17.Bölüm ''İyi ki varsın''

6.5K 243 9
                                    

 Kaldı işte; Çayımız bardakta.. Çocukluğumuz sokaklarda.. Mutluluğumuz kursağımızda.. Sevdiklerimiz uzaklarda.. Gülüşlerimiz fotoğraflarda.  

Duru ile Savaş'ın dans ettiği şarkı ve dans hareketleri medyada.İyi okumalar..

Ölüm sessizliği sayemde bizim eve de uğramıştı.Ağlamıyordum,hastalığımın beni ağlatmasına şuan masada izin vermiyordum.Ben güçlü gözükecektim.Güçsüzdüm,yaralıydım,hastaydım ama herkes beni ''bak hasta ama ne kadar mutlu'' diye bilecekti.Hayat çok garip değil mi ? Acılarını gizlemek için gülüyorsun ve herkes seni mutlu sanıyor.Yüzümde mutlu olduğumun imzası olan bir gülümseme vardı.Annemin yaptığı damla çikolatalı kurabiyeleri yerken bir yandan da sıcak çayımı yudumluyordum.Anneme bir şey demiyorduk.Ama bir iş çevirdiğimizin farkındaydı.

Saçlarımın biçimsiz şekli ve bir anlık öfkeyle gidip kesmiş olmam şuan çok pişman olmama sebep olmuştu.Bir anlık kriz geçirmiştim ve güzelim sarı saçlarım doğru çöp olmuştu.Ama bir yandan da nasılsa kemoterapi sayesinde dökülecekti diyerek kendimi teselli ediyordum.Şuan birine sarılıp hıçkırarak ağlamak istiyordum..hiç durmadan,sürekli ağlamak.Sandalyemi arkaya iterek ayağa kalktım. ''Ben doydum,size afiyet olsun.'' Ne diyeceklerini beklemeden arkamı dönüp yürümeye başladım.

''Kızım nereye?'' diye sordu annem.

''Okula.''

''Bugün gitmesen anne kız vakit geçirsek?''

''Anne asıl bugün gitmeliyim.Bugün dans dersi var ve beni biliyorsun bale yapıyorum.'' Annem tebessüm edip ''anladım kızım'' dedi.Ablam ayağa kalktı ve koşarak yanıma geldi.

''Okula birlikte gidelim.'' Beyaz converselerimi giydikten sonra doğruldum.

''Ben tek başıma gitmek istiyorum,sen Urasla gelirsin.'' Kapıyı açtım dışarıya çıkmak için bir adım atacakken ablam durdurdu. ''Bana mı kızdın öyle dedim diye?'' Arkamı dönüp ablama baktım.

''Ben şuan tek bir şeye kızgınım,o da güzelim saçlarımı bir anlık öfkeyle kestim diye.Ben sana kızgın değilim abla ama kırgınım.'' dedikten sonra kolumu tutan kolunu itekledim ve kapıdan çıktım.Eteğimin cebinde olan kulaklığımla telefonumu çıkardım ve kulağıma taktım.Müziklerden bir tanesini açıp yürümeye başladım.Kulağıma The Cab'in ''Angel With A Shotgun'' şarkısının sözleri gelmeye başladı.Dudağımı dişlerimin arasına aldım.Şuan ağlamamak için çok zor tutuyordum kendimi.Moralim sıfırdı.Bana nasıl kökü sende nasılsa uzar,üzülme derdi.Üzülmemek elde miydi? Biliyordu ne kadar çok saçlarımı sevdiğimi.Özellikle de şu yaşıma kadar saçlarımı hiç kestirmemiştim.Bugün bir ilk yaşanmıştı ve kendimden şuan nefret ediyordum.Savaş beni bu halimle sevmeyecekti.Biçimsiz sarı saçlar..ah!

Etrafa göz gezdirdim.Yakınlarda bir kuaför bulup girecek ve saçlarıma daha düzgün bir kesim yaptıracaktım.İleride gözüme takılan kuaföre doğru yürümeye başladım.Kulaklıklarımı çıkarıp cebime geri tıktım.Kapıyı itip içeriye girdim.

''Ben saçlarımı düzelttirecektim de'' dedim.Kadın ilk önce saçlarıma baktı sonra tebessüm ederek ''Tamam canım sen otur bu müşteriden sonra seni alırım.'' Başımla onaylayıp tekli koltuğa oturdum.Canım sıkılıyordu şuan.Elim saçlarıma gitti.Gerçekten de çok kesmiştim.Artık küt sarı saçlarım olacaktı.Müşteri parasını ödeyip kalkınca müşterinin kalktığı yere ben oturdum.

''Saçlarımı daha düzgün bir hale sokar mısınız? Saçlarıma bir anlık öfkeyle kıydım ve böyle gözükmesi hiç içime sinmiyor.'' Kadın başıyla onaylayıp yanıma geldi ve beni aynaya doğru çevirdi.

''Saçlarını kat kat keselim mi? Bence sana öyle daha çok yakışır.''

''Yok,kat kat olmasın.Küt yaparsanız sevinirim,'' dedim gülümseyerek.

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin