~ŞÛRİDE~

27 5 4
                                    

                                 ✨✨✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



                                 ✨✨✨

"Görüneceksen görün benim sabrım kalmadı Gölge adamı!" Ağlamaktan gözlerim bile yorulmuş artık yaş akıtmıyordu. Boğazım kurumuş sesim çatallaşmıştı. Dayanacak hiçbir gücüm yoktu artık. Tutunacak dallarımı kırmışlardı benim. Oysa bu bahçeyi ben yapmıştım ben büyütmüştüm ağaçları. Gün olurda o dallara tutanayım diyeydi.

Kalbim kanıyordu. Öyle bir kanıyordu ki, sanki içinden çok sevdiğim birisini çıkartmak ister gibi. Beceriyordu da sanki. Gücüm kalmamıştı artık. Ne beni taşıyacak bir ayak ne de taşımasını isteyeceğim  bir gururum kalmamıştı benim artık.

Tamda şimdi yanımda ol görün istedim gölge adamı. Tamda şimdi...

Usul usul toprak örtülüyordu annemin üzerine. Hava da soğuktu ısıtır mıydı bu toprak onu. Annem kiri hiç sevmezdi halbuki. Ne diye atıyorlardı toprağı üzerine. Tanımadığım bir kaç adam ve anneme güya babalık yaptığını sanan ama bir kez olsun yanında olmayan o adam. Bazı insanlara baba demeye şahit isterdi. O şahitleri de öldürmek gerekirdi.

Topluluktan uzaktaydım. Hızla yanlarına ulaşıp durdurmak istedim hepsini.
"Atmayın bırakın. Siz kimsiniz hem!" Esila ve Can koşarak yanıma gelip beni durdurmaya çalıştı.
"Bırakın beni! Kim bunlar ya kim! Ben bunları annem sağ iken görmedim hiç! Hepsi gelmek için annemin cenazesini mi beklemiş. 'Mavi ölsede ziyaretine mi gitsek' demişler." Annemin annesi olan kadın yanıma gelip durdurmaya çalıştı. Esila ve Can dokunmuyordu artık bana. Haklı olduğumu biliyorlardı.
"Ne yapıyorsun sen! Cenaze burası rezil ettin bizi millete!"
"Ben mi rezil ettim Seyran hanım BEN Mİ REZİL ETTİM!" Sesim artık daha da yüksek çıkmaya başlamıştı. Kopmuştu bu ip, çıkmıştı tren raydan.

"Sen ve kocan kac kere kızınızı görmeye geldiniz? Kaç kere sahip çıktınız? Şimdi değişen ne oldu? Kızınınız ölmesi mi? DEFOLUN BURADAN DEFOLUN!!!"  Herkesin ağzı bir karşı açık bizi seyrediyordu. Adamlar ellerinden küreği bırakmış hiçbir şey yapmadan öylece bekliyorlardı.
"Terbiyesizlik etme! Bunlar burada konuşulacak şeyler değil. Senin karşında kim var farkında mısın?"
"Benim karşımda kim var bilmiyorum ama artık sizin karşınızda ben varım! Şimdi defolun gidin bu cenazeden ve bir daha tanımadığınız insanların üzerine toprak atmayın." Elinde tuttuğu küreği hızla çekip gitmesini bekledim. Bir kaç saniye acımasızca yüzüme bakıp terketti mezarlığı. Gözlerim etrafa kaydığında hâlâ tanımadığım bir kaç insanında burada olduğunu gördüm.

"Gidinsenize sizde! Boşuna rol yapmayın. Maalesef size dağıtılacak helvamız yok doyuramayacaksınız o karnınızı." Kınayan gözler ve sözler ile defolup gittiler mezarlıktan. Can örtüyordu annemin üzerini. Birde mahalledeki bazı yakınlar.

Hoca okudu duasını, annemde dinledi. Bunu mu istemişti gerçekten. Benim yanımda rahat edemedi mi toprağa mı uzanmak istemişti. Halbuki ben annemin yanında ağlamazdım. Gözyaşlarımı görüp üzülmesin diye. O ne yaptı? Bencillik...

SİTAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin