UZUNCUK
Gitme, dur, konuşalım.
Yataklara tek kelime kalmasın.
ÖZDEMİR ASAF
Eve doğru yürürken yüzümdeki gülümsemenin nedeni arkamda şaşkınca bıraktığım Tuna idi. Yüzümdeki gülümseme ne yazık ki kısa sürdü. Kapıyı açıp içeri adım attığımda yalnızlık bana kucak açtı. Eşyalarımı odaya götürmeden önce salona geçip koltuğa oturdum ve 1 haftayı düşündüm.
Neler olmuştu?
Neler yaşamıştık?
Neden erken dönmüştük?
Tuna'nın yanında duvarlarımı ne kadar da kolay yıkmıştım. Bunun için içten içe kızdım kendime. Ama onda bir şey vardı ve benim onda kaybolmamı sağlamıştı. Ben ise kaybolurken hiç korkmamıştım. Eşyalarımı odama götürdüm ve valizden çıkardım. Yıkanacakları sepete koyup gerisini katlıyordum. Mor iç çamaşırım elime geldiğinde o akşam aklıma geldi. Hem güldüm hem kızardım. Hemen sepete atıp valizin geri kalanını da hızlıca boşalttım. Onu da yerine kaldırdıktan sonra ne yapsam diye düşündüm. Annemi babamı özlemiştim en iyisi onlara gitmekti. Hemen kot pantolonumu, kırmızı tişörtümü giydikten sonra çantamı alıp evden çıktım. Arabamı bile özlemiştim. Müzik kulağımı doldurduğunda benden mutlusu yoktu. Evin kapısını açtığımda günün güzel geçeceği belliydi. Ailemde teselli bulmuştum resmen. Hiçbir şey düşünmeden bütün akşam sohbet ettik. Hoş, düşünecek fırsatta bırakmadılar. İşin bana uygun olmadığını anlayıp işten ayrıldığımı söyledim. Başta nedenini kurcalasalar da, ki bunu yapan annemdi, sonra anlayışla karşılamayı seçtiler.
Uzun zamandır aileme gelmediğimi fark ettim. Ablan bile senden daha çok geliyor derdi annem 2 yıldır. Nedenini bilmese de haklıydı. Daha çok gelmeye dikkat edeceğime dair kendime bilmem kaç milyonuncu kez söz verdim. Babamla sohbet ederken aklıma hep Ahmet amca geldi. Onunda tek istediği buydu. Düşündükçe duygulandığımı hissettim. Anlaşılan onları çok özleyecektim.
Annem Aras'ı çağırınca iyice neşelendik. Bol bol gülüp bol bol konuştuk. Aras babamla tavla oynarken ben annemle kahve içiyordum. En son Tuna ile içtiğim kahve aklıma gelince elimdeki kahveyi içemeyecek hale geldim. Boğazımdaki yumru öyle büyüdü ki biliyordum ağlamazsam geçmezdi ama tutmalıydım. Evden çıkarken annem beni yine trilyon defa tembihleyip göndermişti. Ablan senden çok geliyor demeyi tabi ki ihmal etmemişti.
Yol oldukça sessizdi. Aras arkamdan geliyordu, onunla yolumuz benim evimin önünde ayrılacaktı. Yol bittiğinde uzun uzun korna çaldı deli çocuk. Bu saatte herkesi ayağa kaldıracaktık. Eve girdiğimde karanlık ürkütücüydü. Banyoya gidip üstümü çıkardım, elimi yüzümü temizleyip dişlerimi fırçaladım. Pijamalarımı da giydikten sonra artık yatmaya hazırdım.
Özlemişim evimi, yatağımı. Böyle gecelerde aklıma hep Berke gelirdi ama tuhaf bir şekilde ne düşünürsem düşüneyim gözümün önündeki Tuna idi. Yatağın yanındaki boşluğu fark edince bir sızı hissettim. Uzun zaman sonra deliksiz ve huzurlu uyumuştum onunlayken. Düşüncelerden uzaklaşıp bundan sonrasına yoğunlaştırdım kendimi. Çalışmak iyi gelmişti. Yarından itibaren iş bakmaya başlayacaktım. Aslında ayrılmasam çok iyi olacaktı ama o kadar şeyden sonra aynı ortamda çalışamazdık. Düşüne düşüne derin uykunun kollarına kendim bıraktım.
2 HAFTA SONRA
Şu 2 hafta o kadar hızlı geçti ki. 4 iş görüşmesine gittim hepsinde de anlaşmışlar gibi aynı cevap suratıma çarpıldı. ''Biz size döneceğiz.'' Çok döndünüz sağ olun. Akşamları Aras geliyordu yada ben ona gidiyordum. Beraber film izliyor, oyun oynuyorduk. Bu arada ablamlarda geldi. Yeğenlerimle bol bol vakit geçirmiştim. Bir akşam ablamla konuşmak için bana gelmesini söyledim. Kız kıza bir gece geçirirdik hem. Evlenip çocuğu olduğundan beri böyle şeylere fırsatımız olmamıştı. Çocuklarla eniştem annemde kalacaktı. Ablam geldiğince eşofmanları giyip salona oturdu. Bende kahve yapıp yanına geçtim. Kahvelerimizi içerken bir yandan da sohbet ediyorduk. Evliliğin çocukla birleşince zor ama keyifli olduğunu söylüyordu. Tabi bunlar bana uzak şeyler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ŞANS İŞİDİR
RomanceAda Şan. 22 yaşında tek başına yaşayan, gözleri deniz mavisi, saçları kumralın en güzel tonu, beyaz tenli kız. Tuna Konak. 27 yaşında babasının hastalığından sonra genç yaşta işin başına geçmek zorunda olan esmer, geniş omuzlu, içinde kaybolunası si...