Şarkı önerisi; Elçin Orçun & Birkan Nasuhoğlu - Bi'fazla ✨
. 🦋
Paris ile birlikte yavaş yavaş yürüyorduk. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı tam olarak kafamda tasarlamasam da adımlarım yine beni oraya götürmüştü. Onun yanına...
Sahafçının önünde bir süre bekledim. Zeynep'i dükkanın camı sayesinde görebiliyordum. Kutuları üst üste koydu ve eğilerek taşımaya başladı. Bugün sanırım dükkana yeni şeyler gelmişti. Bir kaç kez kutuları sıralayacağı yerlere taşımayı başardı fakat sonuncu taşıyışında işler istediği gibi gitmedi. Kutular ağır gelmiş olacak ki yalpalaya yalpalaya yürüyordu. Bir süre öylece yürümeye çalışsa da taşıyamadı ve dengesini kaybederek kutularla birlikte yere düştü.
Paris ile birlikte dükkanın kapısını açtığım gibi içeriye girdim. Kapının üzerindeki zil sesiyle müşterinin geldiği anlaşılsa da Zeynep başını ovalamaktan olsa gerek benim geldiğimi dikkat etmemişti. Sanırım dükkan sahibi yoktu bugün.
Yanına usulca eğilerek baktım.
"İyi misin? " bir an sıçradı. Sanırım onu korkutmuştum.
"Sinan ben, okuldan. Rastgele yürüyordum kutularını taşıdığını gördüm. Yardıma ihtiyacın olabilir diye düşündüm. " diye kendimi açıkladım.
Kafasını ovuşturarak derin bir nefes çekti.
"İyiyim. Kafam biraz acıdı sadece. " Yere düşen plakları önünden çekti. Tam kendi kendine doğruluyordu ki elimi uzattım.
Bir elime bir de bana baktığında içimde nedenini anlayamadığım bir heyecandan ziyade endişe vardı. Ya elimi tutmayı reddederse?
"Sağol." diyerek elimi tutmadan kendi kendine ayağa kalktı ve pantolonunun dizlerine gelen tozları ve kalçasındaki tozları silkeledi.
"Yardım etmemi ister misin? En azından kutuları taşıma konusunda. Senden başka çalışan yok sanırım. O gün ki amca da yok. " kafamı biraz eğdim gözlerine bakmaya çalışarak.
"Teşekkür ederim. Kendim halledebilirim. Sizin özellikle aradığınız bir şey varsa yardımcı olabilirim? " derin bir nefes verdim.
"Sadece yardımcı olmak istiyorum. " omuz silkerek kutunun içinden çıkarak dağılan plakları toplamaya başladı.
"Dedim ya ihtiyacım yok. " derin bir nefes aldım. Bana karşı neden böyleydi anlayamamıştım.
3 gündür bizim okuldaydı ve bizimle dolaşıyordu. Eda'yla zaten yakın arkadaş olmuşlardı o belli oluyordu. Osman ve Kerem ile de arası fena değildi. Osman espri yaptığında gülüyor, Kerem ile de fikir alışverişi yapıyordu.
Nilüfer konser biletlerini satmamıza yardımcı olmuştu. Hatta okuldaki konser bileti standında beraber durup biletler satmıştık. Burcu hoca Zeynep'den bilet almıştı. Kemal hoca ise beni uğraştırmasına rağmen bilet almıştı.
Ama en azından arkadaşlığımızı ilerletmek istiyordum. Zeynep'i deli gibi merak ediyordum. Benimle konuştuğu sözcük sayısı çok çok azdı.
Benimle konuşmak istemiyorsa da nedenini merak ediyordum. Ben zaten göz ardı edilmeye alışıktım. İstenmemeye, dışlanmaya, kalbimin kırılmasına... Ama ilk defa bunun nedenini merak ediyordum.
Paris ile öylece kapının dibinde kalakaldığımızda Zeynep çoktan toparlanmış kutunun içindeki plakları raflara dizmeye başlamıştı. Bir süre öylece onu izledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/375965553-288-k370408.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHAF
Teen FictionDağılan kafamı dağıtmak için ansızın bir sahafçıya girdim. Eski plakların cızırtılı sesini duydum. Biraz sonra Sezen Aksu'nun sesi plaktan yükselmeye başladı. "İster güneş ol yak beni yağmurum ol ağlat beni... " Ve o an dışarıdaki güneşin ışığı dük...