~SAUDADE~

9 3 4
                                    

Dağhan ile en son konuşmamız iki gece önceki kapının önünde olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dağhan ile en son konuşmamız iki gece önceki kapının önünde olmuştu. 'Sende benimsin bende kalsan vatanım olsan' demişti. En son buydu. Şimdi iki gündür ne abim ne Dağhan ne de diğer askerleri görüyordum. Dün gece abimden gelen kısa bir mesaj vardı sadece. İyi olduğunu ve onunda Dağhan'lar ile Kuzey Irak'ta olduğunu söyledi. Dedikleri gibi miydi bu Kuzey Irak. Giden gelmeyen dağları mıydı?

Yatağımdan kalkıp hastaneye gitmek için, üzerimi değiştirdim. Bu gün Esila gelecekti ama ilk olarak yanıma uğrardı buradaki ajansa mı giderdi bilmiyorum. Mert ve Dağhan olmadığı için Esila'nın istediği solo askerini bulmalarını söyleyememiştim.

Evden çıkmadan önce karşı binanın kapısını çalıp  Dağhan'ın bahsettiği Selin kapıyı açtı. Eski bakıçısıydı Süreyya hanımın ama ben gündüzleri ve bazen çoğu geceleri hastanede olduğum için o ilgilenecekti. Tekrardan başlamıştı işe. Ben buraya geldiğimde sadece Süreyya hanım ile ilgilenirim sanıyordum. Öyle olmamıştı ama.
"Merhaba Selin girebilir miyim?"
"Tabi ki Arven gel. Süreyya Teyze de seni soruyordu." Gülümseyerek eve girdim. Yine pencere kenarına en yakın kanepede oturuyordu. Sebebi belliydi sürekli pencere kenarında oturmasının. Bekliyordu.  Şehit oğlunu bekliyordu. Belki de şimdi de Dağhan'ı bekliyordu.
"Süreyya Teyzecim ben geldim." Baktığı yerden kafasını çevirip bana döndü.
"Arven'im hoşgeldin kızım. Göremiyorum seni bayadır." Son zamanlarda hafızası çok nadir bir şekilde gidiyordu. Onun dışında gayet güzel ilerliyordu. Aynı şekilde kanseri de güzel bir şekilde atlattığını düşünüyordum.
"Hastanedeyim çok istiyorum bende sürekli seninle olayım. Ama maalesef elimden bir şey gelmiyor."
"Olsun yavrum benim. Sen yardıma ihtiyacı olana koş. Bak benim Selin kızım yardım ediyor."
"O zaman sana akşam bir süprizim var. Biri ile tanışmak ister misin?"
"Evet isterim tabi ki. Uzun zamandır farklı yüzler görmüyorum."
"Ben şimdi gidiyorum o hâlde akşam görüşürüz."
"İnşallah kızım. Dikkat et kendine." Yanından ayrılıp seline de gülümsedikten sonra evden ayrıldım.

Binadan çıktıktan sonra hastaneye doğru yürümeye başladım. Çok uzak değildi Allah'tan.
"Arven kızım hastaneye mi?" Yukarıdan gelen sese kafamı kaldırdığımda tabi ki melekler değil Nur ablaydı.
"Evet Nur abla hastaneye gidiyorum."
"Abinler daha gelmedi mi?"
"Hayır gelmediler. Sağ sağlim gelirler inşallah."
"İnsallah kızım dua et sen. Biz ne asker yolları gözledik." Ben asker beklemeyi henüz bilmiyordum ama. Nasıl beklenir, beklerken ne söylenir hiç bilmiyordum. Nur ablaya el salladıktan sonra lojmanlardan tamamen ayrıldım.

Ne çabuk ezberlemiştim bu yolları. Ne çabuk alışmıştım bu düzene. Hemen hemen iki hafta öncesine kadar farklı bir düzendeydim. Lanetliyordum uyandığım her sabahı. İçimde öfke ve kin ile geçiriyordum her günümü. Sonra da gidip kitaplara kusuyordum. Bay Gorgi'de temizliyordu. Özlemiştim onu da. Acaba kim bilir kaçıncı kitabında gözlerini dinlendiriyordur. Bulmuş mudur istediğim kitabı yoksa hâlâ kitabın bana gelmesini mi bekliyordur. Bay Gorgi ve gizemleri hiç bitmez...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİTAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin