Shizuo, sevgilisinin başında oturuyordu. Shinra'ların evine götürmüştü onu.
Sevgilisi gözlerini aralayıp birkaç kez kırpıştırdıktan sonra doğrulmayan kalkışmıştı ki Shizuo'nun ona sarılmasıyla dona kaldı.
"S-shizu-"
"Beni çok korkuttun ahmak! Bir anda kucağıma bayılmak da nerden çıktı?" Dedi sinirli sinirli
"Ne?" Izaya afallamış bir ifadeyle baltı ona. "O adamı görmedin mi?"
"Tekrar o adamdan mı bahsedeceksin? Izaya, gün boyunca olmayan bir adam hakkında konuştun zaten. Yetmedi mi?"
"Shizuo, inan bana, orada bir adam vardı. Hatta ölen bir kadı-"
Shizuo'nun elini hafifce masaya vurmasıyla susmuştu izaya. Onu kızdırmak istemiyordu."Özür dilerim ama başım çatlıyor. Bana izin verirmisin uyuyayım?" Dedi terslercesine. Arkasını dönüp ince yorganı başına kadar çekti.
Shizuo, iç çekip odadan çıktı. Elini telefonuna götürdü.
Izaya ise yanında titreyen telefonla kısa süreli bir kalp krizi yaşamıştı. Telefonu eline aldı.
Sarışın'ım: Özür dilerim...
Biliyordu bu yaptığı Izaya'nın onu affetmesini sağlamayacaktı. Ama elinde olmadan sevgilisinin stres ve yorgunluk sebebiyle gördüğü halisülasyonu kıskanmıştı işte.
Bir süre ses gelmeyince tam vaz geçmişti ki telefonunun ötmesiyle paniklenip hemen baktı.İzaya'm: İçeri gelmek için beş saniyen var. Yoksa öpücük falan vermem...
Sarışın tebessümle içeri girdi. Sevgilisine yaklaşır yaklaşmaz dudaklarını hedefleyerek eğilmişti bile.
***
Shinra kapıya tıklayıp Izaya'nın yanına gitti. Izaya sırtı dönük yatıyor, shizuo ise hemen başucunda oturuyordu."Orihara-kun, umarım artık daha iyisindir?"
"Sayılır."
"Abuk sabuk hal-"
"Halüsilasyon görmüyorum."
Shinra iç çekti. Gözlüğünü düzeltti ve kalemiyle kafasını kaşıdı. "Biliyor musun... Bence uzun süreli bir tatile ihtiyacın var."
İzaya yattığı yerden doğruldu ve dik dik Shinra'ya baktı.
"Gözlüklü beyefendi, Umarım birşey imâ etmiyorsundur. Yoksa deşerim seni."
Shinra ise ellerini 'bilemiyorum' dercesine kaldırmakla yetinmişti.
"İmâ etmiyorum, uyarıyorum. Geçen üç yılda geçirdiğin berbat olay yüzünden zaten vücudun dayanıklılığını kaybetmişti..."
Shizuo onlara 'ne demek bu?' bakışları atıyordu. Sevgilisi ile bunun gayet farkındaydı ama görmezden geliyordu. "Ayrıca, Shizuo'nun seni buraya getirdiği zaman da o olayın üzerine eklendi. Durumunu toparlaman imkansızlaşıyor."İzaya saçlarını dağıttı. Shinra haklıydı. Sağlığı pek de yerinde sayılamazdı. "Pekala, pekala. Dinleneceğim. Hemde uzun mu uzun bir hafta. Daha fazlasını yapamam." Shinra gülümsedi.
"Pekala. Yarından itibaren dinlenmeye başlayacaksın o zaman." Dedi odadan çıkarken.
Shizuo çok rahatsız olmuş bir ifadeyle Izaya'ya baktı."Ne olayı bu?"
"Ah, senin duyacağını ummuştum. Sonuçta o zamanlat birbirimize düşmandık ve benim öldüğüme dair bir söylenti illa sana gelmiş olmalıydı." Dediğinde shizuo afalladı. "Ölmek mi?" Siyah saçlı genç başını olumlu anlamda salladı. "Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHIZAYA
RandomShizuo ve İzaya karakterinin shiplendiği durarara fanfic hikâyedir iyi okumalar. -Not: Argo kelime ve küfür içerir.- İkinci kitap: SHIZAYA II - The Story Of After Death