Yataktan kalkıp kısa bir şekilde işlerimi hallettikten sonra içeriye geçtim. Esila çoktan işe gitmişti. Saate baktığımda epeyce geç olmuştu bu saate kadar uyumuş muyum ben ya? Mutfağa geçip bir şeyler atıştırdıktan sonra üzerimi değiştirmek için odaya geçtim. Bugün kafeye gidip kamera kayıtlarına bakma lazım. O kutuyu bana kimin verip vermediğini öğrenecektim. Üzerimi değiştirip işlerimi hallettikten sonra evden çıktım. Umarım bir şeyler bulurum. İçimde bir endişe bir heyecan vardı. Bunun sebebini bilmiyorum sadece ya tanıdığım bir insan çıkarda düşüncesi beni yiyip bitiriyordu.Kafeye doğru yaklaştığımda içimdeki endişe büyümeye başladı. Derim bir nefes alıp kafeden içeriye girdim.
"Merhaba Mesut bey odasında mı acaba?"
"Evet odasında buyrun." Mesut beyin odasına doğru yürüdüm. Odasının önüne gelince kapıyı tıklatıp içeriye girdim."
"Merhabalar Mesut bey müsait miydiniz acaba?"
"Evet Arven hanım buyrun. Bir sorun mu vardı?"
"Hayır bir sorun yok. Sadece sizden bir şey rica edecektim."
"Buyrun sizi dinliyorum."
"Dün bana verdiğiniz kutuyu birisinin getirdiğini söylediniz. Ben İstanbul'a yabancı bir insanım. Benim burada tanıdığım kimse yok. Bu yüzden kamera kayıtlarını izlemek istiyorum." Karşımda oturan orta yaşlarını epeyce geçmiş Mesut bey, sanki böyle bir şey memnun değilmiş gibi sıkıntılı bir nefes verip yüzünü sıvazladı.
"Kızım böyle bir şeye ancak eşyan kaybolur veya bir hırsızlık olayı olur öyle izin veriyoruz. Bunun da dışında pekte mümkün değil."
"Bakın Mesut bey, ben genç bir kızım ve peşimde bir sapığın olmadığını bilemem. Bunu öğrenmem lazım. Buradan evime giderken başıma bir şey geldiğinde bu sefer kameraları polislere açmak zorunda kalırsınız peki bunun vicdanından kurtulabilir misiniz?" Umarım bu konuşmam onu yeterince tatmin etmiştir diye düşündüm. Adam ihtiyari bir şekilde arkasına yaslanıp ya saça kafasını salladı.
"Peki madem gel izleyelim bakalım kızım." Teşekkür edip Mesut beyin peşine takıldım. Kameralara bakan personelin yanına gidip dün akşam o saatlerdeki kayıtları izlemeye başladık. Etraf başta sakindi ama yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başladı. Kafeye bu sefer biz giriş yaptık. Ben sahneye geçerken bir adam yanımdan teğet geçti. Dün hiç farketmemiştim. Arkası dönük olduğu için bu kadar yakınımdan geçen kişiyi göremedim. Uzun boyu ve yapılı bir vücudu vardı. Şarkı bitmesine yakın Mesut bey oturduğu yerden kalkarak arka mutfak tarağına geçti. Büyük ihtimalle kutuyu veren kişi için gitmişti. Bu seferde mutfak tarafındaki kameraya baktığımda takım elbiseli kulağında kulaklık takılı oldukça ciddi görünen bir adam yüzü açık bir şekilde Mesut beye kutuyu uzatıp kısa bir şey söyleyerek kafeden çıktı. Böyle bir adamı tanımıyordum. Dışarıya bakan kameraya baktığımda kafeden çıkan adam siyah bir arabanın arka kapısını açarak bir adamı bekledi. Arabaya binmesi için kapısını açtığı kişi sahneye çıkarken bana değmeden teğet gecen kişiydi. Ama yüzü yine görünmüyordu. Kimdi bu adam, neyin peşindeydi. Düşüncelerimin arasına Mesut Beyin sesi girdi.
"Tanımıyor musun kızım?"
"Hayır tanımıyorum. Zaten arabaya binen kişinin yüzü görünmüyor, yüzü görünen kişiyi ise hayatımda hiç görmedim çünkü benim böyle insanlarla işim hiç olmadı."
"Peki bi senin burada şarkı söylemene engel mi?"
"Tabiki de değil ama sizden bu görüntüleri bana atmanızı istiyorum." Adam sanki çok şey istemişim gibi sıkıntılı nefesler alıp vermeye başladı.
"Tamam ama sakın bizim verdiğimizi kimseye söyleme kızım. Eğer ki birisi sorarsa sana görüntüleri nasıl aldığını, habersiz girip aldığını söyle. Kemal sende kayıtları Arven'e at ve sonra bu günün kamera kayıtlarını hemen sil." Diyerek uzaklaştı Mesut bey. Neydi onu bu kadar endişelendiren. Adının Kemal olduğunu öğrendiğim kişi telefonuma kayıtları atmıştı. Teşekkür edip kafeden çıktım. Bunları Esila'ya söylemem gerekliydi. Cebimden telefonumu çıkarıp Esila'yı aradım. ÇALIYOR... Uzun bir çalıştan sonra açtı telefonu Esila."Alo Arven. Ne oldu bir şey ki oldu. Telefondan uzaktaydım kusura bakma."
"Önemli değil canım. Esila ben kafeye geldim."
"Eee izledin mi kamera kayıtlarını?"
"Evet izledim telefonuma da aktardım."
"Çok iyi yapmışsın kuzucum. Benim işim bitmek üzere, çalıştığım yerin konumunu atsam gelir misin? Güzel bir yer var burada hem otururuz hemde bakarız şu kamera kayıtlarına."
"Tamam at konumu geliyorum ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİTARE
Teen Fiction+Yıldızlar yükseklerden daha güzel görünür Siriüs. -Dağlar buna müsait mi? +Dağlar yıldızına hep müsait. Nereden bilebilirdi kimsesizliğini kimselerin dolduracağını, nereden bilebilirdi bir DAĞ'ın gölgesinin ancak bu kadar güvenli olduğunu, nerede...