Annemle vedalaşıp evden çıktım ve arabama binip hastahaneye gittim. Dün Onura her şeyi anlatmıştım. Pişman da değilim. Handeye bile anlatamamıştım ama.. Bugün ona da anlatacağım. Böylece benim anlattığım annem ve Onurdan sonra üçüncü kişi olacak. Hastaneye girince direk toplantı odasına geçtim. Herkes oradaydı. Nihat Hoca dışında. Nihat Hoca da az sonra gelince toplantı başladı. Salim Amcanın durumunu en ince detaylarla ve gözlemlerim anlattıktan sonra herkesin aynı kanıda olduğunu gördüm. Herkes öleceğini düşünüyordu. Yalnızca Nihat Hoca suskundu. Nesnel bilgilerden sonra kendi yorumumu söyledim.
Güneş: Ben bu hastalığının sonunda ölüm olduğunu düşünmüyorum. En azından öyle olmak zorunda olduğunu düşünmüyorum. İyi bir bakımla kurtulabilir.
Nihat Hoca: Arkadaşlar herkes düşüncesini söylediğine göre başka bir haber vermek istiyorum. Yeni baş doktorumuz Güneş Hanımdır.
Ama ben daha cevabımı vermemiştim? Herkes beni tebrik edip gittikten sonra Pelin bana kıskanç bir bakış atıp odadan çıktı. Nihat Hocayla baş başa kalmıştık.
Nihat Hoca: Biliyorum kızım, biliyorum. Ama benim sebeplerim daha geçerli. Neden biliyor musun? Burada yardıma ihtiyacı olan insanların tedaviden daha çok ihtiyacı olan bir şey var. Umut. Onlara bu umudu verebilecek en iyi doktorun da insanın da sen olduğunu az önce gördüm. Sen ışığını da umudunu da eksik etme bu hastaneden. Sahipleri beni çok sever, bana çok inanır. Ben de seni çok seviyorum sana çok inanıyorum.
Nihat Hoca böyle konuşunca dayanamayıp sarıldım.
Güneş: Hocam hemen gitmeseniz bari.
Nihat Hoca: Merak etme kızım bir hafta sonra gidiyorum.
Başımla onayladım ve birlikte odadan çıktık. Vedalaşıp odama gittim. Kapıyı açınca koltukta oturan Barışla göz göze geldim.
Güneş: Ne oldu Barış?
Barış: Ne mi oldu? Biz bugün evleniyoruz farkında mısın?
Güneş: Maalesef farkındayım.
Barış: Parayı yatırdım bankaya.
Güneş: Ben de niye aramadılar diyordum.
Barış: Hadi sen de hazırlan çıkalım.
Güneş: Saat daha 9?
Barış: Hazırlanacağız. Sonra da evimize gideceğiz. Yani dedemin ısrarla orada kalacaksınız dediği eve. Bir de annenle tanışacağım. Yani çok işimiz var.
Güneş: Bilmiyorum Nihat Hocayla konuşmam lazım.
Barış: Ben konuştum.
Güneş: Ne? Sen ne hakla benim işime karışırsın ya? Neden konuşuyorsun ki? Evleneceğimizi falan söyledin mi?
Barış: Tabi ki hayır.
Güneş: E nasıl izin verdi o zaman?
Barış: Sonra anlatırım. Hadi çıkalım geç kaldık.
Güneş: Benim arabamla gideceğiz.
Barış: İyi tamam hadi.
Ben eşyalarımı toplayınca birlikte hastaneden çıktık. Yolda mesaj atıp anneme geleceğimizi haber verdim. Saydırıyordur şimdi bana geç haber verdim diye. Eve gelince birlikte içeri girdik. Annem kapıyı gülerek açtı. Barışı görünce kaşlarını bi çattı sonra gözleri kocaman oldu. "Emre?" diyince Barış bir kahkaha attı.
Barış: Evet dizide adım Emre, ama ben Barış.
Gülsüm: Ay akıl mu kaldı. Girin girin. Hoş geldin Barış oğlum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Güzellik
Teen FictionAnnesi ve tek varlığı olan evi için oyuncu Barış Ateşoğlu ile evlenmek zorunda kalan genç ve güzel doktor Güneş Uymaz'ın hikayesi. ****** Genç Adam: Dede, sana yalan falan söylemiyorum. İşte sevgilim.. yanıma gelip göğsümden ismime baktı Genç Adam:...