Ayrıldığımız da kıpkırmızıydım. Çok utanıyorum.
Güneş: B-ben bi lavaboya gidiyim.
Yüzüne bakmadan hızlı adımlarla lavaboya gittim. Aynada kendimle göz göze gelince yüzümdeki aptal gülümsemenin farkına vardım. Hemen yüzüme su çarptım ve kendime geldim. Yüzümü kurulayıp aynaya baktığımda hala dudağım yanıyordu. Beni daha önce defalarca kez öpmüştü. Neden daha önce hiç böyle hissetmedim? Sanırım kaçmaya çalışmaktan ve kızmaktan tadını çıkarmaya vakit bulamıyordum. Sabah bana "Sen fazla direniyorsun, farkında değilsin" derken haklıydı mıydı? Of hemen de koyverdim! Alıştırmamak lazım kendimizi böyle şeylere.. Tekrar yanına döndüm. O da sırıtıyordu.
Güneş: Ne sırıtıyorsun sen ya?
Sırıtması genişleyince kaşlarım çatıldı.
Güneş: Aa, şuna bak! Hala sırıtıyor.
Barış: Benimle öpüştün. Az önce, tam burda.
Güneş: Ben hiç hatırlamıyorum öyle bişey. Bence sen hayal falan görüyorsun artık.
Barış: Rüyada olmadığımıza göre kesin öpüştük.
Güneş: Sen rüyanda ne görüyorsun öyle ya?!
Barış: Şu an konumuz bu mu? Daha sonra ayrıntılı bi şekilde anlatırım ama şu an can güvenliğim olmadığı için anlatamam.
Gülüşümü gizlemeye çalışarak önüme eğildim. Aferin, korksun benden!
Barış: Neden gülüşünü saklıyorsun? Zira ben senin kadar güzel gülen biri olsaydım asla saklamazdım.
Bir an etkilendiğimi hissettim.
Güneş: Bu bir şiirden falan mı?
Barış: Bilmem, daha önce seni gören bi şair oldu mu?
Yok yok kalbim şimdi çıkacak yerinden. Dizlerimin bağı çözülüyor.
Barış: Etkiledim seni di mi? Kendime engel olamıyorum işte kusura bakma.
Güneş: Evet etkilendim. İnsan halinin bi 30 saniye kadar sürebilmesi beni çok etkiledi. Ben max 5 saniye falan sanıyordum.
Bir kahkaha atıp bardağını dikti. Ben de ona uyup bardağımı diktim. Saatlerce gülüp eğlenip sohbet ettik. Şarkı sürekli aynı tempoda devam ediyordu. Biz bardan çıkarken saat sabah 4'tü. Kafalar da haliyle hafif güzeldi. Barışın eli belimdeyken beraber yürüyorduk.
Güneş: Ya otele gitmeyelim.
Barış: Dışarıda mı yatalım?
Güneş: Yok işte yatmayalım.
Barış: Aynı şeyi mi düşünüyoruz?
Güneş: Bence hayır.Barış: Tüh! Neyse o zaman gel yürüyelim biraz.
Biraz yürüyüp Eiffel i gören bir banka oturduk. Başım ister istemez omzuna kaydı.
Güneş: Bir şey soracam..
Barış: Evet!
Güneş: Ne!?
Barış: Evet öpüşelim.
Güneş: Onu sormayacaktım ya bi dur!
Barış: Tamam ben soruyum. Öpüşelim mi?
Güneş: Barış..
Barış: Tamam tamam hadi sor.
Güneş: Şey.. Sen.. Şeyi de öyle şey yaptın mı?
Barış: Bu nasıl soru böyle ya? Düzgün sorsana kızım şunu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Güzellik
Fiksi RemajaAnnesi ve tek varlığı olan evi için oyuncu Barış Ateşoğlu ile evlenmek zorunda kalan genç ve güzel doktor Güneş Uymaz'ın hikayesi. ****** Genç Adam: Dede, sana yalan falan söylemiyorum. İşte sevgilim.. yanıma gelip göğsümden ismime baktı Genç Adam:...