Seungri'nin odasından çıkıp ofise girdiğimde hala kendime gelememiştim.Igor'a haber verip kendimi toparlamaya çalıştım.Cidden bu çocuğu anlayamıyorum.İyi hissettiğine yemin edebilirim ama sonrasında hala bana bağırıp, nefret ettiğini söyledi.Daha önce kimse böyle bir şeye cesaret edememişti.Sanırım tamamen çaresiz hissettikleri için.
Ama o beni şaşırtmaya devam ediyor.
Onları ne olursa olsun yanımda tutmamı söylerlerdi, böylece yaşayabilirlerdi.Yaşamak için çok da kötü bir hayat değil ha?
Ama bu panda hala benden nefret ettiğini söyleyip duruyor.
Hala bana karşı koymaya çalıştığını düşününce biraz sırıttım.Odama geçip, banyoya girdim.Kirli kıyafetlerimi çıkarıp aynada kendime baktığımda gözlerim dövmelerime kaydı.
Göbek deliğimin üzerindeki iki 'X' ve 'to' 'her' dövmelerini aileme ithafen yaptırmıştım.
Göbek bağımı onun kestiğini bildiğimden X'lerden biri babama teşekkür içindi.Ama diğer X'le birlikte 'piç' olduğunu hatırlamak istemiştim.Diğer dövme ise annem içindi.Beni dünyaya getirdiği için teşekkür amaçlıydı ama göremeyeceğim bir yere yaptırmam onun benim için ne kadar önemsiz olduğunu anlatıyordu.Ama böyle kendime bakınca, vücudumda başka hiçbir şey göremedim.Genelde bir çok çizik olurdu.Ancak o zaman pandanın bana fazla dokunmadığını farkedebildim.Zaten bir kaçış yolu yok, neden hala karşı koyuyor?
Aniden kapı çaldı ve Jenny diğer taraftan konuşmaya başladı.
''Özür dilerim ama Seungrisshi daha fazla kıyafet istiyor.En azından bir tişört alana kadar banyodan çıkmayacağını söyledi.Kendini oraya kilitledi.''
Hiç vazgeçmeyecek mi?
Nasıl böyle şeylere cesaret edebiliyor? Sabırlı davranıyorum ama keşke onu dinleseydim diyeceği günler yakında gibi duruyor.
''Henüz kıyafet almayacak.Igor'a yedek anahtarı alıp onu oradan çıkarmasını söyle.Zorla çıkarabilir ama çok fazla abartmasın.''
''Tamam.''
10 dakika sonra banyodan çıkıp kıyafetlerimi giydim.Pandanın ne yaptığını merak edip bilgisayarımı açtım.Onu tam olarak göremiyordum çünkü yine battaniyenin içine gömülmüştü.Zaten her yerini gördüm hala ne diye saklanıyor? Sinirlerim bozulmaya başlamıştı.Tamam, ilk başlarda sürekli karşı çıkması eğlenceliydi ama artık canımı sıkıyordu.Açıkçası onu bu gece yalnız bırakacaktım ama davranışları yüzünden vazgeçtim.Siyah bir tişört alıp, odasına gidip kapıya yaslandım.
''En azından burada olduğumu farkedebilirsin.''
Sesimi duyup hareket etti ama hala kafasını kaldırıp bakmadı.Tek kelime bile söylememişti ve cidden sinirlenmeye başlıyordum.
''Neden burada olduğumu bilmek istemiyor musun?''
Kendini biraz zorlayarak kafasını kaldırdığında elimdeki tişörtü gördü.Gözleri bir anlığına parladı ve bunu daha önce görmemiştim.Ama hemen sonra olayı çözdü.
''Onu almak için ne yapmam gerekiyor?'' yatağa oturup bana baktı.
Sırıtarak ona yaklaştım.Eğer tişörtü bu kadar istiyorsa almak için bir şeyler yapmalı.Aslında sadece biraz eğlenip dönecektim ama gözlerinde gördüğüm o şey bende biraz daha ileriye gitme isteği uyandırdı.
''Fazla bir şey değil.Sadece bir kere daha rahatlamak istiyorum.''
Ağzı açık kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim.
FanfictionSeungri bir şirkette pazarlama asistanı olarak çalışan, işini seven biridir.Geçmişi nedeniyle sokak çetelerinden nefret eder.Ama bir tesadüf nedeniyle en acımasız çetenin üyelerinden biri olan Jiyong'la karşılaştığında iki şansı vardır: Onun olmak y...