30.Bölüm ''Sorsan ikimizde maviydik''

3.8K 187 7
                                    

 Bir sabah uyanırız, uyanır uyanmaz öperim seni sandım ben.Bir gün yağmur yağar, ıslanırız. Saçların da ıslanır. Saçların bahar kokar, ellerim saçlarına sarılır, ellerim kirinden arınır sandım. Ne bileyim başımı dayayıp omzuna yumunca gözlerimi, geçer gibi geldi hepsi. Her şey biter gibi geldi işte. Unuturum gibi geldi bana. Dağılırsın gibi geldi sonra. Bu kadar özlemin arasında yokluğuna, alışılırmış gibi geldi. Gidişine bir yalan uydurulabilirmiş gibiydi. Öyle değilmiş. Hiç olmayacakmış öyle. Ne bileyim işte mutlu oluruz gibi gelmişti bana. Olamadık. Olamazmışız.  

Artık eskisi kadar güçsüz değildi bedenim.Saçlarım az da olsa kökünden çıkmaya başlamıştı,mutluydum.Artık mutluydum,mutluyum diyebiliyordum.Yağan yağmurun cama damlarken çıkaran sesine aldırmayarak ninni söylemeye devam ettim.Kollarımın arasında beni iyileştiren küçük,masum kardeşime ninni söylüyordum.Onu kollarımın arasında ninni söyleyerek uyutmak çok hoşuma gidiyordu.Bazen yaptığım saçma sapan hareketlere gülüyor zannediyordum ama bana gülmüyordu.Her gece ağlamaları benim için sorun olmuyordu,hemen uyanıp kardeşimi kollarımın arasına alıyordum.

Boşuna nefret etmiştim annemin karnındayken.Böylesine tatlı bir bebek nefreti hak etmiyordu.Varlığına bile alışmıştım.Aylar,günler geçmişti.Ben toparlamıştım,iyileşmiştim hatta kilo bile almıştım.Yüzüm solgun değildi aksine capcanlıydım.Ameliyatımdan tam 3 ay geçmişti.Şubat ayına adım atmıştık.Havalar geçen günlerin aksine ısınmıyor soğukluğu devam ediyordu.

Aslında hep diyorum,mevsimlerle alakası yoktu,onun yokluğu bendeki yarattığı boşluktan dolayı üşüyordum.Onu unutmamıştım,nasıl unutabilirdim ki? İlk aşkımı,ilk kırgınlığımı.Ama onsuz da yaşayabiliyordum.Ablamla ben,ben iyileşene kadar okula gitmemiştik ama şimdi iyiydim.İyileşme sürecini tamamlamıştım.Bizim okulun müdürü babamın en yakın arkadaşı olunca birazda parayla falan bizim devamsızlık günlerimizi halletmişti.İkinci dönem okula devam edecektik.

Ne olduysa hep buraya geldiğim için olmuştu.Bu şehir bana iyi gelmemişti.Evime dönmek istiyordum,oradaki arkadaşlarımı özlemiştim.

''Uyudu mu?'' diye sordu annem.Arkamı gülümseyerek döndüm ve başımı salladım.

''Melek gibi uyuyor,'' dedikten sonra Umut'un başına öpücük kondurdum.

''Ben kardeşini yatırayım,'' diyerek annem elimden Umut'u aldı.Derin bir nefes aldıktan sonra ablamın yanına doğru yürüdüm.Ablamın yanına oturup başımı onun omuzuna koydum.Annem salona gelince o da koltuğun birine oturdu.

''Babanız biletleri almış.Yarın öğleden sonra Fransa'ya dönüyoruz.''

''Teyze bugün son kez bizimkilerle dışarı çıkabilir miyiz?'' dedi ablam. ''Veda olarak.''

''Tabi çıkın,'' dedi annem. ''Ama 12 den evvel evde olun.'' 

''Tamam,'' dedi ablam anneme başını sallarken.Bana dönünce beni dürttü.

''Ne?'' dedim fısıldayarak.

''Yürü,koş bizimkilere haber verelim.''

Ablam bizimkilere haber vermişti hepimiz önceden gittiğimiz bara gidecektik.Yani benim hastaneye yatmadan evvel gittiğimiz bara.Güzel olmak istiyordum,biri bana baktığında gözlerini alamasın istiyordum.Savaş üzüldüğümü bilsin istemiyordum,beni güçsüz birine çevirdiğini görüp mutlu olmasını istemiyordum.O iddia falan artık umurumda değildi.Savaş'ta umurumda değildi.Artık biz diye bir şey yoktu,hayatıma devam edecektim.

Eski toz pembe hayatıma geri dönmüştüm,eskisinden daha güçlü bir kızdım artık.Odama girince aynada kendime baktım.Güçlüsün sen,artık eski sürekli ağlayan gözleri şişen kız yok.Artık gülümseyeceksin,mutlu olduğunu sen hissetmesen de tüm herkes öyle zannetmeli.

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin