Bölüm başlığı tanıdık geldiyse eğer dejavu olmaya hazırlanın (✿◠▿◠)
Calwin, elindeki oyun konsolunu savura savura oynuyordu. Arada bir iki küfür savuruyordu bir de."SubZero's Win. Fatality!"
"Budur be! Güneş ardından doğarken dağların, amına koyayım ben tüm scorpionların!" Calwin en sonunda konsolu fırlatıp geriye uzandı. Bakışlarını kendisini izleyen Alex'e çevirdi. Genç adam önce tebessüm etti fakat kendini tutamayıp kıkırdamaya başlamıştı. Calwin büyülenmekten alamıyordu kendisini. Hayatında ilk kez bu herifin gülüşüne şahit oluyordu. Genelde elleriyle yüzünü kapatır ne ses ne seda çıkarırdı gülerken. Alex, eliyle hafif utandığını belirterek dudaklarını kapattı. başını sağındaki arkadaşına (!) çevirmesiyle utancı, şaşkınlığa dönüşmüştü.
Calwin, bir eliyle çenesini, diğer eliyle az önce dudaklarındaki elini tutmuş ve kendisini öpmüştü. Ağzını açıp itiraz edecekken ikinci bir öpücük, dudağından çıkacak kelimelere mani olmuştu.
Cehennemde köle olanların gülmesi yasaktı. Tebessüm edersen kırbaçtan geçirilir yada lav denizine yakılarak geçici idama mahkum edilirdin bu sebeple, tam beş yıl, gülümsediği için kölelikten çıkamamıştı Alex. O yüzden alışkanlık gereği gülerken yüzünü kapatırdı gülerken. Tabi, dünyada İzayayla karşılaştıklarında o bu alışkanlığını yenmesini sağlamıştı. Fakat bu karşısındaki adam çok farklı bir tepki vermişti gülüşüne.
Uzunca bir öpüşmenin ardından Alex soluklanarak geriye attı kendini. Ellerini kurtarmaya çalıştı bir süre. Calwin tepki vermemeye çalışsa da kulaklığının pembeliğini saklayamıyordu. Avuçlarının arasındaki bileklerini kurtarmaya çalışan adama baktı bir süre. Gözlerinde korku vardı. Biraz da panik. Kendisine yapılanların tekrarlanmasından korkar gibiydi.
"B-bırak beni! Calwin!" Sesi titriyordu. Ellerini kendisine çekip doğrulmasını ve arkasındaki duvara yaslanmasını sağladı. Bileklerini farkında olmadan sıkmaya devam ediyordu. Gözlerini Alex'e sabitledi."Benden korkuyor musun?" Tehtit eder gibi sormuştu biraz. Alex başını koluna gömdü. "Evet."
Calwin incinmiş bir ifade takındı ve koluna yaslanan adamın bileklerini bırakıp, boğazından tutarak kendisine bakmasını sağladı. "İğreniyor musun?" Cevabının sert bir 'Evet!' olmasını ve birazdan yiyeceği ağır tokadı beklerken, Alex sadece iğrenmediğini ifade eden bir mırıltı çıkarttı. "Senden iğrenmiyorum. Yalnızca... bazen kendimden şüphe etmeme sebep oluyorsun. İzaya'ya olan sevgimden ağır basıyor gibisin. Mantıklı olmama engelsin. Kendimi kontrol etmemde engelsin. Eğer yakınımdaysan düzgün düşünemiyorum bile! Aklım hep sana takılı..." Başını kaldırıp boğazındaki ellerin sahibine çevirdi. "Sen benim en büyük sorunumsun! S-senden nefret ediyorum!" Calwin boğazındaki elleri çekip şaşkın bir ifadeyle ona baktı. Ardından gülümseyip "Biliyor musun, bende senden çok nefret ediyorum." diye mırıldandı. İkisi de Dejavu yaşıyor gibiydiler.[Ve bu nedenle bu bölümü sfynr14 e ıthaf ediyırım. :D *bkz: Her aşk nefretle başlar]
Kimden: Kara Kedi
Shizu-chin? (^3^) Misafirim geldi mi???Kimden: Çakma Sarışın
c-chin?!
Kimden: Çakma Sarışın
Geldi... Sana benziyor bu kadın be
Kimden: Kara Kedi
(॓_॔) Öldürürüm onuYıkarım ortalığı
Biliyosun dimi
Kimden: Çakma Sarışın
Yahu tamam bir şey demedim
Ayrıca ortalığı birtek ben yıkabilirim ┻━┻ ︵ヽ('Д')ノ︵ ┻━┻Kimden: Kara Kedi
ay ne güçlü bir bey(人◠3◠)
Neyse. Ben öğleye kadar gelebilirsem gelirim. İyi ağarla onu olur mu? Bir tuhaflık sezersen etkisiz hale getirmekten çekinme lütfen.Shizuo anlamadığı mesajla bakıştı. İzaya'nın kıskançlık yüzünden böyle demesi imkansızdı? Peki bu kadın nasıl bir zarar verebilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHIZAYA
AcakShizuo ve İzaya karakterinin shiplendiği durarara fanfic hikâyedir iyi okumalar. -Not: Argo kelime ve küfür içerir.- İkinci kitap: SHIZAYA II - The Story Of After Death