İtiraflar~8

14K 410 12
                                    

Sabah uyandığımda felaket halde başım ağrıyordu. Normalde çok deli yatardım ama ilk defa nasıl yattıysam öyle uyandığımı fark ettim. Arkamda nefes alış veriş duyduğumda ise bir anda panikledim. Arkamı dönünce Tuna'yı görüp rahatladım. Sessizce yataktan kalkıp banyoya geçtim. Saat daha erkendi. Bu yüzden banyoda biraz oyalanmaya karar verdim. Yavaş yavaş dişlerimi fırçalayıp yüzümü jelle yıkadıktan sonra banyodan çıkıp parmak uçlarımda mutfağa indim. Daha fazla Tuna'yı izlemeyi yüreğim kaldırmazdı. O nasıl güzel uyumaktır. Ayrıca bugüne kadar en erken onun uyandığını göz önüne alırsak sanırım rahat uyuyamıyordu. Onun yatağını işgal ettiğim için kısa bir an kendime kızdım. Sonra geçti. 

Kulaklığımı takıp müziğimi açtım ve başladım masayı donatmaya. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama en son haşlanmış yumurtaların kabuğunu soyarken mutfakta birinin varlığını hissettim. Arkamı dönüp Tuna'yı görünce yerimden zıpladım. O da tabi bu halime fazla gülümsedi.

''Günaydın''hala gülüyordu. Ne bu neşe güzel uyuyan adam dedim içimden.

''Günaydın''

''Çok rahat uyudum teşekkür ederim.'' Aman birden ciddileşmesen bir kasın eksilir.

''Ne demek hiç önemli değil rahat etmediğini biliyordum. Hem senin yatağını işgal ettiğim için zaten rahat değildim. Ayrıca birbirimizi göreceğimizi şurada 3 4 gün kaldı.'' İlk defa bu kadar uzun cümle kurmuştum. Yüzünden bir an hüzün ifadesi geçti ama bozuntuya vermedi.

''Evet haklısın. Yardım edilecek bir şey var mı?''

''Hayır her şey hazır zaten teşekkür ederim. Bu sabah herkesten erken uyandım umarım Ayşe teyze kızmaz.''

''Yok yok bundan korkun olmasın. Burada kaldığın sürece mutfağı istediğin gibi kullanabilirsin.'' dedi masadan ekmekleri alıp giderken.

Acaba Tuna'ya çok mu kötü davranıyordum? Sonuçta her şeyi babası için yapmıştı. Ben olsam sanırım bende aynı şeyi yapardım. Ama işte yapı meselesi kandırılmaya, yalana gelemiyordum. Hele ortada bırakılmaya asla. Bunu düşününce bile tüylerim diken diken oldu. 

Tuna'ya daha iyi davranabilirdim. Beni buraya yalanla getirmiş olabilir ama sorarak getirseydi kabul etmeyeceğimi bilirdi. Kısa zamanda beni iyi tanımış demekki sevgili eski patronum. Ona babası hatırına iyi davranacaktım. Terslemeyecektim. Hatta onu tanımaya çalışabilirdim bile. Saçmalama Ada kendine gel.

Elimde yumurtalarla salona geçtiğimde herkes masa başında beni bekliyordu. gülümseyerek hepsine günaydın dedikten sonra Tuna'nın yanına oturdum.

''Hayatım yumurta ister misin?'' dediğimde elindeki çatal düştü. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutarken sadece gülüyordum. Tuna cevap vermeyince Ayşe teyzeye sonra Ahmet amcaya verdim. En son da Tuna'nın tabağına koyup yüzüne gülümsedim.

Ayşe teyzeyle Ahmet amca Tuna'ya gülerken o hala şaşkındı. Neşeyle kahvaltımızı yaparken Tuna'nın yanında hissettiğim duygu beni korkutmaya başladı. Dün gece söyledikleri de üstüne gelince bunu daha fazla içimde tutamayacağımı anladım. İlk iş ablama anlatmalıydım.

Kahvaltı bittiğinde bütün ısrarlarıma rağmen Ayşe teyze masayı toplamıştı. Ahmet amcada yorgun hissettiğini söyleyip televizyonun karşısındaki koltuğa uzanmıştı. Bizde Tuna ile bahçeye çıktık. 

''Kahve ister misin Tuna?'' dediğimde kafasını hafifçe salladı. Yine  dalgın haline bürünmüştü. Mutfağa geçtiğimde Ayşe teyzeyi göremedim ama içeriden gelen televizyon sesiyle nerede olduğunu anladım. Zaten kahveyi kendim yapmak istiyordum. Ben kahveyi yaparken gözüm Tuna'ya takıldı. Omuzları sarsılıyordu. Bir an içim burkuldu. Gidip ona sarılma dürtüsüyle tutuştum. Tuna Konak acı çekiyordu ve bu acısına beni de katacak kadar değer veriyordu bana. Şimdi kafamda her şey daha berraktı. Anlıyordum ama anlamak istemiyordum. 

AŞK ŞANS İŞİDİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin