Bölüm - 25 ● Nerrissa'nın Oğlu

1K 63 25
                                    

"İzaya, yanıma gel!" Sarışın kadın, ufak simsiyah saçlı çocuğun önünde dizlerinin üzerine çökmüş gülümsüyordu. Yüzü gözükmese de gülümsemesi çok zarif, çok kırılgan duruyordu.

İzaya elini uzatıp dokunmaya çalıştığında kadın ayağa kalktı. "Hadi, anne'yi takip et." Diyerek geri geri yavaşca ilerlemeye başladı. İzaya ise simsiyah gözlerini ışıldayan kadından ayırmayarak takip ediyordu. "Hadi!" Sesi takip ederek karanlık, dar bir odaya girdi. Kadın gülümseyip bembeyaz elini uzattı. "Korkuyor musun?" Yanında beliren, siyah giyinmiş olsa bile hafif parlayan yapılı ve genç duran adam, kadının omzuna elini koydu. "Korkma. Biz şeytanlar seni koruruz."

--

İzaya yataktan kan ter içinde fırlarken Shizuo da aynı derecede ürkmüştü. Elini sevgilisinin sırtına koydu. "Yine mi kabus gördün?"

"Ha?" İzaya soluk soluğa ona baktı. "Annem ve Babamı gördüm... yani... onlar değillerdi.. mesela annem sarışın değil ki benim.." diye mırıldanıyordu kendi kendine. "Cenaze? N-ne oldu cenazeye??"

"Bayılmışsın -öhömalhh Alex- getirdi seni." İzaya anlamamış ayağına yatıp "arayıp teşekkür edeyim." Dedi ve sehbadaki telefonuna uzandı.

"Tabii. -öhömsalakhh Alex'i ara."

İzaya tekrar bilmemezlikten gelerek telefonun açılmasını bekledi. En son "alo?" Sesini duyduğunda gülümsedi.

"Alex? Ben teşekkür etmek istemiştim..." dedi.

"Ya baksana şuna! Piç piç sırıtma bana, ağzına çakacam şimdi!" Ufak bir öksürmenin ardından " Ah şey afedersin.. arkadaşımla birlikteyim de ona söyledim.  Üzgünüm" dedi Alex. "Bayıldığında ödüm koptu.  Öldün sandım... Tanrım bir daha böyle birşey yapma!" Arkadan gelen takırtılar konuşmasını engelliyor gibiydi. 

"Yapmaya niyetim yok zaten. Sana bir kahve ısmarlarım yarın. Meşgulsün sanırım?"

"Bana bak otur şuraya yoksa avizeyi kıçına sokarım! Öhö- eee... evet...  meşgulüm biraz..." izaya kıkırdadı. "Görüşürüz o zaman." Diyerek kapattı telefonu.

"Eee?" Dedi Sarışına dönerek. "Neden kıskandın onu bu kadar?"  Biraz daha dibine sokuldu ve omzuyla hafifce koluna değdi.

Shizuo başını sevgilisinin boynuna koydu. "Seninle samimi olması  gerekli mi?" Dedi hafifce ısırarak. İzaya gülümsedi. "Çok samimi değiliz."diye fısıldarken  kendisini farkında olmadan ona bastırmıştı.

"Seni kucağında getirirken pek de öyle değildiniz." Dedi boynuna ufak bir iz bırakırken. "Günlerdir birlikte de olamıyoruz. Üzerindeki tüm izler silindi..."

Siyah saçlı genç gülümseyip  kucağına oturdu ve alnını omzuna koydu. Bir yandan eliyle  sevgilisinin tişörtünü kavrarken bir yandan "Neden yenilemiyoruz?" Diye mırıldandı.

--

"Ya Calwin ne pisliksin? Adam beni teşekkür için aramış sen gelip taciz ediyorsun! Ya duysaydı sesini? Yeniden doğmak zorunda kalırdık üçümüz de!"  Alex kendisini azarlarken iç çekti.

"Amma konuştun yahu! Tamam iki orana burana elleştik diye diklenme o kadar. Şaka işte." Diyip elindeki bardakta kalan son içkisini dikti. "Ee yakışıklı şey? Nereye?"

"Calwin, sapıklık yapmayı keser misin?" Alex somurtarak önüne döndüğünde Calwin tekrar iç çekti.

"Eskiden ne kadar iyidi aramız, neden böyle davranıyorsun ki şimdi?" Diyip elindeki bardağı barın masasına bıraktı.

SHIZAYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin