33.Bölüm ''Benimle kal''

4.2K 195 21
                                    

Anladım ki; vazgeçilmez olan sen değilsin,vazgeçmeyi bilmeyen benim.

Lütfen Multimedia'daki şarkıyla dinleyiniz. Red-Hymn For The Missing.

Yağmur yağıyordu kalabalık insanlarıyla meşhur şehirde.Her bir damla diğer damlayla yarış içerisindeydi.İlk önce kendisi düşmek istiyormuş gibi büyük bir hızla yere çakılıyorlardı.Bazı insanlar bu durumdan memnundu,çünkü yağmur onları kendi düşüncelerine yoğunlaştırır,yalnız kalıp kendilerini dinlemelerini sağlardı.

Bazı insanlarsa her bir damladan tut,yağan tüm damlaya karşı bir sevmemezlik nefret söz konusuydu.Sevmiyorlardı yağmuru.Belkide düşünceleriyle karşılaşmak onlarla aynı adımda yürüyüp de bir araya gelmek istemiyorlardı.Yalnız kıyısı onlara kilometrelerce uzaklıkta olsun istiyorlardı.Ama hiç kimse yalnız değildi ki.Yanında bir bedenin olmaması yalnız olduğun anlamına gelmiyordu.

Her bir saç teli damlalarla birleşiyor birlikte dans ediyorlardı,insan bu duruma kızıyordu.Islanmak mı istemiyordu yoksa korkuyor muydu?  Bana göre yağmur;büyük umutlarla başarıya ulaşırken çabalamak ve sonunda mutluluğun içerisine dağılıp hüzünle birleşip tutkuyla kaynaşmaktı.

Bu yüzden seviyordum yağmuru,biraz hüzün katsa da insana yaşattığı evrensel tutku mutlu ediyordu kimilerini.Bazı insanlar vardı,yağmur yağdığını görünce ıslanacağını bile bile dışarıya çıkıp,üzeri sırılsıklam olana kadar etrafında dönüp yüzünde gülümseme olan.Kimileri vardı;sevgilisiyle sırılsıklam ıslanırken öpüşen.Onlara göre yağmurun bir zararı yoktu,yağmur yağdığını bile hissetmekten öte tutkuyu hissediyorlardı,sevgiyi kalplerinde tadıyorlardı.

Adam yanındaki kadının şişmiş göbeğiyle dalga geçerken kadın kollarını göğsünde bağlamış çatık kaşlarıyla somurtuyordu.Adam günlerdir yaşadığı hüzün durağından çıkaran kadına karşı hoşlanıyordu,belki de sevgi kırıntısı buluyordu gözlerinde ve o gözler kalbine yansıyordu.Yanındaki kadınının aksine gülümsedi adam ve kadını kolları arasına alıp burnuna öpücük kondurdu.

''Biliyor musun;aslında göbek sana yakışmış.Hatta seni daha dolgun göstermiş,bunu sevdim.'' Kadının burnuna öpücük kondururken kadının öfkesi dindi ve elini tutan sevdiği adamın ellerini daha sıkı kavradı.Ona ulaşmışken kaybetmek istemiyordu.Sonuçta karnında taşıdığı bebek ellerini kenetlediği adama aitti.Ve kadın o adamı canından çok seviyordu.

''Bir kere ben şişman değilim.Bu ara çok yemek yiyorum o kadar.'' Pusat Ella'nın kurduğu cümleye karşın yanındaki kadının kaşlarını çatacağını bile bile alayla gülümsedi ve konuştu.

''Belli belli,'' dedi altında büyük bir ima yatarken. ''Daha dün gittiğimiz restoranda 7 lahmacun yedin.'' Ella kızararak utançla gülümsedi. ''Karnım acıkmıştı,sen dua et senin fıstıklı künefeni yemedim.''

''Yeseydin güzelim.Yenisini söylerdim karşılıklı yerdik.''

''Olmaz onu yeseydim daha çok kilo alırdım.Biliyorsun tatlı tuzludan daha çok kilo yapıyor.'' Pusat Ella'nın kurduğu cümleye karşın kahkaha attı.Bir künefe çok kilo aldırıyordu da 7 lahmacun daha az mı kilo aldırıyordu yani? Kadınlar..

Ella gördüğü şeyle dişlerini göstererek gülümsedi.Karnında cinsiyetini öğrenebileceği halde doğumda öğrenmek istediğini söyleyerek doktoru reddetmişti.Sürpriz olsun istiyordu,altı aylık karnında bir bebek vardı,erkek mi kız mı olduğunu bilmiyordu.Ve bunu bilmeyen sadece kendisi de değildi yanındaki adam bebekten bihaberdi.

''Pusat,'' dedi ona dönerken.Pusat  Ella ismini söylemeden önce bile zaten ona bakıyordu. 

''Evet,güzelim?'' 

HırsızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin