Chapter 33

1.7K 153 10
                                    

bol bol yorum yapar mısınız? bölüm atmak için moral oluyor.
yorum sınırı 30

"Özgür," diye mırıldandı Barış. "Demek beni aldattığın lavuk Özgür'dü?" Onun ateş saçan bakışlarından kaçmak için ve biraz da cesaret toplamak için gözlerimi birkaç saniyelik de olsun sıkıca yumdum. "Hayır, bak yeniden kavgalara tutuşmak istemiyorum Barış. Seni aldatmadım, bunu çok iyi biliyorsun."

"Öyle mi?" dedi gülerek Barış. "Aynısını ben yapsaydım? Ara verdik, diyerek hayatıma yeni birilerini alsaydım peki? Sen dönüp de suratıma bakar mıydın?"

Histerik bir kahkaha attım. "Sen almasan da dolaşmadı mı binlercesi etrafında? Özgür ile adını koyarak yaptığım her şeyi, adını koymadan yapınca sen aldatmak olmuyor mu?" Oturduğum yerden kalkmak istedim. "Bak yeniden gereksiz konular hakkında kavgaya tutuştuk. Hiç açmadım sayalım."

"Ne yaptınız?" dedi birden dirseğimden sıkıca tuttuğunda ve beni kalktığım yere sertçe oturttu. "Ne yapabiliriz, Barış?" dedim onun bu ruh halinin de verdiği çekingenlikle. "Dile kolay iki ay, Deren. Sana ayrı olduğumuz her vakit neler yaptığını hiç soramadım kendime yediremediğimden ama böyle de olmuyor bilmeden. Neler oldu aranızda? Ahbaplar gibi takılmış olamazsınız ya!"

"Hiçbir şey," dedim. "Konuşulmaya değer hiçbir şey olmadı aramızda. Yemin ederim."

Barış'ın bir eli belimi kavradı, diğeriyle baldırıma baskı uyguladı. "Sana dokundu mu dokunduğum gibi?" dedi hırsla. Birkaç yüzüğün takılı olduğu parmaklarıma parmaklarını geçirip hoyratça tuttu. "Tutuştunuz mu el ele?"

Bedenimi koltuğa doğru yatırdı ve dudakları boynuma dokundu. "Öptü mü seni?" dedi boynumdan çeneme ilerlerken. "Benim öptüğüm gibi?" Sertçe dudaklarımı kavradı ancak karşılık veremeyeceğim kadar hırsla, savaşırcasına öpüyordu. O dilimi ısırdığında acıyla inledim. Nefes almama bile izin vermiyordu. Onu göğsünden ittim ister istemez. O deli bakan ela gözlerle yeniden buluştuğunda gözlerim, korkuyordum.

"Denedi," dedim dürüstçe. "İlerletmeyi."

"Neyi?" dedi elleri bana uzanırken ve istemsizce bir titreme geçti vücudumdan. "Öpmeyi," dedim ve o deliremeden hızla devam ettim. "Ancak engel oldum. Suratımı çevirdim. Elimi de tutmadı hiç. Tutmak istedi tabi ama her denediğinde kaçtım."

"Neden?" dedi Barış biraz olsun sakinleşmiş haliyle.

"İçim rahat değildi çünkü."

"Çünkü sen de çok iyi biliyordun ayrılmadığımızı, yanlış yaptığını," dedi, dişlerini sinirle sıktığı çenesinden belliydi. "Hayır, ayrılmıştık," diye itiraz ettim. "Sadece sana karşı hislerim bitmediğinden içim rahat etmiyordu o kadar. Çok da sürmedi zaten. Seninle barıştım, ona bir elveda bile etmeden."

"Etseydin bir de," dedi Barış tersçe. "Etseydim ederdim," dedim agresifçe. "Özgür'ün bana hiçbir zaman bir kötülüğü ya da saygısızlığı olmadı. Eşeklik yapan bendim. Ümit verip sonra da onu ortada dımdızlak bıraktım."

"Onun salaklığı," dedi Barış. "İlişkimizi bilerek sana senelerce hisler beslememiş mi bu dalyarak? Sonunun ne olacağını bilerek şansını denemek istemiş."

