38.Bölüm ''O artık benim kızım değil!''

3.8K 172 15
                                    

Havalarda soğudu şimdi sen yoksun.Ellerim üşür benim,ama havalardan değil.Çünkü sen yoksun.

Gözlerimi hala sert çehresinde gezdiriyordum.Sol elimin tersiyle yüzünü okşadım.Dudakları aralanmış bebek gibi uyuyordu Savaş.Benim için endişelenmiş ve uyumamıştı.Bir elim başımın altında,yastığa dayalıydı.Savaş'ı tam yarım saattir izliyordum.Vücudum hala ağrıyor ve sızlıyordu.Nasıl iyileşecektim hiçbir fikrim yoktu ama yanımda Savaş vardı.Artık kimsesiz değildim o vardı.Sevdiğim adam,belki gelecekteki eşim.Çocuklarımın babasıydı o.Acaba bebeklerimin cinsiyeti neydi?

Savaş yutkunduktan sonra bana doğru döndü ve sıkıca sarılıp başını göğsüme koydu.Hala uyuyordu,bende ona sarılıp alnına öpücük kondurdum ve saçlarını okşamaya başladım.Ne kadar acı yaşarsam yaşayayım acımı dindiren tek insan kendisiydi.Bana huzur veren huzuru hissettiren de oydu,acı çektirip ağlatan adamda oydu.Ne yaparsa yapsın vazgeçemiyordum ondan.Sanki kalplerimiz mühürlenmiş gibiydi.Ben onsuz o bensiz yapamıyordu.

Savaş'ın alnına bir kez daha öpücük kondurdum ve saçlarına başımı gömdüm,kokusunu ciğerlerim depolayıp taşana kadar çektim.Şuan ki mutluluğumu tarif bile edemem,mutluluktan ağlayacaktım.Savaş'ın komodindeki telefonu titreyince hafif doğrularak Savaş'ın kollarından çıkmaya çalıştım.Doğrulmaya çalışırken tüm bedenim sızlamıştı,özellikle de sırtım.Acıdan dolayı inledim ve Savaş'ın kollarını benden çekip kenara koydum.Telefonun melodisi odayı doldururken hemen yataktan kalkıp Savaş'ın yan tarafındaki telefonu aldım.Bilmediğim bir numara arıyordu.

Açsam mı açmasam mı,diye düşünürken dudaklarımı yaladım.Açacaktım.Telefonu açıp kulağıma koyarken bir yandan da Savaş'ı izliyordum.Savaş sol tarafına dönünce bende odadan çıktım ve kapıyı ses çıkarmadan kapattım.

''Alo?'' dedim karşı tarafa.

''Duru!'' dedi ablam heyecanla. ''İyi misin kardeşim? Nasılsın?''

''Abla sen misin? Ben iyiyim.Savaş'ın yanında çok iyiyim.Siz nasılsınız,annem nasıl?''

''İyi olmana çok sevindim kardeşim.Seni ne kadar merak ettik anlatamam.Özledik seni.'' 

''Abla niye lafı dolandırıyorsun,annem nasıl? Anneme bir şey mi oldu!'' dedim hemen.Mutfağa doğru yürüdüm ve çekmeceden bir bardak çıkarıp tezgaha koydum.

''Şey..'' dedi ablam. ''Teyzem iyi değil.'' Sürahideki suyu bardağa boşaltırken bağırdım. 

''Nesi var annemin? Abla söylesene,ne oldu anneme?'' Sürahiyi tezgaha geri koydum ve su dolu bardağı dudaklarıma götürdüm ve içmeye başladım.

''Eniştem üç gündür yok.Teyzem çok kötü oldu,sürekli ağlıyor bir haber falan yok.O gün seni hastaneye götürdükten sonra bir daha eve gelmedi.Bende bu işte bir bokluk vardır diyerek Alaz'ı aradım.Bil bakalım,eniştem şuan nerede?'' Bardağı tezgaha koyduktan sonra dudaklarımı yaladım.Ah! Dudaklarım kabuk bağladığı için yinede canım acımıştı.

''Abla,söyle işte.Nerede?''

''Savaş eniştemi bir depoya götürmüş.''

''Ne!'' dedim şaşkınlıktan bağırarak. ''Savaş bir depoya mı götürmüş? Ama nasıl? Savaş hep yanımdaydı,öyle bir şey olsa bana söylerdi.''

''Söylemezdi,'' dedi ablam. ''Duru,teyzem çok kötü.Savaş'la konuş eniştemi serbest bıraksın.''

''Haber verdiğin için sağ ol abla.Ben konuşurum onunla.Annemi öp benim için.Şuan kapatıyorum.''

''Tamam kardeşim,kendine iyi bak.Bir şey olursa hemen ara.'' Ablamla telefonları kapattıktan sonra hala ayakta dikiliyordum.Tam üç gündür uyumuştum ve olanlara bak.Savaş nasıl babamı kaçırırdı? Tamam beni dövmüş olabilirdi,tamam çok kötü dövmüş her yerimi morartmıştı,onun yüzünden merdivenlerden düşmüştüm.Bebeklerim ölecekti onun yüzünden,ama o benim babamdı.Ne kadar kızgın olursam olayım babamdı işte.Öfkem babama karşı diri kalamıyordu.Benim ilk kelimem baba olmuştu,ben şimdi nasıl babama zarar gelmesini isteyebilirdim ki? 

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin