AŞK ŞANS İŞİDİR

Kadife Kutu~6

Akşam sorunsuz geçti. Aras'la bol bol gülüp sohbet ettik. Akşam beni rahatsız eden tek şey üstümden ayrılmayan bir çift siyah gözdü. Eve gittiğimde bayağı geç olmuştu. Hemen duş alıp yatağa girdim. 

Sabah alarmla uyanıp banyoya gittiğimde saçlarım harikaydı. İşte bu yüzde gündüz saç yıkamıyordum yada akşam yıkadığım saçları kurutmuyordum. Zaten dalgalı olan saçım iyice kıvırcık hale geliyordu. Yüzümü temizleyip, dişlerimi fırçaladıktan sonra üstümü giyinip mutfağa geçtim. Gevrek yedikten sonra bulaşığımı temizleyip evden çıktım. Bugün kitabımı almıştım kimse beni boş anlarımda kitap okumaktan alıkoyamazdı. Şirkete gittiğimde odama girmeden kahvemi aldım. Tuğçe iyi bir kızdı yorulmasını istemedim açıkçası. 

Öğlene kadar işler durgundu ve ben o arada bol bol kitap okudum. Tuna Beyle pek karşılaşmadık ama karşılaştığımızda da çok durgun garip bir tavrı vardı. Öğle yemeğine çıkacağım sırada Tuğçe'yi gördüm. Benimle gelmek isteyip istemediğini sordum. Gözlerinin içi gülerek kabul etti. Beraber salata yerken bol bol sohbet ettik. O da tek yaşıyormuş ama ailesi uzaktaymış. Bu işe ihtiyacı varmış kirasını ödemesi için. Bir ara onunla aynı evde kalmayı düşünebilirdim belki bir iki öğle yemeğinden sonra. 

Şirkete döndüğümüzde ikimizde işimizin başına geçtik. Halletmem gereken dosyalar vardı. Onları hallettiğimde zaten çıkma saatim gelmişti. Aceleleri yoktu zaten dosyaları yarın verirdim Tuna Beye hem o da belki iyi olurdu.

Eve dönmeden önce markete uğradım yemek yapmak için evde hiçbir şey kalmamıştı. Market alışverişlerini oldum olası çok sevmişimdir. Bu yüzden reyonlarda bolca vakit kaybedip alışverişimi tamamladım. Hatta bir ara ablamla bile konuştum düşünün harcana vakti. 

Eve döndüğümde fazla geç olmuştu. Ne yapsam diye düşünürken yeşil mercimek salatasına karar verdim. mercimek haşlanırken bende odaya geçip üstümü değiştirdim, banyoda makyajımı sildim. Mutfağa geçip hem salatanın kalan malzemesini hazırladım hemde aldıklarımı yerlerine yerleştirdim. Tek başıma yaşamama rağmen aileden kopmanın verdiği rahatlık yoktu bende. Kendimce düzenliydim. Aradığımı koyduğum yerde bulamazsam çok sinirlenirdim. Yemeğimi hazırladıktan sonra salona geçip yemeye koyuldum. Bir yandan da televizyon izledim. Geç geldiğim için haberlerden oldukça uzaktım bu yüzden dizilere denk geliyordum pek istemesem de. Yemeğim bittikten sonra bulaşıkları makineye yerleştirip çalıştırdım. 

Salona geçip televizyonu kapattım ve kitabımı okumaya başladım. Sessiz Kız'ı okuyordum ve Jane Casey yine bir harika yaratmıştı. Ben kitabıma dalmış ileride ne olacağını çözmeye çalışırken kapı sesiyle yerimden sıçradım. Aras diye düşündüm ama onunla da bugün konuşmuştuk akşam işi vardı. Üstümü başımı düzeltip kapıyı hafif araladığımda Tuna Beyi görünce çok şaşırdım ama kendimi hemen toparlayıp kapıyı sonuna kadar açtım. Geçmesi için geri çekildim.

''Hoşgeldiniz buyrun Tuna Bey.''

''Hoşbulduk Ada kahven var mı?''

''Var tabi buyrun efendim.''

Ben onun arkasından bakakalırken o sanki hep girdiği evmiş gibi rahat bir şekilde salona doğru ilerlemişti. Peşinden gidip nescafe mi türk kahvesi mi diye sorduğumda orta şekerli türk kahvesi lütfen dedi. kendimde çok sevdiğim için asla eksik etmediğim türk kahvesini hazırlarken elimin titrediğini fark ettim. Muhtemelen bunun nedeni şu an içeridekinin patronum olmasıydı. Makine tık edince kahvelerin önce köpüğünü paylaştırıp sonra kahvelerini döktüm. Yanına su ve çikolata ile tepsiye koyup salona geçtim. Elinde kitabımla oturuyordu. Beni görünce doğruldu ve kahvesini almak için uzandı. Karşısına geçtikten sonra sessizce kahvelerimizi içmeye başladık. Ben deli gibi neden geldiğini merak ederken o bir şey söylemek ister gibi ağzını kıpırdatıyordu. En sonunda derin bir nefes aldı ve sanki aklımı okumuş gibi konuşmaya başladı.