Ağılın kapısını açıp girdiğinde diğerlerinin çoktan orada olduğunu görmüştü.
"Taner, bak apar topar çağırdın yengem, evde bir sürü iş var, çocukları da anneme bıraktım geldim, ne diyeceksen de artık." dedi Cemile isyan edercesine.
"Hah! Gel amcaoğlu gel. Biz de tam süprizden bahsediyorduk" dedi Taner heyecanla.
"Ne süprizi?" dedi Cemile ve Veysel aynı anda merakla.
"Ben diyorum ki, Selma'ya süpriz yapalım, doğum günü ya ." dedi Taner mutlu bir şekilde.
"He ya, ne güzel olur dimi ?" diye ekledi Ramazan yandan. Veysel alayla karışık histerik bir gülümseme ile tepki verirken Cemile'nin de yüzü düşmüştü.
"Siz ciddi misiniz ya?" dedi birden ciddiyetle.
"Amcanızı toprağa koyalı ne kadar oldu ? " dedi yeniden.
"Ya hadi, onu geçtim de utanın biraz ya." dedi sesi her cümlesinde sinirle biraz daha yüksek çıkarken .
"Sizin amcaoğlunuz kanser! Farkında mısınız bilmiyorum ama , tedavi olmazsa ölecek adam!" dedi bu sefer sinirle.
"Cemilem, üzerine gitme çocukların. Hem Taner haklı, süpriz yapmadan olmaz şimdi " dedi Veysel Cemile'ye dönüp. Cemile kendisine şaşkın bakışlar atarken Veysel de Taner'in rahatlamış yüz ifadesine bakıp devam etti.
"Şöyle güzel, romantik bir yemek yersiniz, havai fişekler patlatırsın sonra.." dedi biraz durdu sonra cümlesinin arasında. "Gerçi Roket'in yerini tutmaz ama idare edeceniz artık." dedi Tanere yaklaşırken. "Aman ha, havai fişeği atarken dikkat et de birini sakat bırakmasın."
Son cümlesiyle yüz hatları değişen amcaoğullarına baktı tek tek. "Ben de salak gibi , buraya size dert yanmaya geliyorum. " dedi isyan edercesine.
"Adamların derdine bak ya !" dedi neredeyse bağırarak.
"Adamların derdine bak! Hay ben sizin derdinizi..." dedi cümlesinin sonunu yutmuştu binbir zorlukla.
"Babamı koydum ben toprağa, 40 ı çıkmadı daha be." dedi sinirle.
"Onu mu kutlayacanız yoksa ? Ha taner ?" dedi. Ne dediğini düşünmüyordu bile. O kadar sinirliydi ki gözü kimseyi görmüyordu.
"Veysel, ileri gidiyorsun." dedi Taner.
"Ben mi ileri gidiyom lan. Amcan ölmüş.." dedi sesi titremeden hemen önce.
"Amcaoğlun kanser olmuş, ne olacak, nasıl olacak hiçbir şey belli değil." dedi sesi yeniden öfkeyle parlamıştı sonrasında.
"Ama paşamız sevgilisine süpriz yapma peşinde." dedi Veysel yine sinirle.
"Zaten senin o sevgilin olmayaydı, bunların hiçbiri olmayacaktı ya , hadi neyse.." dedi Veysel yeniden.
"O ne demek şimdi?" dedi Taner de ciddiyetle.
"Biz o roketi niye uçuramadık?" dedi Veysel. "Dedeme gitmedik mi ? Bu işin oluru nedir demedik mi ? " dedi o anları hatırlatmak istercesine.
"Dedem , "Bozmayın hayvanların yuvasını, belki de olması hayırlı değildir" demedi mi ?" Dedi Veysel tekrar. "Sonra ne oldu peki, senin o sevgilin, anlamadığı işlere burnunu soktu. Ve sonra ..." dedi yumruklarını sıkarken..
"O roket patlamamış olsaydı, ne ben sakat kalırdım, ne babam benim peşimde yorulup kalp krizi geçirirdi, ne de abim, derdimle ilgilenmekten kendi derdini unutur kanser olurdu.." dedi Veysel gözlerinden akan yaşları silmiş devam etmişti sözlerine.
"Şimdi siz ne yapıyorsanız yapın, ama bundan sonra ne beni, ne de Cemileyi o pis planlarınıza bulaştırmayın."
"Veysel, amcaoğlu bak sen çok başka yerlere çekiyon olayı, ne alaka şimdi onunla?" dedi Ramazan.
"Hem biz ne zaman dert yarıştırır olduk amcaoğlu, az sakin ol gözünü seveyim."
"Dert benim derdim. Siz kendi derdinizle ilgilenebilirsiniz. Hadi eyvallah." dedi Veysel arkasını dönüp kapıdan çıkmaya yeltendiğinde.
"Selmada suç bulmak kolay tabii." dedi Taner de sinirli bir ifadeyle.
"Tabii, asıl suçlunun kim olduğunu biliyorsun da söyleyemiyorsun, malum, hasta felan, bir şey olur şimdi." dedi Taner.
Veysel her zerresine kadar öfkeyle dolup taştığını hissediyordu.
"Bana bak oğlum! Haddini bil!" dedi Veysel olduğu yerde dönerken.
"Yalan mı ? Doktor değil mi senin abin? Kurtarsaydı o zaman amcamı."
"Amcaymış, hadi lan ordan! Adamın 40ı çıkmadan yaptığın işlere bak önce sen. Sonra çapın yeterse uzatırsın abime o dilini." dedi Veysel sinirden neredeyse tıslarken.
"Onun yüzünden ölmedi mi dilek de. Kurtarsaydı, niye kurtarmadı ha?" dedi bu sefer Taner de..
"Taner Kaya'nın bitmeyen aşkı Dilek!" diye yükseldi Veysel kahkahalar eşliğinde.
" Dilek diyo hâla" dedi hâla gülerken. "Sen dilek öldüğünde"ben seni unutmam demiyor muydun be!" dedi Sinirle yeniden . "Şimdi gelmiş bir de burda Dileği kullanıp abimi suçluyorsun ha .." dedi Veysel.
"İşine gelmiştir." dedi tiksinerek. "Unutma, sen sevdiği kadına verdiği sözü tutmamış bir adamsın. Karakterin de çapın da bu senin." dedi Veysel biraz önce attığı yumrukla hâla sızlayan elini açıp kapatırken.
"Ve sen o pis ağzına bir daha abimin adını alırsan, göreceğin şey, bir yumruktan çok daha fazlası olur Taner Efendi." dedi Veysel Arkasını dönüp gitmeden hemen önce.
Taner neden bu kadar şerefsiz diye sormayın, ben de bilmiyorum ama benim kafamdaki taner bu cjfjfbfb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük VeyKen Hikayeleri
FanfictionDizide Gerçekleşmesi Muhtemel, ya da olmayan alternatif sahneler serisi ...