4. Bölüm

355 25 7
                                    

Merhabalar işte bir yeni bölümümüz daha. Şimdiden spoi verim. Heyecanla okuyacağınız bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlarım. Keyifli okumalar. 🌸💞😘

*****

Gonca hatun sabahın ilk ışıklarıyla uyanmış ve hazırlanıp çadırından çıkmıştı. Ahali tazgahları kurmaya başlamış ve işlerini halletmenin derdindeydi. Gonca hatun aklı karışık bir şekilde ne edeceğini düşünüp dururdu. Uç pazardan nasıl çıkacağını, hanesine ne diyeceğini, Alaaddin beyin ona ne diyeceğini düşünmekten yorulmuş ve çardağa oturmuştu. Yanına gelen Aykız hatun ve Lal hatun bu hallerini gördüğünde kötü bir şey olduğunu anlamıştı.

"Ne bu halin Gonca? Neler oldu?"

Gonca hatun, Aykız hatuna Alaaddin beyin ona dediklerini ve bugün de tekrardan Yeşil vadiye çağırdığını söyledi.

"Nasıl gidecem şimdi Aykız? Hem ne diyecek ki bana?"

Aykız hatun kısa bir süre düşündü. Lal hatuna baktı. "Lal ile birlikte pazardan çıkacaksınız. O bir yere kadar seninle gelecek sonrasında da sen tek başına Alaaddin bey ile görüşeceksin. Ben de burda sizin yokluğunuzu belli etmemeye çalışıcam. Elimden geleni yaparım bilirsin."

"Bilirim Aykız bilirim. Ona şüphem yoktur. Amma bir yanımda gitme der. Alaaddin beyin diyeceklerinden korkarım."

Aykız hatun gülümsemiş ve Gonca hatuna bakmıştı. "Ne diyeceği açık açık bellidir Gonca. Belli ki o da sana karşı bir şeyler hisseder. Konya'ya gitmeden evvel sana söylemek ister, olamaz mı?"

Gonca hatun bunları düşünmüş ve olabileceğine inanmıştı. Zira Alaaddin beyin ona olan davranışları ve ettiği kelamlar bunu gösterir. İçini kaplayan heyecan ve mutluluk ile nasıl başa çıkacağını bilemedi.

Yapacakları plan hakkında oturup uzun uzun düşünmüşlerdi. Akıllarına gelen en mantıklı sonuç buydu. Biraz daha zamanın geçmesini istedi Gonca hatun. Çok meraklıymış gibi gözükmek istemediğinden pazarda biraz dolandıktan sonra gideceğine karar vermişti.

*Yenişehir Sarayı*

Alaaddin bey divandan sonra hızla odasına çekilmiş ve hazırlanmaya başlamıştı. Gonca hatuna edeceği her kelamı uzun uzun düşünmüş ve not etmişti. Her şeyin çok erken olduğunu biraz daha beklemesi ve Gonca hatununda ona karşı bir şeyler hissedip hissetmediğini öğrenmesi gerekirdi. Amma Alaaddin bey bu zamana kadar herşeyi en hızlı şekilde halletmişti. Hissettiği duygulardan hep emindi. Kendine yeni yeni kabul ettirmiş olsada Gonca hatuna meftun olduğu apaçık ortadaydı. Gülüşü aklına her geldiğinde içi eriyordu sanki. Onu daha evvel görmediği için yanıyordu aslında. Kara kara bunları düşünürken kardeşi şehzade Hamid odasına girdi.

"Ağabey, hazırlanmış nereye gidersin böyle?"

Alaaddin bey aynadan yansımasına bakmıştı. Özendiği çok mu belli oluyor diye düşündü. Kardeşine döndü.

"Bir yere gitmem Hamid. Buralardayım. Sen ne deyu geldin?"

"Bey babam divanda bekler bizi. Bir an evvel gitsek iyi olur."

Alaaddin bey başını sallamış ve kardeşi ile birlikte divana doğru ilerlemişti. İçeriye girdiklerinde Osman bey ve oğlu Orhan bey bir konu hakkında konuşuyorlardı. Alaaddin bey ve şehzade Hamid yerlerini almış ve konuşmaya dahil olmuşlardı.

"Geldiğiniz eyi oldu evlatlar. İmdi uç pazara Yakup beyin yanına gitmemiz gerekir. Zira civardaki bütün beyleri yemeğe davet etmiş. Bizim de gidip bulunmamız icap eder."

MAL-İ HÜLYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin