Bozkırın kaderi buydu belki de, hiçbir zaman gerçekleşmeyen o hayaller. Hiçbir zaman yoluna oturmayan, rayında gitmeyen o işler.. Belki de yaşadıklarımın hiçbiri bozkırın kaderi değildi, benim kaderimdi. Hayallerim ile hayatım arasında mekik dokuyup durdum ben hep. Ne hayallerime yetebildi gücüm, ne de hayatıma. Beceremedim, beceremedikçe hep aynı şey düştü yadıma. Hep aynı cümle. "Sen ne anlarsın?"
...................................
ERTESİ SABAH
"Kenan hemen kestirip atmasan mı ?" dedi Elif. "Bak bu çok önemli senin için." dedi yeniden.
"Tamam. Oldu mu? Mutlu musun şimdi" dedi Kenan sonunda pes etmişti.
"Alacaksın yani tedaviyi ?" dedi Elif.
"Başka çarem mi var?" dedi Kenan durağan bir sesle.
"Ne değişecek ki hayatımda benim?"dedi umutsuzca.
"O ne demek şimdi?" dedi Elif merakla.
"Bir şey demek değil boşver." dedi Kenan yine aynı ses tonuyla. Elif de üsteleyip moralini bozmak istememişti.
"Tamam o zaman, ben aşağıdayım, sen biraz düşün olur mu ?" dedi Elif.
Elif odadan çıkarken Kenan da arkasından dolu bakışlarla izliyordu onu.
Veysel de odanın önünden geçerken duymuştu yengesi ve abisinin konuştukların. Yavaşca kapıyı tıklattı.
"Gelebilir miyim?" Dedi çekingen bir biçimde.
Kenan bir şey dememişti, şu an konuşmak istediğinden emin değildi çünkü.
Veysel bir cevap alamasa da dalmıştı içeriye. Çalışma masasının sandalyesini çekip oturdu.
"Abi, tedaviyi kabul etmeyecek misin?" dedi Veysel birden.
Kenan bir şey dememişti yine. İçinde engelleyemediği, çığ gibi büyüyen o hisse kapılıyordu istemeden.
"Cevap vermeyecek misin?" dedi Veysel zorlayarak.
Kenan derin bir iç çekmişti. İçinde çok duygular barındıran, ama kimsenin anlamadığı bir iç çekişti bu.
"Etmeyeceğim" dedi net bir şekilde.
"Nasıl ya ? Niye?" dedi Veysel de bir anda yükselip.
"Etmeyeceğim. Nedeni de bana kalsın." dedi Kenan. Söyleyebilirdi, içinde çığ gibi büyüyen korkularını. Ama bazı şeyler söyleyince yitirirdi anlamını. Başka bir şey demeden kalkıp çıktı odadan.
Ama çıkmadan önce sanki son yardım çığlıklarını atar gibi bakmıştı kardeşine... Kendi içindeki kafese hapsolmuş bir kuş gibiydi. Geleceğe dair bir umudu yoktu. Ve umudu öldüğünde sığınacağı bir kardeşi de yoktu. Çünkü umudunu öldüren o kardeşin ta kendisiydi.. Veysel ne kadar pişman olsa ve bunları düzeltmeye çalışsa da söyledikleri belki de Kenan'ın kalbinde hiç kapatamayacağı bir yaraya dönüşmüştü.
...................................
"Ne dedim ben şimdi ya !" dedi Veysel oturduğu yerden kalkarken.
"Tedaviyi kabul etmeyeceğim diyor bi de , adama bak ya " dedi yine.
İçini kaplayan öfkeyi hissedebiliyordu. Kime öfkeli olduğunu da çok iyi biliyordu. Bu sefer öfkesi kendineydi, en çok kendine... En zoru, en acısı da bu değil miydi sahi? Kendine duyulan öfkenin, içinde büyüyüp duran pişmanlığın, Hat safaya çıkan kaybetme korkusunun arasında ezilip durmak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük VeyKen Hikayeleri
FanficDizide Gerçekleşmesi Muhtemel, ya da olmayan alternatif sahneler serisi ...