"Kurtarıcı olabileceğini sanmış," dedim mırıldanarak.

"Ne?" dedi birden Barış. "İçine içine konuşma, sesin duyulsun."

"İlişkimizin ne kadar sağlıksız olduğunu bilerek bulaşmış bana evet," dedim sesimi yükselterek. "Sanmış ki beni bu bataklıktan kurtarabilir."

"Bataklık ha?" diye yükseldi. "Senin bataklıktan kurtarılmaya ihtiyacın mı var kızım?"

"Yok," dedim dürüstçe. "Memnunum ben durumumdan. Onun düşünceleri bunlar."

"Sik kafalının bir sik olmayacak düşünceleri," diye mırıldandı ardından birden bana döndü. "Sen nereden biliyorsun onun düşüncelerini biz barıştıktan sonra bir daha görüşmediysen?"

"İş görüşmesini onunla yaptım," dedim dürüstçe. "Olanı biteni konuştuk. O kadar da mühim bir konu olmadığını söyledi bana. Çocuktuk, dedi. Çocukluk hatalarımızın geleceğime engel olmasını istemiyormuş. Benim kadar iyi bir gazeteciyi dergilerinin bünyesine katmak istediğini söyledi."

"Ve sen de reddettin, değil mi?" dedi Barış.

"Hayır, tam olarak değil. Reddetmeli miyim? Biliyorsun, orası-"

"Elbette reddeceksin, Deren. Çocukluk falan filan, hata hatadır sonuçta." Yutkunamadım. "Ama Stranger benim hayallerimin dergisi, Barış. Geçmiş uğruna geleceğimi çöpe mi atmamı istiyorsun?"

"Bak güzelim, sen benim geçmişim olduğu biriyle ast üst ilişkisi yaşamama tahammül edebilir miydin? Sen benden hoşlanan kişilerle bile aynı ortamda olmamı istemezken ben nasıl senin her gün o adamla aynı havayı solumana müsaade edeceğim?"

"Aramızda adam akıllı bir şey bile yaşanmadı ki," dedim inatla. "O daha kötü ya," dedi Barış. "Hep bir ama kalır insanın aklında. Olsaydı, ne olurdu? Düşündürtür durur insanı o olmamışlık, hataya iter."

"Yaşamış gibi konuşuyorsun," dedim. Barış, burukça gülümsedi. "Seninle işleri yoluna koymadan önce 'ya olsaydı?' diye düşündüğüm çok şey oldu, Deren. Galatasaray'a transfer olmasaydım ne olurdu, diye düşündüm; Sen o maça hiç gelmemiş olsaydın ne olurdu, diye düşündüm. İhtimalleri düşünüp durdum ama şükür, mutluyuz artık." Cevap benden gelmediğinde "Değil mi?" diye tekrar etti.

"Öyle," dedim yarı mutlu yarı hüzünlü. "İşe kesinen veto verdin, değil mi?"

"Sorma bile," dedi Barış. "Hem ne bu iş iş iş, sen daha yeni mezun olmadın mı kızım? Arkana yaslan, biraz keyfine bak. Birbirimize yeni kavuşmuşken araya bir de iş mesaisi koyma."

"Tamam," dedim istemeye istemeye ve ona yanaşıp başımı göğsüne yasladım, beline sıkıca sarıldım. Ona az önce yaklaşmaya korkarken şimdi yamacına yanaşmam biraz ironikti. Onu suçlamıyordum aslında. Ben, ona hamle yapan fizyoterapist kadın ile bile aynı ortamlarda bulunmasını istememiş kadının işini değiştirmesine kadar müdahale etmişken şimdi ona sana ne, diyemezdim.

Belki de biraz daha boş zamanımın keyfini çıkarıp özgürlüğe ayak uydurmalıydım.

...

KAZILI MEZAR'a 3.bölüm geldi!!! Prolog ile beraber 4 bölümü var şimdilik. Önceden yayınlayıp sildiğim bir kurguydu. İçeriğinde gangsterler, taklitçiler ve mafyatik olaylar var belki göz atmak istersiniz.

Sahadakiler | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin