O arabadan inince ben de indim.Güneş: Barış saçmalama, hadi eve gidelim. Barış!
Beni dinlemeyip Erenin kapısını açtı ve onu aşağı indirdi.
Barış: Derdin ne lan senin?
Eren: Ooo sen de mi burdaydın? Gözüm Güneşten başkasını görmemişti de.
Of şimdi bittik biz. Barış Eren'e bi tane geçirince Eren deli gibi gülmeye başladı. Bir yandan burnunu tutuyor bi yandan gülüyordu.
Eren: Doktor Hanım, bi bakar mısınız? Kocanız beni biraz yaraladı.
Ben korku dolu gözlerimle Barış'a bakarken, o Eren'e bir tane daha geçirdi.
Barış: Bir daha onunla konuşmayacaksın. Adını ağzına almayacaksın. Bir daha ona bakmayacaksın.
Sonra bi tane daha geçirdi. Yeter ama! Koşarak Barışın elinden tuttum.
Güneş: Yeter artık! Öldüreceksin, bırak.
Eren hala gülüyordu. Barış bana sinirli bir bakış atıp elini benden çekti.
Barış: Güneş, arabada bekle dedim sana!
Güneş: Barış, napıyorsun? Kendine gel!
Eren: Hiç de kıyamazmış bana doktor hanım. Yaralarımı sar, iyileştir beni.
Barış: Ulan hala konuşuyor! Ben onun ağzını yüzünü ...meden susmicak.
Barış beni yolundan çekip Eren'e tekrar vurmaya başladı.
Güneş: Barış! Eğer bir daha ona vurursan giderim ya da onu bırakırsın ve beraber gideriz.
Barış: Güneş ne diyorsun sen?! Onu mu koruyorsun?
Güneş: Saçmalama! Onu değil seni koruyorum ben! Polis gelmeden gidelim burdan lütfen.
Eren sonunda susmuştu. Daha doğrusu konuşamayacak haldeydi. Barış, Erene doğru gidip konuşmaya başladı.
Barış: Bana bak! Sakın bir daha karşıma çıkma, bu sefer seni kimse alamaz elimden.
Sinirle elimden tuttu ve arabaya bindirdi. Kısa sürede eve yetiştik. Sinirden 10 dakikalık yolu 3 dakikada almıştı. Eve geçince direk eline ne olduğuna baktım. Elini elimden çekip "Yok bişey." dedi.
Güneş: Bence konuşma sen.
Barış: Güneş bişey yok dedim.
Güneş: Ben de sus dedim.
Mutfağa geçip dolaptan buz torbası çıkardım. Salona geçtiğimde Barış yoktu ve balkonun kapısı açıktı. Balkona çıktığımda yukarı aşağı yürüyordu. Karşısına dikilip elini aldım ve buz torbasını koydum. Bıkkın bir ifadeyle bahçeye bakıyordu.
Güneş: Otur şuraya.
Onu çekerek bahçe takımımızın iki kişilik koltuğuna oturttum.
Barış: Tamam yeter bu kadar.
Güneş: Ne oluyor sana? Onu korumadığımı biliyorsun, düşündüğüm kişinin sen olduğunu da biliyorsun. Neden böyle davranıyorsun?
Barış: Beni de koruma, istemiyorum. Ben ikimizi de korurum. Sana arabada kal dedim.
Güneş: Arabada kalsaydım, bu gece eve gelemezdik.
Barış: Ama arabada kalsaydın o şerefsizden bu gece kurtulabilirdik.
Güneş: Napacaktın!? Öldürecek miydin onu?
Barış: Sadece aklını başına getirecektim. Hem başımıza ne geldiyse senin yüzünden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Güzellik
Teen FictionAnnesi ve tek varlığı olan evi için oyuncu Barış Ateşoğlu ile evlenmek zorunda kalan genç ve güzel doktor Güneş Uymaz'ın hikayesi. ****** Genç Adam: Dede, sana yalan falan söylemiyorum. İşte sevgilim.. yanıma gelip göğsümden ismime baktı Genç Adam:...