Bölüm 25.

262 56 6
                                    

Onun gidişini tanıdık bir hüzünle izliyorum ve bir süre oturmam gerekiyor.

_________

Mirlan ve ben mekandan çıktıktan sonra eskiden uğradığımız köprü altına gitmeye karar vermiştik. Bundan sonra muhtemelen Mirlan'ı eve bırakır, ben de Çiğdem'in yanına giderdim.

Mirlan benim önümde ilerliyordu. Gözlerim onun incelmiş sırtında geziniyordu. Dudaklarında seneler önceki aynı, parlak gülümseme. Zihnimin derinlerinde onun gülümsemesiyle birlikte çalmaya başlayan hüzünlü bir şarkı vardı.

Mirlan yaz vakti esen soğuk rüzgarlar, yağan yağmurlar gibiydi. Sizi mutlu ediyor, ama aynı zamanda da üşümenize sebep oluyordu. Mirlan mı acımasızdı yoksa duyduğu sevgisi mi bilmiyorum. Her iki şekilde de can yakmanın en iyi yolunu biliyordu.

Eskiden Mirlan bana çocuksu gelirdi. Onun o çocuksuluğuna hayrandım, aşıktım. Onun bir çocuğunki gibi tatlı, sevgi dolu kalbi, umursamazlığı sizi kendisine hep çekiyordu. Ama şimdi Mirlan büyümüştü.

Önden yavaşça köprü altına inen merdivenlere adımlarken, "Buraya en son 10 sene önce geldiğimize inanamıyorum." diye mırıldandı.

Dudaklarındaki gülümsemeyi silmeden etrafa bakıyor, sıcak yaz rüzgarının yüzüne çarpıp, saçlarını savurmasına izin veriyordu. Onun yanına doğru ilerlerken, "Ben de öyle. Buraya geldiğimizde sen daha üniversite sınavında nereyi seçeceğini bilmiyordun." dedim onun gibi nostajik bir gülümsemeyle.

Mirlan gülüp, "Hayır, aslında biliyordum, fakat bunu sana söylersem izin vermeyeceğini, kendi hayallerimin peşinden gitmem gerektiği hakkında bir sürü laf kalabalığı yapardın." dedi tekrardan aşağı doğru inerken.

Kaşlarımı çatıp, "Senin iyiliğini istediğim için özür dilerim ya." dedim yalandan kızar tonda.

Ben hâlâ olduğum yerde duruyorken Mirlan alta inmişti bile. Yavaşça dönüp, güldüğü için kısılan gözleriyle bana bakarken, "Hayır bunu takdir ediyorum ama hayalimin sen olduğunu anlamaman üzmüştü." dedi.

Onun bu dediğine gözlerimi devirdim. Her şeyi bir kenara bırakmak istiyorum, bunu yapmam gerektiğini biliyorum ama sizi aldatan birisinin bunu yaptığını nasıl unutabiliyorsunuz? Ona bir şans vermek istiyorum ama sürekli aklıma geldiğinde midem bulanıyor, öfkem yükseliyor. Sanki, bir ömür de geçse, bir daha unutamayacakmışım gibi hissediyorum.

Mirlan'a her dokunduğumda artık midemde yaranan o his mutluluktan değil, acıdan ve başkasına dokunmuş olmasının verdiği iğrenme hissinden.

Derin bir nefes alıp, gözlerimi kapattım ve tekrar açtığımda ona yetişmek için merdivenleri inmeye başladım. Köprünün altından ayak bileğimize gelecek kadar temiz bir su akıyordu. Suyun üzerine ise küçük kare taşlardan basamaklar dizilmişti karşıya doğru.

Mirlan ben yaklaştığımda tekrar ilerlemeye başladı. Kendimi çocukluğumuzdaki o anlarda buldum. Mirlan koşuyor, bense arkasından gidiyordum. Attığım her adımda benden daha da uzaklaştığını hissediyordum. Hayatın her zaman onu benden alıp, uzağa yerleştirmesi gibi. Her yaklaştığımda bizi tekrar uzaklaştırması gibi.

Ne kadar çabalarsan çabala, bir daha eskisi gibi olmayacak.

Mirlan ile birbirimizi son gördüğümüz an aklımda hep dönüp duruyordu. Kendisini açıklamaya çalışmadı, bana sarılmadı, son görüşümüzde ağlamadı bile. Belki de bu yüzdendir 7 senedir onu merak etmedim. Çünkü artık duygularının bittiğini düşünüyordum. Seven insan, aldatmazdı.

Suya doğru adım atmadan öylece ilk basamağın önünde durdum. Mirlan biraz ilerleyerek ortada duruyordu. Etrafa bakıyordu. Batmakta olan güneş, turuncu renklerini üzerimize salmıştı. Sessizlik can alıcı değildi. Eskisi gibi rahatlatıcı, en sevdiğim hislerden biri gibiydi. Olan her şeyden sonra Mirlan hâlâ o rahatlatıcı hisse sahipti. Gözlerindeki o rahatlatıcı bakışa.

Beni hatırla | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin