Gülten Gökler Barışı ve Didemi içeri davet edince stüdyoda bi alkış koptu. Seyircilerin çoğu genç kızlar, fan grupları falandı. Eskiden merak ederdim şu ünlülerin karıları kocaları kafayı yemiyor mu onları böyle görünce diye, kader de bunu yaşamak da varmış. Barış siyah beyaz takımının içinde kusursuz görünüyordu. Hele bi tatlı tatlı gülüşü vardı ki.
Gülten: Barış bize ilk defa geliyor bildiğiniz gibi. Daha önce davet edip duruyorduk, sanırım bizden bıktı.
Barış: Yok yok, olur mu öyle şey. Gerçekten fırsatım olmadı.
Gülten: Biliyoruz canım şaka yapıyoruz. Bu gece bol bol acısını çıkartacağız zaten. Evliliğinle gündemdeydin uzun zamandır, ki tekrar belirtmek istiyorum karınla seni de davet etmiştik. Ama kısmet Didem'eymiş.
Ne zaman davet ettiler bizi ya? Barış sırf ben sevmiyorum diye söylemedi kesin. Ya ne demek kısmet Didem'e!?
Barış: Evet, gerçekten çok yoğunduk.
Gülten: Burdan Güneş'e söylemek istediğin bişey var mı?
Barış: Siz bana Güneş'le ilgili bişey söyle derseniz bu program bitmez. Çok seviyorum ya, gerçekten çok seviyorum.
Stüdyoda bi alkış fırtınası koptu. Canım benim ya! Bende çok seviyorum bendeeee! Telefonumdan ardı ardına bildirim sesleri geliyordu. Rahatsız olup sessize aldım ve diğer koltuğa fırlattıım.
Gülten: Vay be! Desenize büyük aşk. Hayranların çok üzülüyor olmalı. Sonuçta seni hayal eden çok fazla kızımız vardı.
Barış: Yok tam tersi Güneşi seviyorlar, kötü bir geri dönüş almadık henüz. Burdan herkese çok teşekkür ediyorum. Gurur duyuyorum hepinizle, bana duyduğunuz sevgi ve saygı için.
Gülten: Evet evet, herkese nasip olmuyor böyle hayranlar. Didemciğim biraz da sana soralım, var mı bişeyler?
Didem: Yok ya ben özgürlüğümü seviyorum.
Ay! Nolur özgür kal tamam mı? Nolur ama bak, bu bizim için çok önemli!
Gülten: Özgürlük iyi hoş da bi yuva kurmak lazım.
Didem: Aa Gülten, bak sonra gelen mesajların haddi hesabı olmuyor.
Gülten: Tamam tamam, hadi o zaman filmimizin fragmanını izleyelim, daha sonra da filmle ilgili konuşuruz.
Ekranda fragman görünür görünmez telefona atlayıp Barışa, "Harikasın. Seni seviyorum." diye mesaj attım. On saniye sonra "Reklamda arayacağım şimdiden çok özledim." diye mesaj attı. Fragman bitince tekrar konuşmaya başladılar. Filmle ilgili benim ilgilenmediğin sohbet uzun uzun sürerken birden Gülten beklediğim haberi verdi.
Gülten: Şimdi kısa bir reklam arası veriyoruz. Lütfen bi yere ayrılmayın.
Reklam olduktan bi dakika sonra telefonum çaldı. Hemen açtım.
"Barış?"
"İzliyordun değil mi?"
"Evet evet, ben de çok özledim. Didem yanında mı?"
"Çok değil ama evet."
"Bak çok yaklaşmak yok tamam mı?"
"Tamam güzelim tamam. Benim kapatmam lazım. Başka reklam arası yokmuş biter bitmez geleceğim dışarı çıkarız olur mu?"
"Olur. Çok öpüyorum."
"Ben de hayatım."
Telefonu kapatınca gelen bildirimlere baktım. Sosyal medyadan yüzlerce yorum, mesaj, etiket bildirimi gelmişti. Onlara bakmadan özel mesajlarıma baktım. Arkadaşlarımın çoğu "Seninki tvde bak neler diyor" temalı mesajlar atmıştı. Hepsine tek tek cevap verdim. Reklam bitince tekrar izlemeye başladım. Filmle ilgili sohbet devam etti. Arada Didemin Barışa doğru gülmesi eğilmesi falan da gözümden kaçmadı. Valla televizyona girip yolacaktım. Telefonum çalınca açtım, Hande arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Güzellik
Genç KurguAnnesi ve tek varlığı olan evi için oyuncu Barış Ateşoğlu ile evlenmek zorunda kalan genç ve güzel doktor Güneş Uymaz'ın hikayesi. ****** Genç Adam: Dede, sana yalan falan söylemiyorum. İşte sevgilim.. yanıma gelip göğsümden ismime baktı Genç Adam:...