Mutlu Yillar
Bu gun dunyayi istedigin bir renge boya
Rengârenk batan gunu al karşina
Bir renk de kendinden kat
Cocuklar gibi saf, temiz ve berrak
Kapat gozlerini bir hikâye yarat
Vazgecme hissedilir biraz da sicakligini kat
Kalbindeki elleri birakma sikica tut
Cunku varliktir sevgiye en guzel kanit
Yalnizligin saltanatini sur, sur ama
Birikmiş sevginden, herkese bir parca ver
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
Mutlu yillar, mutlu yillar sana ...Can YÜCEL
Bir halka size bütün geçmişinizi unutturup ufkunuzun aydınlanmasını, geleceğinizin daha berrak görünmesini sağlıyorsa o halka en doğru yerdedir.
Öyle bir şeydir ki o, kimisi taktığında ''tasma'' diye tanımlarken kimisi de ''sadakat'' der. Ben de ise sadakatin tanımı gibi olan halkanın verdiği doluluk hissine baktığımda güneşle buluşan altın adeta parlayarak bana göz kırptı. Şaşırırcasına mutlulukla kıvrıldı dudaklarım. O an içimden her günüm böyle geçsin diye dua ettim.
Sessizce mutfağa indiğimde saat çok erken olduğundan boş bekliyordum. Fakat fokurdayan çaydanlık ev sahibinin yaşı gereği erken uyandığını açıkladı bana. Tuna'nın hangi odada yattığını bilmediğimden umarım erken uyanır diyerek buzdolabına yönelip yapabileceğim şeyleri yapmaya başladım.
Bu sabah kahvaltımızda süt reçelimiz yoktu ve Tuna o olmadan nasıl başlayacaktı bilmiyordum. Çocuğunun ne yiyeceğini düşünen anne misali sandalyeye oturmuş kara kara bunu düşünüyordum.
Ne hallere düştüm görüyor musunuz?
''Günaydın Ada kızım neden uyandın? Hay Allah canını almasın neler de hazırlamış? Siz gençleri iki dakika bırakmaya gelmiyor.'' Gülerek konuşan Gülizar teyzenin hızına ve azarına yetişemeyeceğimden sessizce dinlemekten başka bişey yapmadım.
''Günaydın Gülizar teyzecim çok olmadı uyanalı merak etme. Hem çok bişey de yapamadım.'' Kaşlarını çattığında korkmadım desem yalan olur.
''Yapmamışmış. Hem Tuna'nın reçeli nerede?'' sizin hiç gözleriniz kalp kalp oldu mu bilmem ama benim o an oldu.
''Var mı sende Gülizar teyze? Ne zamandır şurada oturmuş kara kara nasıl kahvaltı yapacak diye düşünüyorum.''
''Olmaz mı hiç kızım. Tuna o olmadan kahvaltıya hayatta oturmaz.''
''Bilmem mi hiç Gülizar teyze. Sen bir de bana kaldığı odayı göster de uyandırayım ben onu.''
Gösterdiği odaya giderken gülmekten kendimi alamadım. Resmen kapı üstüne kilitlenmişti çünkü Tuna bey bensiz yatmamakta ısrar etmişti. Hatta biz hep yatıyoruz demek üzereyekn elimle ağzını kapatmış fakat kızarmama engel olamamıştım. Aynı yatakta yatmamıza bastonuyla karşı çıkan Gülizar teyzeden sonra umutla Kemal amcaya bakmış fakat o kadar sert olmasa da ondan da aynı tepkiyi almıştık.
Yahu alışığım ben bu hödüğe de diyemiyorsun ki. Yazık odaya kiltlenirken hala araya yastık koyarız diyordu.
Yavaşça odaya girdiğimde çift kişilik yatağına yüzüstü yatmış erkeğimi görünce kalbim boğazımdaki yerini aldı. Her gün bir adama aşık olmak demek o adamı her gördüğünde organlarının yer değiştirmesi demekti bana göre. Ya da her neyse.
Yanına ilerleyip oturduğumda gözlerini açıp saniyeler içinde beni yanına almıştı. Sımsıkı sardığı kollarından çıkmaya çalışmadım. Ben bile bir gecede öyle özlemiştim ki adam resmen burnumda tütüyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/46171845-288-k850816.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ŞANS İŞİDİR
RomanceAda Şan. 22 yaşında tek başına yaşayan, gözleri deniz mavisi, saçları kumralın en güzel tonu, beyaz tenli kız. Tuna Konak. 27 yaşında babasının hastalığından sonra genç yaşta işin başına geçmek zorunda olan esmer, geniş omuzlu, içinde kaybolunası si...