En çok da sessizlik yorar insanı , çok konuşur,çok çırpınır ama karşısında gördüğü sadece bir sessizlik olur insanın bazen. O yardım çığlıkları atarken, değer verdiği insanların sessizliği yorar insanı.. Ben Kenan, onca sesin, onca insanın arasında benim için söylenecek sözcükleri kovaladım hep, hep sorumlu tutulmamam gereken, benim insiyatifim ile gerçekleşmemiş hatalarım, ne kadar bağırsam da duyulmayan çığlıklarım oldu. Sabrettim, çünkü biliyordum ben, kaybetmeyi biliyordum, Kazanmamıştım ki hiç.. Şimdi geriye bakıp düşünüyorum da "İyi bile dayanmışsın Kenan." diyorum kendi kendime. Bunca kimsesizliğe, sevgisizliğe inat iyi bile dayanmışsın..
Sessizliğin yorduğu yüreğimde şu anlarda yeni bir savaş meydanı var sanki, uzun, çatallı yollar var önümde, biri beni ölüme götürecek; kırgınlıklarımla, yarım kalan aşkım ve yarım kalan babalığımla.Hayatta başka bir yere ait olamamla beraber, bir hiç olarak yaşamış Kenan'ın en azından Hemşire Elif'in kocası ve Çağlanın Babası olarak ölecek olmamla, kızımı imsesiz bırakacağımla beraber....
Bir diğer yol yaşamaya devam etmek demekti, belki yepyeni bir Kenan olmak, belki eski sessizliğe tıkılıp kalmak demekti. Biliyordum, ne kadar kaçarsam kaçayım, gerçekleri değiştiremeyecektim.O yüzdendir ki yaşamamın bir anlam ifade etmeyişi şaşırtmıyordu.Ama ölmek de kurtuluşum değil.İstemiyorum da ölmeyi Kızımı kendi kimsesizliğime mahkum edemem, Ama... artık yürüyecek gücüm yok o yollarda hem aklım, hem kalbim eskisi kadar güçlü değil artık. Kendime bir söz vermiştim baba olmadan önce,kızımın gördüğü en güçlü insan olacaktım.Aama ben güçlü olmaktan o kadar uzağım ki .. hiç olmadığı kadar bitik, hiç olmadığı kadar yalnızım şimdi...
*******************
Hastanenin tanıdık kokusu burnuna vurduğunda bakışlarını yerdeki karolardan ayırıp, beyazlara bürünmüş hastane koridorunda gezdirdi bakışlarını. Duvara yaslanmış, kollarını bağlamış iki amcaoğlu, hemen yanındaki banklarda göz yaşı döken Elif ve onu teselli eden karısı Cemile. Onlar dışında kimse yoktu abisini bekleyen, dedesi, amcası,yengesi.., annesi bile yoktu. Çok geçmeden duymuştu annesinin feryatlarla koridora girdiğini.
"Ne oldu abine" dedi göz yaşları içinde. Veysel önce anlamaz bakışlarla baktı annesine, içine dolan o duygunun esiri olmak istemiyordu yeniden. Ama o mektupta okudukları da aklından çıkmıyordu.
"O benim dertlerime dayanamadı, herkesin yükünü omuzlandı da bir ben ağır geldim omuzlarına."
"Ne oldusu mu var ana?" dedi Veysel gözlerinde birikmiş yaşları sertçe silerken. "Ne oldusu mu kalmış?"
"Kasabadan gidecekmiş abim" dedi cümlelerinin arasında uzun uzun duraksıyordu. "Kaza yapmış yolda."
"Niye gidecekmiş ki ?" dedi Döndü anlamayarak.
"Bilmem ana, sen niye gittiysen, o da ondan gidecekti belki de !" dedi bir anda Veysel. Döndü kendisine şaşkın bakışlarla bakarken Veysel hiçbir şey dememişti.
"Sınıfta kaldık anne, ne sen ne de ben sınavı geçemedik. Ailesi olamadık abimin.Ona kimsesizmiş gibi hissettirdik."
"Ne diyon oğlum sen?" dedi Döndü anlamıyordu hâla.
"Dayanamadın gelininin,oğlunun söylediklerine ya hani.Çektin gittin. Abim yazmış, kendi elleriyle "O benim dertlerime dayanamadı, herkesin yükünü omuzlandı da bir ben ağır geldim omuzlarına" diye.
Dakikalar saatleri kovalamış, bakışları aynı noktada kalmıştı Veysel'in. Kocaman AMELİYATHANE yazısına baktı yaşlanmış gözlerle.
"Birlikte sadece 7 yıl geçirebildiğim babamı ameliyat masasında bıraktım ben, kendi aileme babamın ölüm haberini verirken gördüm o bakışları önce. Hem annemin Hem de Kardeşimin gözlerinde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük VeyKen Hikayeleri
FanfictionDizide Gerçekleşmesi Muhtemel, ya da olmayan alternatif sahneler serisi ...