Shizuo duştan çıkıp esneyerek yatak odasına gitti. Komidinin üstündeki telefon titrediğinde o tarafa baktı.
"Telefonunu mu unutmuş?"
Sürekli titrediği için birisinin aradığını düşünerek açtığında, Namie'den gelen mesajları fark etmişti."Okumamalıyım. Okumamalıyım ama..." gözleri mesajdaki ameliyat kelimesine takıldığında endişeden titreyen ellerle kapattı ve yatağın üzerine bıraktı telefonu.
Okumamıştı. Ancak yalnızca ameliyat kelimesinin gözüne ilişmesi içini huzursuz etmişti.
Ne ameliyatıydı? İzaya hasta falan değildi... yoksa Shizuo'nun bilmediği şeyler mi vardı? İç çekip yatağa uzandı ve gözlerini tavana dikti.
"Uzun süredir birlikte dışarı çıkmıyoruz... Nedeni bu muydu?"
°•°•°•°•°
İzaya gözlerini araladığında gözlerini bir çift el kapatıyordu. Avucuna değen kirpikleri fark etmiş olacak ki iç çekti ellerin sahibi. "Orihara-san, ameliyat sırasında ağlamanız cidden aşırı sinir bozucuydu. Ancak şu anlık bu tarafa bakmamanızı öneririm. Shinra-san yarayı kapatmakla uğraşıyor ve iğrenç bir görüntüsü var."
İzaya konuşamıyordu. Yapacakları ameliyat acılı olacağı için göğdesi boğazına kadar uyuşturulmuş, anestezi yüzünden de sersemlemişti.
Namie tam elini çekecekken elini tuttu İzaya. Genç kadın iğrense de, şu an bu adamın ne kadar çaresiz olduğunu hatırlamıştı.
"Merak etmeyin, elimi çekmeyeceğim." Dediğinde dudakları ağlarcasına bülüldü. Namie bu adamın ağlayışını 'kuru ağlama' olarak adlandırmıştı.
Az önce ameliyattaki gibi çaresizlikten kavrulurken bedeni, gözleri kısılır, çenesi buruşur, dişleri sinirle sıkılırdı. Ama hiç göz yaşı dökmeden ağlardı.
Tabii, ağlayışınu yalnızca Shizuo'ya gösterdiğinden habersizlerdi.
Shinra geri çekilip ağızlığını çenesinin altına indirdi ve gülümsedi. "İşlem tamamlandı. Celty seni üst kattaki odaya götürecek. Konuşman bir on dakika alabilir. Sadece dış yarayı tamamen kapattım ancak içerisi hala açık. Bu nedenle kendine dinlenmek için izin ver."
İzaya gözlerindeki eli çekip minnetar bir yüz ifadesiyle baktığında odadaki herkesin içi burkulmuştu. Celty elini karnına koydu genç adamın. Etrafını saran siyah dumanlarla birlikte ilerledi.
Shinra'nın bahsettiği odaya vardığında yatağa bıraktı bedeni zarifce. Üzerine hafif bir battaniye örtüp telefonuna birşeyler yazdı ve uzattı.
[Aklından ne geçiyor bilmiyorum ama içim rahat değil.]
İzaya tepki vermedi. Bu sefer bir şeyler daha yazdı alel acele.
[Tahmin ettiğim şey ise, bunu Shizuo için yapıyorsun değil mi?]
Genç adam kızarıp başını çevirdi. Gözlenin önüne gene telefon uzatılmıştı.
[Biliyordum! (/>~<)/~ eğer öyle bir şey yaparsan seni engellemek için orada olacağım!]
İzaya gözlerini ona dikti. Az önce utanan sevimli adamdan eser yoktu.
"Onu canım pahasına koruyacağım."
Celty iliklerine kadar irkilip geri çekildi birkaç adım. Konuşması en hızlı on dakika sürecek adam daha beş dakika olmamışlen konuşunca, elde değildi korkmamak. iç çektiğini belirtircesine şişti göğsü.
[Peki bu ameliyat ne? Önlem falan deme bana...]
"Önlem değil. Dediğim gibi-öhöh..." eliyle ağzını kapattı. "Onu ben koruyacağım..!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHIZAYA
RandomShizuo ve İzaya karakterinin shiplendiği durarara fanfic hikâyedir iyi okumalar. -Not: Argo kelime ve küfür içerir.- İkinci kitap: SHIZAYA II - The Story Of After Death