Haydi bismillah.
"Bak şimdi sana ben doktor olduğumu nasıl kanıtlayacağım." Dememle masanın üstünden atıldım üzerine. Dağhan araya girip beni belimden tuttu ama elim çoktan saçına yapışmıştı bile.
"Aaaağ deli misin sen, bırak saçımı." Dip boyası gelmiş mor ve ötesi saçlarının çoğu kafasında değil artık elimdeydi.
"Dağhan bırak beni. Bırakta o torpili sokayım bir yerine."
"Leyan tamam dur. Bak hastane burası." Duymuyordum Dağhan'ı felan. Duymakta istemiyordum.
"Yardım edin Boran bey. Delirmiş bu kadın." Dağhan sabrının sonuna gelmiş bir şekilde beni tek hamlede belimden tutup odanın bir köşesine götürdü.
"Çıkın dışarıya Canan hanım. Daha fazla uzatmayın."
"Haklısınız çıkmalıyım Boran bey. Yoksa bu yalancı doktorun ne yaptığı belli olmayacak. Aile terbiyesi de almamış. " Ulan onu demeyecektin! Dağhan'ın kolunun altından sıyrılıp koşarak kadının yanına vardım. Çığlık atarak benden kaçmaya çalışsada tekrardan tuttum o mor ve ötesi dibi gelmiş saçlarını.
"Sizin gibiler mi ailesinden iyi terbiye alıyor hı!" Saçlarının bir tutamı elime geldiğinde, kafasının farklı bir yerini tuttum. Azıcıkta buradan yolayım.Dağhan belimden tutup çektikçe kadının içi boş kelleside benimle geliyordu.
"Leyan bırak!"
"Sen beni bırak asıl!"
"Yörük, Bilo ne duruyorsunuz lan! Yardım edin çıkarın şunları dışarıya. Süngü'ye de haber edin." Bilal kadını belinden tutup çekmeye başladı. Kafasında saç kalmamıştı. Tazı kafa gibi gezde, millete iftira ve hakaret etmemeyi öğren."Ay sen kimsin bırak beni sapık." Kadın Bilal'e sapık demişti.
"Ne sapığı hanımefendi. Sizi kurtarmaya çalışıyoruz burada ayıp oluyor ama." Diyerek bıraktı kadını.
"Lan Bilal tutsana lan!"
"Tutmam komutanım sapık dedi bana."
"Allah'ım. Ulan sizi bana sayıyla mı veriyorlar. TUT LAN ŞUNU!" Bilal tiksinir gibi kadını iki parmağının ucu ile tuttu. Dağhan epey sinirlenmişti. Kadın elini kurtarıp o da benim saçımdan tuttu."Aaağ benim saçım senin ki gibi üç beş tane mi KEL kadın!!!" Dağhan daha fazla dayanamayıp kadının ellerini kafamdan çekip beni uzaklaştırdı.
"ÇIKIN DIŞARIYA!" Yerimde duramıyordum. Dağhan az önceki bağıran kişi o değilmiş gibi bana ve yoluk saçlarıma bakarak konuştu.
"Dur kurban olduğum dur dur." Orhun ve hemşire bir köşede sadece izleyici gibi duruyordu. Dağhan onlarada dönüp bağırdı.
"Yörük seni zıpkınlarım lan. FİLM Mİ VAR LAN BURADA! ÇIKAR DIŞARIYA CEREN HANIMI!" Dağhan'ın alnındaki sinirden çıkan damar her an patlayabilirdi. Neyse ki ben doktorum müdahale edebilirim tabi kiii.
"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!" Orhun ve Bilal kadını dışarıya çıkarmıştı. Onların arkasından hemşire de çıkmak üzereydi ki arkasını dönerek konuştu.
"Elinize sağlık Arven hocam." Diyerek çıktı kapıdan. Elime sağlıktı tabi. Bu saatten sonra o da saçlarına sağlık istesin. Kel aynak...Dağhan arkasında olan bana döndü. Öyle bir baktı ki, birazdan bende kafasız bir şekilde çıkacaktım bu kapıdan. Üzerime üzerime gelince bende geri gittim. Ne yapacaktım ya kocaman herifin karşısında. Kaçacaktım tabi. Beni pişirmeden ham yapardı bu insan vücutlu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİTARE
Teen Fiction+Yıldızlar yükseklerden daha güzel görünür Siriüs. -Dağlar buna müsait mi? +Dağlar yıldızına hep müsait. Nereden bilebilirdi kimsesizliğini kimselerin dolduracağını, nereden bilebilirdi bir DAĞ'ın gölgesinin ancak bu kadar güvenli olduğunu, nerede...