2.Sezon/2.Bölüm ''Hayal görmedim''

3.5K 167 10
                                    

Gülüşün diyorum,hep deniz kenarı bana.

Bir ruh kaç defa bıçaklanır? Ya da ruhun sayısız bıçaklanması ardından bedenim nasıl ayakta dimdik kalabilir? Sözler yalan söyler,kelimeler karışır birbirine,bir cümle kuramazsın.Harfleri yan yana getirip bir kelime dahi kuramazsın.Dil tutulur,kalp yangın yeri.Bütün vücudun onu görünce alev alev tutuşur,gözlerin çoktan akmaya hazır yaşlarla doludur.Ellerin titrer,sevinçten mi üzüntüden mi bilemezsin.Dil dolanır,düğüm olur konuşamazsın.Gözler yalan söyler mi? Söylemez değil mi,söylemez.

İnsanlar diyorum ne kadar acımasızlar.Bir insan bir yalanla ölür mü? Ölüyormuş demek ki.Hani yalandı,hani ölmüştü benim sevgilim,benim küçük adamım.Hani gömmüştüler.Peki mezarı,o da mı boştu.Boş yere mi gittim ben evlatlarımla oraya,onu görmeye.Bizi duyar zannettim,evlatlarıyla sevdiği kadının sesini dinler,mezarında bile mutlu olur zannettim.Mezar boşmuş,yalan üzerine kurulu bir hayatta baş rolde oynamışım.Bu bana yapılır mıydı? 

Kaç kere canımdan can gitmişti,kaç kere ölmüştüm ben.Nasılda durgun bakıyor etrafa,kıpırdayamıyorum.Ağzımı bile açamıyorum,olmuyor.Bir gözlerini çevirse gözlerime.Baksa ya yüzüme,şaşırsa.Bana şuan ne oldu hiçbir fikrim yok,dondum kaldım.Kanım buz kesti adeta.Halüsinasyon mu görüyorum yoksa şizofrene mi bağladım bilmiyorum.

Sabah evden poğaça almak için çıktım ve onu gördüm.Ölmüş diyebildiğim,mezarına gidip günlerce ağladığım,bana gömdük,öldü dedikleri küçük adamımı gördüm.Bu bana nasıl bir oyundu,oyun muydu peki? Hayal miydi,yaşıyor muydu? Bu suratındaki gülüş gerçek mi şuan peki? Ellerimdeki poşet çoktan yeri boylamıştı,gözlerim buğulanmış,yaşlar sel olup götürüyordu yüzümü.

Bir adam,sevdiği kadından nasıl yıllarca uzak kalır ki? Peki bebeklerinden.Bu beş sene boyunca nasıl yaşadığını bana söylemez,nasıl bir kere bile aramaz.Aklımı kaçıracağım,nasıl,nasıl,nasıl? Elimi duvarın kenarına yasladım ve bir elimle de başımı tutup yere çöktüm.Ayaklarımda güç bulamıyordum.Uzaklaşıyordu,ayağa kalkmam lazımdı şuan.Gidiyor,benden yine gidiyor.

Kalbim bölündü parçalara,nefesim kesildi,elim boğazıma gitti.Bunu bana yapamaz,bunu bana nasıl yapar? Parmağındaki o alyans,yanındaki Alvina'da neyin nesi? Beni nasıl o kız için bırakır.Ruhum yeni bir darbeyle bölünüyordu,çırpınıyordum adeta.Bedenim yere çömelmiş otururken,ruhum sıkışıyordu.Tırnaklarımı batırdım avuç içlerime,dişlerimi sıkmaya başladım.Öyle bir sıkıyordum ki çenem kaymıştı resmen.Gözlerimi kapatıp kendimi sıkmaya başladım.Titriyordum.Böyle krizler geçiriyordum işte.Depresyon ilaçları içmeye başlamıştım.Öldüğümü zannederken yaşamak dedikleri şey belkide buydu.

Sakinleşmem lazımdı,ayağa kalkıp koşmam,onun yanına gitmem lazımdı.Hesap sormam,suratına yumruğumu geçirmem lazımdı.Duvarlara vurmak istiyordum bedenimi,birini öldüresiye dövmek,kendimi parçalamak istiyordum.Öyle çırpınıyordum ki,bir balığın sudan çıktıktan sonra nefessiz kalarak çırpınması gibi adeta.Dişlerimi sıkmayı bıraktım,derin derin nefesler almaya başladım.

Gitti.Öylece gitti.O kıza gülümserken,ben burada nefessiz kalarak acıyla başbaşayken,bir kere bile maviliklerini bana çevirip,denizlerini bana göstermedi.Limanımdaki suydu o benim,bende küçük bir sandaldım.Sandal yıkıldı,virane oldu.Deniz hala hırçınlığıyla esiyor,eser yok mutsuzluktan.Ellerimi yere koyarak,destek alarak kalktım.Öylece baktım etrafa,olanlara.Hayal değildi,ben hasta değildim,yaşıyordu işte.Eğilip yerdeki poğaça poşetini aldım ve yürümeye başladım.

Sildim göz yaşlarımı.Fark ettim de papatyalarım yine yeşermeye başladı.Aklımı kaçıracağım,yaşıyor.Aklımı başıma toplamalıyım,şaka gibi ya,yaşıyor.Koşmaya başladım.Ona yetişmem lazımdı,benden kaçamazsın asi adam.Benden gitmene izin veremem,sen benimsin.

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin