15.Bölüm ''Seninle Bir Gün''

7K 248 36
                                    

Resimdeki kişi Destan

Medyadaki şarkıyla birlikte okuyun!

Bir otobüs aşkıydı belki bizimkisi benim yolum "son durak" seninkisi "müsait bir yer"di.

Anlık gözleri büyüdü ve bana beklentiyle bakmaya başladı. ''Beni affedeceksin yani?'' diye sorunca ''Destan'ı ikizlerden uzak tutarsan affedeceğim.'' dedim.

''Bana sadece bir gün ver.Yarın birlikte zaman geçirelim burada.Sadece ikimiz.Beni bir günde daha iyi tanıyacaksın.Sen bana bir gününü ver bende Destan'ı uzak tutayım.'' deyince ona döndüm.

''Uzak tutmazsan bende seni affetmem.''

''Lütfen sadece bir gününü ver bende anında onu uzak tutayım.Bir daha karşınıza bile çıkmaz.Zaten Azmanla ikisi tatile gitmeyi düşünüyorlar.''

''Tamam kabul.Sadece bir gün.'' 

''Yes be'' diyerek elini yumruk yapınca gülümsedim.Bahçeli bir evin önüne gelince bahçenin kapısını yavaşça itti.Kapıdan çıkan gacırdama sesiyle bahçeye adımımızı attık.Şuan tırsar bir haldeydim,çünkü gecenin bir vakti perili köşk gibi iki katlı bir eve doğru yürüyorduk.Savaş'a yaklaşarak yürümeye başladım. ''Korkuyor musun?'' diye sordu.Sesindeki muzip tın benimle alay edercesineydi.

''Yooo.B-ben mi?'' diye sordum kendimi göstererek.

''Arkandaki ayı korkacak değil ya.'' demesiyle çığlığımı basıp arkasına saklandım.Ağzından bir kahkaha kaçtı ve gülmeye başladı.Göğsüm inip kalkıyordu.Cidden mi Duru? Burada bir ayı olabileceğini mi zannettin? 

''Seni hayvan!'' diyerek yumruklarımı göğsüne vurmaya başladım. ''Ödüm koptu,Allah'ın cezası!'' O hala kahkaha atmaya devam ediyordu ve kahkahası melodik bir ses gibiydi,hoşuma gitmişti.Dikkatini topla,konsantrasyonunu bozma.Kollarımı tuttu ve gülmesini bastırmaya çalıştı.Kaşlarım çatılmış ona bakıyordum,ne kadar ciddi dursam da biraz daha kahkaha atarsa gülümseyecek hale gelecektim.

''Gerçekten arkanda bir ayı mı olduğunu düşündün?'' dedikten sonra yine bir kahkaha attı.Kollarımı ondan çektim ve eve doğru yürümeye başladım.

''Arkamda kahkaha atan bir ayı var zaten,düşünmeme gerek yok.'' dedikten sonra merdivenleri çıktım ve dış kapıya doğru geldim.Kahkahasını sonlandırdı ve gülmemek için dudağını dişleri arasına aldı.Dikkatimi dağıtıyordu her hareketi.Cebinden anahtarı çıkardı ve yanıma gelerek kapıyı açtı.Kapıyı ittikten sonra ilk adımı ben atıp eve ilk önce ben girdim.Kapıyı kapattıktan sonra üzerindeki ceketi çıkardı ve bir köşeye fırlattı.Kollarımı göğsümde bağladım ve ayın ışığını yansıttığı odaya göz gezdirdim.Işıklar yanınca daha da dikkatli baktım.Küçük bir şömine,büyük mavi bir koltuk,şöminenin etrafında renkli renkli puflar.Koltuğun önünde dikdörtgen bir sehpa.Evi daha çok mavi ve gri tonlarında döşemişti.Gözlerim bir çerçeveye takıldı ve şömineye doğru yürüdüm.

İkimizin beş yaşında birlikte çekildiğimiz bir fotoğrafımız vardı.Savaş o zamanlar hiç kız arkadaşı olmadığını söyleyerek benden uzaklaşırken bende tüm samimiyet ve sıcakkanlığımla inadına ilk gün ona yakın olmuştum.Ben otuz iki dişimi göstermiş kameraya bakıp gülümsüyordum ve bir kolum Savaş'ın omzundaydı,onunda sağ eli benim belimdeydi ve bana bakarak somurtuyordu.Onun somurtuk suratı gülümsememe neden oldu.Çerçeveyi yerine koyduktan sonra arkamı döndüm ve bana bakarak koltukta oturan Savaş'a baktım.Bana aşık bir adam gibi bakıyordu,aşık adam nasıl olur babamdan çok iyi biliyordum.Annemin bana anlattığına göre annemle babam benim yaşımda tanışmışlar ve o zamandan beri birbirlerini seviyorlarmış.Karşılarına ne kadar sorun çıksa da birlikte hepsini atlatmışlar.Annem geçmişi anlatırken bazen o güzel mavi gözleri buğulanıyor ve hüzünleniyor.Ben doğmadan iki sene evvel annem hamileymiş ve bebekleri ölmüş.Cinsiyeti belli bile değilmiş.Nasıl öldüğünü sorduğumda anlatmıyor hemen ağlamaya başlıyordu annem.Fransa'ya gitme nedenimiz benim başıma da ilk ölen kardeşimin başına gelenlerin gelmesini istememesiymiş.

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin