"Seninle konuşmam lazım."
"Onca yıldır yoksun ve şimdi de seninle konuşmam lazım diyip hiç bir şey olmamış gibi mi davranmamı bekliyorsun?"
Bu oydu. Üniversitedeki aşkım, beni aldatan nişanlımdı.
"Hastaneyi aradım ama sana ulaşamadım. O yüzden buraya gelmek zorunda kaldım."
Bu kadar önemli ne olmuş olabilir ki diye düşünürken bir yandan Zehranın verdiği numaranın kime ait olduğunu anlıyordum.
"Her neyse Meriç. Ne olduğunu söyle ya da git burdan."
"Burada mı konuşacağız?"
"Evet. Hadi beş dakikan var."
"Senden sonra, seninle nişanlıyken beraber olduğum yabancı kadınla evlendim. İstanbul'da yaşamaya başladık. Bir kızım oldu. Şimdi beş yaşında. Biz boşanmaya karar verdik ama kızımı benden almaya kendi ülkesine götürmeye çalışıyor.. Şu anda da İngilteredeler Maria oraya taşınmak istiyor, benim kızımla beraber. Ben de onların yanındaydım ama avukatlar onun güçlü olduğunu söylediler. Aklıma sen geldin."
"Ee bütün bunların benimle ne alakası var?"
"Barış Ateşoğluyla evlendiğini duymuştum. Daha önce bir ilişkileri olmuş Barış ve Maria'nın. Şimdi isteyeceğim şey senin için çok zor biliyorum ama.. Bir bahane bulup Barış, Maria'yı Türkiyeye bir günlüğüne bile olsa çağırıp buluşursa, kızım benim olur. Bak lütfen hemen hayır deme.."
"Meriç elime geçirdiğim ilk sert cisim senin için tehlikeli olabilir! Git karınla anlaş iki medeni insan gibi boşanın ve çocuğun kimde kalacağına karar verin."
Ben kapıyı onun yüzüne kapatıcakken kapıyı tutmaya çalıştı.
"Denemedim mi zannediyorsun? Her şeyi yaptım, eğer yurt dışında kalırlarsa kızımı göremem. Güneş hadi lütfen!"
Telefonundan kızıyla çekilmiş bi resmini bana göstermeye çalışıyodu. Kızı da o kadar tatlı ki! Eh yani Meriç ya!
"Of ya of! İyi tamam. Yarın öğlen hastanenin yanındaki kafeye gel Barışı da çağıracağım. Konuşuruz."
"Tamam şimdi gidiyorum ama yarın gelicem. Hadi iyi geceler."
O gidince kapıyı kapattım. Yarım saat sonra tekrar kapı çaldı. Bu sefer Barıştı.
Güneş: Anahtarın nerde?
Barış: Cebimde.
Güneş: Acaba zahmet edip çıkarsan mı?
Barış: Sen açınca daha güzel oluyor.
Belimden yakalayıp yanağımı sert bir şekilde öptü.
Güneş: Bi dur ya!
Barış: Yine niye sinirlisin sen?
Güneş: Gel anlatıcam.
Beraber oturma odasındaki koltuklara oturduk.
Barış: Sonra mı anlatsan?
Güneş: Uykun mu var?
Barış: Hayır ikimizle ilgili başka planlarım var.
Güneş: İki dakika duramıyorsun konuyu oraya bağlamadan!
Barış: Niye duruyum ki?
Yaklaşıp boynumdan öptü. Sonra bi daha boynumdan öptü. Bi daha..
Güneş: Eski nişanlım geldi.
Ve öpücükler durdu. Benden uzaklaştı ve çatık kaşları beni buldu. Anlayabileceği bir şekilde durumu anlatıp vereceği tepkiyi beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Güzellik
Teen FictionAnnesi ve tek varlığı olan evi için oyuncu Barış Ateşoğlu ile evlenmek zorunda kalan genç ve güzel doktor Güneş Uymaz'ın hikayesi. ****** Genç Adam: Dede, sana yalan falan söylemiyorum. İşte sevgilim.. yanıma gelip göğsümden ismime baktı Genç Adam:...