~KARBEYAZ~

29 13 3
                                    


"Mazaik pastanı yemedin, afiyet olsun..."

"Arven bu normal bir şey mi evin adresine kadar bilen birisi bu her kim ise." Anlamaya çalışıyordum. Kimdi bu, neden sürekli bir gizemin içindeydim ben.
"Esila ben gideceğim benim yüzümden başınız yanamaz."
"Arven beni sinir etme geçin içeriye bir konuşalım. İlk notu gönderen ile bu aynı olmayabilir, belki kafede birisi gördü beğendi seni."
Can'ın dediği de doğru olabilirdi ama mantıklı düşünürsek bir günde iki not iki gizem tesadüf olabilir miydi? Olamazdı masalda değiliz. Kapıyı kapatıp içeriye geçtik.
"Can'ın dediği gibi olabilir Arven. Belki kafede birisi seni gördü beğendi böyle de düşünmek gerekir."
"Bir günde iki not, ayrı kişiler ve ben dün amcamı bıçakladım. Neyin tesadüfünden bahsediyoruz. Gerçeklere dönelim lütfen kendimizi kandırmayalım." Sırf ben üzülmeyim panik yapmayım diye yapıyorlardı ama gerek yoktu böyle şeylere. Ben zaten hep gerçeklerle yüzleştim. Kimse bana masal anlatmadı, kurduğum hayallerde bile vardı benim gerçeklerim.
"Benim bir arkadaşım var Ankara'da şimdi onu arayacağım emniyette çalışıyor soracağım. Merak etmeyin ondan bişey çıkmaz."
"Kim bu arkadaş Can emin miyiz bir şey çıkmayacağına."
"Güvenin bana ben sizi ne zaman yarı yolda koyacak bir şey yaptım."
Doğru söylüyordu Can. Bizi hiçbir zaman yarı yolda bırakmadı hep arkamızı topladı, belki de bu yüzden hukuk okumuştur. Telefonundan bir arama yapıp hoparlöre alıp konuşmaya başladı.

+Alo! Naber Mete.
-İyidir hayırsız nerelerdesin.
+Bıraktığın yerdeyim birader. Ya senden bir ricam olacaktı.
-Söyle kardeşim dinliyorum.
+Ankara'da bıçaklanma vakası oldu mu?
-hergün oluyor bu memlekette ama dün gece bir olay oldu bir adam evde bıçaklanmış geç saatlerde.
+ne olmuş peki ölmüş mü?
-yok ölmemiş adamın ifadesine göre kumarda borcu varmış, borçlusu yaptırmış ama kimin yaptığını görmemiş. Bizi işkillendiren o saatlerde evden genç bir kızın hızla çıkması kamera kayıtlarına yakalanıyor ama adam ısrarla bir kız değil bir adam olduğunu söylüyor. Adam susturulmuş gibi geldi bize."
+olay hangi ilçede kardeşim.
-mamakta Taşhanhane sokakta olmuş.

Benim evimin sokağıydı ve o kişi amcamdı. Ölmemişti ama beni de ihbar etmemişti. Anlamıyordum hangi çarkın içindeydim de çevirdikçe boş geliyordu.

+tamam sağolasın Mete.
-ne demek kardeşim de hayırdır niye sordun?
+avukatım oğlum ben iş lazım adam şikayetçi olsaydı işini alırdım paraya da para demezdim.

Can biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattı. Bir şeyler oluyordu birisi benim hayatımı yönlendiriyordu.
"Arven amcan neden böyle bir şey yapmış olabilir?"
"Bilmiyorum Esila bilmiyorum hiçbir şey bilmiyorum. Benim, kimim varda gidip o adamı susturacak ve o adam çıkarı olmadan evet beni başkası bıçakladı diyecek."
"Çözecez onu da merak etme. Kimse bu çıkar elbet verir bir yerden açık. Bekleyeceğiz."

Can'ında dediği gibi bekleyecektik. Dertleri eğer zarar vermek ise umarım sadece benimle yetinirler, çünkü yeterince kayıp verdim ben, daha fazlasına ne gücüm vardı, ne de çevrem kalmıştı kaybedecek.

"Okul işini ne yaptın sen Sarı."
"Hallettim uzaktan tamamladım zaten iki dersim kalmıştı, aldık diplomayı sonunda."
"Oldun mu sende tabip." Diyip saçlarımı karıştırdı Can.
"Ne demezsin ya en kötü ortalama ile, okula son iki ay kala gitme amcan denen pislik yüzünden kalan dersi de yalvar yakar geç. Uzmanlık bile yapamam ancak pratisyen olurum ben bahtıma da neresi düşerse artık."
"Olsun Arven hiç geçememekte vardı. Sonuçta sen geçtin ve bir mesleğin var." Hakkıydı bir mesleğim vardı sonuçta.

Saat epey geç olunca yatacağım odaya geçtim. Artık ne konuşma kotam kalmıştı nede anlamsız bir yaşantıyı kaldıracak bünyem. Küremi elime alıp yatağımın üzerine oturdum. Küreyi çevirip melodiyi dinlemeye başladım. Bu ses bana huzur veriyordu. Her kim aldıysa bana o zaman bu küreyi eminim benden çok, ona minnet duyan olmamıştır bu hayatta.

SİTAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin