28.Bölüm ''Uzun Bir Zaman''

4.1K 196 16
                                    

Matematiğim iyiydi ama ayrılığı hesap edemedim.

2 Ay Sonra..

Susar bazen diller,konuşulacak çok şey vardır ama iki dudak arasından çıkmaya gücü yoktur hiçbir kelimenin.Boş boş bakar gözler düşüncelerinin tesiri olarak neye baktığını bilmeden.Sorsan kanatlarım kırılmış bir kelebektim.Uçsam uçamıyordum,düşüyordum,koca bir kayaya tosluyordum.Kalbim desen koca bir depremin ardından yıkılan bir evin altında kalmıştı,büyük bir enkaza uğramış ve kurtarılmayı bekliyordu.Ama ne olursa olsun eski ben ölmüştü.Toprağın altında öylece uyuyordu sessizce.

Doktor bünyemin çok zayıf olduğunu söyledi,kalbim güçsüzmüş.Bu yüzden ameliyatım çok zor geçecekti.İlaçlar beni iyice güçsüz bir insana çevirmişti.Saçlarım desen,renkli bir bandana takılı kel bir kafaya sahiptim.Cama damlayan su tanesinin usulca aşağıya doğru süzülmesini izledim.Benim gibi Sonbahar'a adım atmıştı aylar.Kasım ayının başlarındaydık;sorsan ben Ocak ayına çoktan adım atmıştım.

Onu soracak olursanız ayrıldığımızdan beri yüzünü bile görmemiştim.Hastanede yattığımı tabi ki de biliyordu,ablam sevgilisi Alaz'la beni ziyarete gelince Alaz'ın Savaş'a da söyleme ihtimali yüksekti.Ama ne fark ederdi ki,benim canımın acısı o gelse de geçmeyecekti.Kurduğu aşk dolu kenti harap etmiş depreme uğratıp tüm hepsini yıkmıştı,ayaklarıma da kapansa o kent bir daha kurulmazdı.Hem..artık onsuz da yaşayabiliyordum.Tamam onsuz kötü oluyordum farkındayım ama toparlamıştım kendimi,artık ağlamıyordum,adını bile anmıyordum.Onu görmek için hastaneden de kaçmıyordum.Ailem yanımdaydı,her gün beni ziyarete geliyorlardı.Biri refakatçi olarak kalmak istese de ben izin vermemiştim.

Yalnızlıkla taçlanmış bedenim kimseyi görmek istemiyordu.Hatta bu hastaneye yattığım iyi olmuştu,pek insan yüzü görmüyordum.El ele,kol kola gezen sevgili de görmüyordum.Açıkçası ne iyiydim ne kötü,ortalarda dolanıyordum.Üzerimdeki uzun kollu beni pek ısıtmıyordu ama şikayet de etmiyordum.Artık kendim bile umurumda değildi.Ölsem,üzülmezdim.Başımı yastığa koyup iyice gömüldüm.Bedenim onsuz çok üşüyordu,mevsimlerle alakası yoktu.

Üzerime yorganı çekip gözlerimi cama çevirdim.Hastaneden çıkacaktım birkaç güne ama çıkmak istemiyordum,burası bana evden iyi geliyordu.Kitap okuyor,televizyon izliyordum.Bazen bizim çocuklar geliyor hastane odasında zaman geçiriyorduk.Kapıya vurulmasıyla hiç istifimi bozmadım ve vuranın içeri girmesini bekledim.Kapı açılınca biri bana doğru yürümeye başladı.

''Duru,uyanık mısın?'' Göz radarıma kızlarla ablam girince onlara doğru döndüm.

''Uyanığım,'' diyerek doğruldum yatakta.Kızlar gülümseyerek koltuk ve sandalyelere oturdular.

''Ee nasılsın Duru?'' dedi Pera.Omuz silktim.

''Aynı,her gün nasılsam öyleyim işte.Siz nasılsınız? Ella nerede?''

''Onun midesi bulanıyordu ya,bizde evde kal dedik.''

''İyi demişsiniz,üşütmüştür.''

''Bu pek üşütmeye benzemiyor gibi,sürekli kusuyor hatta dün bayılacak gibi oldu.Pamir hastaneye götürmek istedi ama Ella istemedi.Kızda bir gariplik var,anlamadım.'' dedi ablam.

''Zamanla bize anlatır,siz eşelemeyin pek konuyu.'' Ablamla oturup konuşmak bana iyi gelmişti.Onlar gidince de tekrar yorganımın altına girip usulca uyumaya çalıştım ama olmuyordu.Telefonumu elime alıp Sezen Aksu'nun Unut şarkısını açıp sehpaya geri koydum.Tekrar ve tekrar bu şarkıyı dinleyerek ağlamak istiyordum.

Kimseye derdimi anlatamıyordum ama canım yanıyordu,çok yanıyordu.Kokusunu,tenini özlemiştim.Bazen fotoğraflarımıza bakıyorum da,çok özledim lan.Hem de çok..Yine aklıma geldi bak,sızladı burnumun direği.Gözyaşlarım yine akmaya başladı yastığıma.

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin