"Üf yeter artık Güneş ya!"
dedi biz eve girerken Barış.
"Ne yeter ya? Götürdün resmen kadını."
"Ne yapsaydım ne? Kızla siyaset konuşup açık oturum pozu mu verseydim? Yarın şuna fotoğrafları vericem ve bu iş bitecek."
"Cidden bitse iyi olur. Bak o kızı engellicez her yerden tamam mı? Arayamasın bi daha!"
"Tamam canım, tamam dedim."
Beraber yatak odasına girdik. Tişörtünü üstünden çıkartıp yere, kendini de yatağa attı. Ve olduğu yerde gözlerini kapattı. Ben üstümü değiştirip aşağıya indim ve kendime kahve yaptım. Bi hırkayı üstüme atıp kahvemle beraber dışarı çıktım. Rüzgar yüzümü okşarken kahve de ellerimi ısıtıyordu. Onu ne kadar sıktığımın farkındayım ama elimde değil ki. Hayatım boyunca sevdiğim herkesi teker teker kaybettim, bi tek annem kaldı ve şimdi de Barış. Ben sanırım sevmeyi unuttum. Birbirimize olan sevgimizi bedenlerimizle gösterme fikrinden uzak kaldım, birini diğer herkesten farklı sevebilmek ve onu hayattan koparmadan kendime bağlamayı unuttum. Evet, belki önceden de çok beceremiyordum hatta belki bu yüzden aşk hayatım bu kadar dengesizdi ama yapamam. Sevdiğim insanı bu kadar paylaşamam. Kendimle bile paylaşmaya korkarken, nasıl başkalarına teslim edebilirim onu? Ben kahvemi içerken Barış geldi ve yanıma oturdu.
"Sen uyumadın mı?" diye sordum.
"Yatakta olmadığını farkedince uyuyamadım. Napıyorsun burda?"
"Hiç, uykum kaçtı da. Sen neden kalktın ki?"
"Uykunu her ne kaçırdıysa, benim de uykumu o kaçırdı."
Beni sarıp kahvemi aldı ve içti.
"Git kendine kahve yap benimkine sulanma!"
"Aramızda senin benim mi var?"
"Evet var."
"Bi de bana öküz diyorsun Güneş!"
"İyi tamam iç!"
"Senin olan her şeyde gözüm var benim."
Burnunu saçlarıma sürttü.
"Hayatımda böyle güzel bi koku hissetmedim. Nasıl bir şey bu, kokunu duymuyorum, hissediyorum. Vücudumun kokuna, oksijenden daha çok ihtiyacı var gibi geliyor. Burnumun ucundan gitme."
Yüzüme yayılan gülümsemeyle başımı kaldırıp ona baktım.
"Bi de şu gülüşün.."
En sonunda utanıp gözlerimi kaçırdım.
"Güneş, konuşmalıyız biliyorsun değil mi?"
Kafamı sallayarak onu onayladım. Ondan uzaklaşıp yüz yüze bakmamızı sağladım.
"Seni çok sıkıyorum değil mi?"
"Hayır hiç alakası yok! Keşke hep böyle olsan. Her şeyime karışsan, hep denk gelmiyor ben de fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum işte."
"Aa bir de söylüyor şuna bak! Bundan sonra duymuyum öyle şeyler bak tepem atıyor benim valla hayattan bezdiririm seni."
"Senin bana yapacağın hiç bir şeyden şikayetçi olamam ben. Tek bir şey dışında, kendini benden koruman. Bizimle ilgili sorun olarak gördüğüm tek konu bu."
"Bunu sana güvenmediğim için mi yaptığımı düşünüyorsun?"
"Bilmiyorum ama, emin olamadığın birşey olduğunu görebiliyorum. Söyle bana da, beraber çözüm bulalım ama böyle kaçırma kendini benden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Güzellik
Ficção AdolescenteAnnesi ve tek varlığı olan evi için oyuncu Barış Ateşoğlu ile evlenmek zorunda kalan genç ve güzel doktor Güneş Uymaz'ın hikayesi. ****** Genç Adam: Dede, sana yalan falan söylemiyorum. İşte sevgilim.. yanıma gelip göğsümden ismime baktı Genç Adam:...