chapter 43

891 128 26
                                    

100 oy ve 50 yorum sınırı geçildikten bir müddet sonra bölüm gelecek
iyi okumalar 💋

"Merhaba, müsait misin?" dedim telefonun diğer ucundaki Özgür'e. "Elbette," diye yanıtladı beni Özgür. "Teklifimi düşündün mü?"

"Evet," dedim ve derin bir nefes aldım. "Kabul ediyorum."

Özgür, iş teklifini reddettikten sonra bana yeni bir teklifle daha gelmişti ve bu, home office tarzı uzaktan çalışmamı içeren bir teklifti. Onun ile toplantıdan toplantıya görüşeceğim için bunun Barış için bir problem olmayacağını iddia etmişti ancak Barış'ın fikrinin artık bir önemi yoktu.

"Barış?" diye sordu merakla.

"Haberi var," dedim tek düze bir tonda.

"Ne tepki verdi?"

"Özgür, ilk günden patronuma saygısızlık yapmak istemiyorum," dedim sana ne dercesine.

"Ah, pardon Deren Hanım," dedi Özgür. "İşi kabul ettiğine göre tam da yarın takım ile bir toplantımız var. Sen de gel, hem tanışmış da olursun."

"Olur, olur tabi," dedim heyecanla. "Saat kaç gibi orada olmam gerek?"

"Öğleden sonra ikide."

"Tamam, geleceğim. Ve Özgür, bana kolaylık sağladığın için çok teşekkür ederim."

"Rica ederim, Deren ancak mahçup olmana gerek yok bu sadece sana sağladığım bir kolaylık değil. Takımımızda home office çalışan bir sürü kişi var."

"Elbette," dedim. "Ama ben yine de teşekkür ederim tekrardan."

Özgür güldü ve "Kapa hadi," dedi. "Yoksa beni işten alıkoymaktan maaş kesintisine gideceğim."

"Tamam patron," dedim ve telefonu kapadım.

"Deren," diye seslenmişti o sırada babam koridordan. "Barış geldi." Şaşırdım çünkü geleceğinden haberim yoktu.

"Hey," dedim hâlâ kapıda duran Barış'a. "İçeri girsene."

"Hiç girmeyeyim güzelim," dedi Barış. "Ben seni de alıp gideyim."

"Nereye?" dedim tek kaşımı kaldırıp.

"Lucas'ın doğum gününe," dedi elindeki hediye poşetini kaldırıp göstererek. "Barış, şimdi mi haber veriyorsun?" dedim sinirle. "Yavrum, benim de aklımdan çıkmış; Devrim arayıp söylemese sürpriz partiden haberim bile olmayacaktı."

"Devrim?" dedim.

"Lucas'ın sevgilisi."

"Onu biliyorum aptal," dedim göz devirip. "Seni araması ne alaka?"

"Sevgilim, beni aramadan sevgilisi için hazırladığı sürpriz partiyi nasıl bana haber verecekti?" dedi Barış tane tane.

"Of, mesaj falan atsın illa aramak mı zorunda?"

"Çüş," dedi Barış. "Şu an kavga çıkarmak için element uyduruyorsun!"

İtiraz etmek için dudaklarım aralanırken "Hiç hoş hareketler değil bunlar," diye araya girdi bir köşede bizi dinlediğinden habersiz olduğum babam. "Sen ne zaman böyle kıskanç biri oldun?"

"Baba," dedim uyarırcasına. Beni tutmalıydı, Barış'ı değil. "Ne baba? Hadi hazırlan da çıkın, çocuk kapıda ağaç oldu."

"Sağolasın be Demir Amca," dedi Barış yükselerek. "Hadi, baba sözü dinle giyin de gel."

"Of peki, ne giyeceğim?"

"Giy bir jean tişört, couple kombin yapalım," dedi üstündeki bol paça koyu mavi jean ve beyaz tişörtü göstererek. "Saçmalama," dedim kelimeyi uzatarak. "Şimdi kızlar neler neler giyinip gelir."

"Ne giyerlerse giysinler, sen her halinle hepsine bedelsin," dedi Barış ve eriyip "Yaa," dedim. "Öyle mi?"

"Öyle öyle," dedi Barış.

"Sen de herkese her şeye bedelsin, biliyor musun?" dedim üstüne doğru bir adım atarak ve parmaklarımın üstünde yükselip dudağına hafif bir öpücük kondurup çekildim. Babam, artık koridorda değil de mutfakta olduğundan rahat hareket ediyordum.

Barış, alnını alnıma yasladı. "Özür dilerim tekrardan her şey için," dedi. "Sana kendimi affettireceğim."

"Affettim zaten," dedim.

"Senin ne düşündüğünü ne hissettiğini tek bir bakışından anlarım ben, Deren. Sen beni henüz affetmedin, sadece konuyu bir gün geri indirmek için rafa kaldırdın ve ben o konunun raftan bir daha inmemesi için unutulup gitmesi için elimden geleni yapacağım."

"Seni seviyorum, hem de çok," dedim gülümseyerek nihayet.

"Ben de," dedi Barış. "Ben de seni seviyorum, hayatım ve bir değil, bin kere de gelsem dünyaya yine seni seveceğim."

Sahadakiler | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin