♥Sezon Finali♥

3.3K 162 28
                                    

Arkadaşlar bir önceki bölüm yarım kalıp kaydedilmemişti,düzelttim.Savaş'ın vurulduğu kısmı falan gözükmüyorsa tekrar yükleyin.İyi Okumalar..

Ne güzel demiş şair :''şimdi ben mutluluğa müebbet yesem, kesin yarın af çıkar.''

5 yıl sonra...

Yüreğim talan,yüreğim yangın,yüreğim harap.

Abimin getirdiği tosttan bir ısırık aldım.Karnım açtı ama yemek istemiyordum.Boğazımdan bile zor geçiyordu.Sevdiğim içeride ölüm kalım savaşı verirken ben nasıl yemek yiyebilirdim? Tostu masaya koydum ve gözlerimi abime çevirdim. ''Ben tokum,yanlarına gidelim mi?''

''Daha hiçbir şey yemedin,'' dedi kaşlarını çatarak. ''O tostu bitirmeden hiçbir yere gidemezsin,papağan.''

''Abi lütfen zorlama,'' dedim yorgunca. ''Yiyemiyorum.O içerideyken boğazımdan geçmiyor.'' Abim dikkatlice yüzüme baktıktan sonra derin bir nefes verdi.

''İyi,peki,tamam,'' dedi pes edercesine. ''Hadi gidelim,inatçı keçi.'' Gülmedim.Mimiklerim hareket etmeyi unutmuş gibiydiler.Gözlerim yürürken daldı bir boşluğa.Koridorda yürüyüp ameliyathanenin önüne giderken,abim yanımda elindeki tostunu ısırdı.Acıkmış olmalıydı.Abime bakarken abimde gözlerini bana çevirince tostunu uzattı. ''Acıktın değil mi?'' Başımı hayır anlamında salladım.Tostunu kendine çekip yemeğe devam ederken bende önüme döndüm.

Başımı yere eğmiş,düşünceli bir şekilde yürüyordum.Ölüm;kurtuluştu bazı insanlar için.Ama sadece bu hayattan kurtuluyordun.Sadece bu dünyadan kurtuluyordun.Diğer hayatında yine tanıdığın kişiler yanında olacaktı.Sadece ruh;takılıp kaldığı bedenden ayrılıyordu o kadar.Ölmek kurtuluş değildi,kaçıştı.

Benim sevdiğim adam benden kaçamazdı,onun kurtuluşu bendim.Ben onun acısını dindirebilirdim,yaralarını sarabilir,aşkımla onu iyileştirebilirdim.Sadece gözlerini açması lazımdı,onu özlemiştim.İnsan özlerken canı acır mı? Acıyor işte.

Ameliyathanenin önüne gelince doktorun çıktığını,bizimkilere bir şey dediği görünce koşmaya başladım.Uyanmış mıydı? Açmış mıydı gözlerini? Annem ve babam bana üzgün bakarken ben onlara aldırmadan doktorun yanına geldim.Alaz sinirle oradan uzaklaşıp bir duvara sertçe vururken,kalbim ağzımda atarken doktora döndüm.

''Savaş iyi mi? Sevgilim iyi mi,açtı mı gözünü doktor bey? Ne olur bir şey söyleyin!''

Doktor gözlerini benden kaçırıp başını eğdi. ''Hastayı kaybettik.''

Hastayı kaybettik mi?

Şaka.Şaka değil mi?

Nereye bakacağımı,ne yapacağımı şaşırmıştım.Dengem alt üst olmuş durumdaydı.Canım çok acıyordu,nefes alamıyordum.Kalbim atmayı bırakmıştı,yaşayamıyordum.Nefesim kesiliyordu.Ne demek ölmüştü? O beni bırakmaz,bizi bırakamaz.Bunu bana yapmaz.Yalan söylüyorlardı.

''Yalan söylüyorsun!'' dedim doktorun yakasına yapışarak. ''Ölmedi değil mi? Yalan söylüyorsun!'' dedim ağlarken.Hıçkırıklarım birikti,duvarlara sertçe vurmak istiyordum.Saçlarımı yolmak kendime zarar vermek istiyordum.Onu istiyordum.Kokusunu,tenini istiyordum.Bana sarılışını,öpüşünü istiyordum.Ölmedi,ölmedi,ölmedi.

Ne olduğunu anlayamadan,koridor dönmeye başladı.Başım dönerken yere düşüp,karanlığa kucak açtım.

Yataktan sıçrayarak uyandım.Derin derin nefesler alarken ağlıyordumda.Başımı yatağın sağ tarafına çevirdim.Beş senedir boştu onun uyuduğu taraf.Kokusu hala duruyordu ama.Yıkamamıştım çarşafları,başını koyduğu yastığa bile dokunmamıştım.Kokusu benden uzaklaşamazdım.Bir tek kokusu ve gülümsediği,beni öptüğü fotoğrafları kalmıştı.

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin