı. Ayaklanıp yanına geçtim. Bana doğru uzattığı eli tutup öptüm.
"Sende ananı üzme emi oğlum? Benim tek dayanağım sensin. Sende bırakma ananı."
Beni anlıyormuş gibi gülümsemeye başladı. Yavaşça saçlarını geriye doğru okşayıp gülümsedim. Çadırın kapısı tekrar açıldı. Bu sefer gelen Lal'di. Elindeki sepeti yere bırakmış ve yanıma gelmeye başlamıştı. Yaptığı işleri sırasıyla anlatmaya başladı.
"Lal sen bugün hiç bir şey yapma, sade oğlumun yanında dur olur mu? Gün boyu sana emanet. Benim pazarda bir kaç işim var."
Başını sallamış ve oğlumun yanına geçmişti. Bende aynanın karşısında durup öylece kendime baktım. "Aykızda arada bir gelir yanına. Yalnız kalmazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAL-İ HÜLYA
Historical FictionNe yazıyor o meşhur kitapta; "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir." İşte Gonca hatun o mutsuz aileye sahipti. Tek isteği güce sahip olmak isteyen bir babaya, gözünü mücevher ve altınlarla boyanılan bir...