Ayşe teyzenin peşinden tabanlarıma vura vura çıktım. Babasının yanında ben Tuna ile yatamam diyemezdim ya. Bu akşamda hazırlayacaktım istifa dilekçemi. Odaya girdiğimde valizimin benden önce odaya konulduğunu fark ettim. Geniş bir odaydı. Ortada kocaman bir yatak vardı ve tam istediğim gibi siyah saten örtüsü üstende pürüzsüz duruyordu. Yatağın yanında iste boydan boya büyük bir dolap mevcuttu. Ne kadar sade ama farklı bir odaydı.
''Ne kadar güzel gözlerin var Ada mavinin bu tonuna hiç rastlamamıştım.''
''Sağol Ayşe teyze'' dedikten sonra valizime yöneldim. Beraber eşyaları yerleştirdik bir yandan da sohbet ettik. Tuna meğersem dolap kapaklarından korkarmış bu yüzden evdeki mutfak haricinde hiç bir yerde dolap kapağı olmazmış ve yine bu yüzden ben dolap tarafında yatmalıymışım. Şimdi fark ettim de evet evde hiç kapak yoktu. Nedenini sorduğumdaysa küçükken üzerine dolap kapağı düşmüş ondan beri korkar olmuş. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
''Sana söylemedi mi hayret hayatta yatmaz çünkü''
''Evde de ben yatıyorum zaten Ayşe teyze'' diyerek durumu kurtarmıştım ama kalbim kulaklarımda atıyordu. Eşyaları yerleştirip yatağa oturduk biraz daha sohbet ettik. Ayşe teyzeyi de çok sevmiştim zaten o olmasa burada durmazdım. İnsanı öyle neşelendiriyordu ki hemen kaynaşıyordun onunla. Kapının çalmasıyla ikimizde gelen Tuna'ya baktık.
''Ayşe teyze aşağıdaki iki ihtiyarda açlıktan öleceklermiş'' dedi gülümseyerek. Gülümsemesinde bir hüzün saklıydı. Bir an içim acıdı. Sonra hemen geçti.
''Bende sana yardım edeyim Ayşe teyze''
''Üstüne değiştir rahatla öyle gelirsin kızım'' dedi odadan çıkarken.
Ayşe teyze çıktıktan sonra Tuna odaya girip kapıyı kapattı. Bende konuşmasını bekliyordum. Siyah gözleriyle gözlerime baktı. Sanki gözlerimin maviliğini çekiyordu.
''Çok teşekkür ederim Ada''
''Önemli değil.'' Ona ne kadar üzülsem de hala kızgındım. O da bir bana bir yatağa bakıyordu. Karar vermek ister gibiydi.
'' Merak etme ben yerde yatacağım.''
''Bende öyle düşünmüştüm. Hem böylece dolabı görmezsin'' dedim gülümseyerek. Bir insan dolap kapağından nasıl korkardı ya.
''Sen nereden öğrendin?'' diye sordu ben eşyalarımı alıp banyoya ilerlerken.
''Unuttun mu eşler her şeyi bilir'' dedim gülümseyerek.
Ben üstümü değiştirip elimi yüzümü yıkayınca banyodan çıktım. Tuna da üstünü değiştirmişti. Siyah eşofman beyaz üst uyumumuza bakıp gülümsedik.
''Hadi ben de acıktım'' dedi yüzsüz şey utanmadan bir de acıkmış.
Ben kendi kendime söylenirken aşağı inmiştik. Ayşe teyze bana bakıp güldü bense bişey demeden mutfağa geçtim. Masayı kurduktan sonra erkeklere yemeğin hazır olduğunu söyledik ve hep birlikte oturduk. Beni Tuna'nın yanına oturtanlara buradan selam olsun. Adam tek başına oturmuş gibi kolunu bacağını açmış bir de iştahla yiyordu.
''Hayatım biraz toparlanır mısın?'' dediğimde adam beni takmamıştı bile. Halbuki ben o cümleyi kurmak için kendimle ne mücadele vermiştim.
''Tuna'' fısıldamıştım ama etkili olmuştu demek ki çünkü döndü sonunda prensimiz.
''Efendim Ada'' Geri çekildim ve bana bıraktığı yeri gösterdim.
''Bana biraz yer açar mısın?''
''Afedersin alışkanlık'' dedi kayarken. Öküz nolucak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ŞANS İŞİDİR
RomanceAda Şan. 22 yaşında tek başına yaşayan, gözleri deniz mavisi, saçları kumralın en güzel tonu, beyaz tenli kız. Tuna Konak. 27 yaşında babasının hastalığından sonra genç yaşta işin başına geçmek zorunda olan esmer, geniş omuzlu, içinde kaybolunası si...