Erkekler ağlamaz. Erkekler kahkaha atmaz. Erkekler duygularını belli etmez. Bize senelerce öğretilip aşılananın bu olmasına rağmen karşımdaki adam neden yıkılmış ve ağlıyordu?
Benim adamımı ağlatan, onu kahreden mektupta ne vardı?
Bir damla benim yüreğimden, onun ise gözünden firar ettiğinde dayanamayıp elinden mektubu ağır çekimde aldım. Karşı çıkmadığına göre belli ki okumamı istiyordu.
Elime alır almaz kağıtta dikkatimi çeken ilk şey güzel el yazısıydı. Anlaşılan o ki bir bayana aitti ve bu bayan muhtemelen Tuna'mın annesiydi. Çok düşünmeden sevdiğim adamın yanı başında yerimi alıp okumaya başladım.
''Tuna'm. Annelik yapamadığım tek evladım.
Karşına çıkmaya yüzüm olmadığı için her doğum gününde sana mektuplar yazıyorum fakat göndermeye elim varmıyor. Bir arada duran bu desteleri ise senelerdir yatağımın altında muhafaza ediyorum oğlum.
'Hah oğlum mu? Bana oğlum deme' dediğini duyar gibiyim. Haklısın da. Ama yapamadım oğlum sana bakacak gücü kendimde bulamadım. Hastaydım evet. Ama doktor iyileşme evresine girdiğimi söylediğinde bir şeyleri fark ettim. Yaşayacaktım. Belki bunu baban ve senin bana verdiğiniz yaşama gücü sayesinde başarmıştım ama nedense kazandığım yeni hayatta sizi istemiyordum. Beni anlamanı elbette bekleyemem ama ben hayatını yaşayamadan evlenmiş bir kadındım ve bana şimdi ikinci bir şans veriliyordu. Nasıl değerlendireceğim ise meçhuldu.
Evet babanla aşk evliliği yaptık ve onu her zaman çok sevdim bunu asla yalanlayamam. Ama bu özgürlük öyle bir şeydi ki kuşlarda bile bu uçma arzusu yoktu. İşte o arzuydu beni senden ve babandan koparan. Daha doğrusu ben kendimi sizden kopardım. Kimseye hesap vermeme duygusu, kendi düşüncelerimle hareket etmem, ve arkamda bırakmadığımı düşündüğüm insanlar vardı ve ben hafiftim Tuna gerçek bu.
Evet gittim oğlum. Babanla bir kere dahi konuşmadım. Çünkü ne konuşmaya ne de yüzleşmeye yüzüm vardı.
Ve şimdi sen koca adam oldun. Takip ettiğim kadarıyla evlenmedin. Bunda muhtemelen payım büyük ne yazık ki.
Senden ve babandan özür dilerim Tuna. Sizden beni affetmenizi bekleyemem ama bil ki bende böyle olduğu için pişman oldum. Olduktan sonra ise dönmek için çok geçti.
Şimdi ise hastayım Tuna. Zaman zaman nerede olduğumu, ne yediğimi, kiminle olduğumu unutuyorum. Böyle zamanlarda hep geçmişte kalıyorum ve sizinle oluyorum. Bu yüzden en güzel anlarım unuttuğum anlar oluyor benim için.
Sadece senin doğum gününde kesintisiz kendimde oluyorum ve rahatça mektuplarımı yazıyorum. Bu da benim kendimi affettirmem için Allah'ın verdiği bir armağan sanırım.
Eğer bir gün oğlum, bu mektuplardan biri eline geçerse diğerlerini aramana gerek yok. Unuturum diye çoğunda aynı cümleleri kuruyorum.
Sana senelerce kendimden hiçbir şey katamadığımı düşünerek yaşadım. Hatta bu yüzden çoğu zamandan ziyade her zaman babanı kıskandım. Çünkü tıpkı ona benziyordun ve ben seni o karnımda taşımama rağmen sanki babana daha bağlıydın. Fakat şimdi görüyorum da sana gülüşümü verebilmişim oğlum hakkım olmayarak. Ama sen bunu duyduktan sonra sakın gülmeyi bırakma çünkü yanındaki o güzel kadın senin gülüşünle nefes alıyor görüyorum. Sakın korkma ben gittim diye herkes gitmeyecek. Özellikle de adını henüz öğrendiğim Ada seni asla bırakmayacak. Siz birbirinizin varlığından nefes alıyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ŞANS İŞİDİR
RomanceAda Şan. 22 yaşında tek başına yaşayan, gözleri deniz mavisi, saçları kumralın en güzel tonu, beyaz tenli kız. Tuna Konak. 27 yaşında babasının hastalığından sonra genç yaşta işin başına geçmek zorunda olan esmer, geniş omuzlu, içinde kaybolunası si...