Bütün yüzüm acıyordu.Adamın suratımı kaç kez yumrukladığını hatırlamıyordum ama sağ gözümü tamamen açamadığım için şişmiş olduğunu tahmin ettim.Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım ve bu ölümüne acıtıyordu.Güçsüz bir şekilde kafamı kaldırıp etrafa bakındım.Koku katlanılır gibi değildi.Borular, makineler vardı ve başımı sürekli aşağıda tuttuğum için kaldırınca acıdığını farkettim.Bileklerim ipler yüzünden acıyordu.Biraz hareket etmeye çalıştığımda arkamda biri homurdandı.
''Oh, uyanmışsın!''
Ne zamandır baygındım? Adam ensemden yakalayıp kafamı geri çektiğinde ağzım açıldı ve her yerimin tekrar sızladığını hissettim.Bir su şişesi alıp ağzıma dayadı, dudaklarımda kesikler olduğu için suyu içerken bile canım acımıştı.Bana su vermeleri iyi bir şeydi.Bu beni henüz öldürmeyecekleri anlamına gelirdi.Henüz.Bir anda suyu çektiğinde öksürüp ona baktım.
''Çok fazla dayak yemiş gibi görünüyorsun.'' sırıtıp bana baktı. ''Tahmin ettiğimden daha dayanıklıymışsın.Ama cidden Jonghyun insanlarla uğraşmayı sever ve henüz yeni başladı.''
''Nesin sen? İyi polis mi?''
Vaov.Her an ölebileceğim bir pozisyonda bile umursamaz olabiliyormuşum.
''Hayır, sadece seni uyardı.'' sarışın olan içeri gidip güldü. ''Bunu sürekli yapıyor.''
Sesini duyunca irkildim ve aniden saçımı hızla geriye çekti.
''Hadi kaldığımız yerden devam edelim.Ne dersin?'' Daha da sert çekmeye başladı. ''Bana G-Dragon'un gerçek adını söyle.''
Adını söyleyince kafamı dağıtmak için onu düşünmeye başladım.Ve nedense aklıma gelen şeyler hep olumluydu.Gülümsüyordu, sırıtışı artık canımı sıkmıyordu, başını omzuma koyup bana o geceki gibi sarılıyordu.
''Bana adını söyle!''
Bana tekrar vurmaya başladığında sakin kalmaya çalışıyordum ama vücudumun her yeri yanıyordu.Gözlerimi kapalı tutup adama bakmamaya karar verdim.Jiyong'un beni kurtarmasını umuyordum.Açıkçası o benim tek umudumdu.Bir keresinde benim için endişelendiğini söylemişti değil mi? Beni burada böylece bırakmaz değil mi? Ama belki de uğraşmaz.
Burada bana işkence edenden başka 3 adam daha görmüştüm, büyük ihtimalle beni kurtarmak ölüme atlamak olurdu.Ve eğer başkasıyla kendi hayatı arasında seçim yapması gerekse her zaman kendini seçeceğini söylemişti.Sevgiye bu yüzden inanmadığını.Beni kurtarmayı düşünür mü ki?
''Sanırım yine bayıldı.'' adamlardan biri iç çekti ''Niye bu kadar inatçı? Bu ilk işkence görüşü değil mi? Şimdiden pes etmeliydi.''
''Bu daha eğlenceli.'' psikopat olan güldü.
Bayılmamıştım ama tamamen orada olduğum da söylenemezdi.Gözlerimi açıp bir cevap vermek için fazla bitkindim.Bütün vücudum ağrıyordu.Ne kadar zamandır burada olduğumu bilmiyordum ama yıllar gibi hissettiriyordu.Aniden, etrafta yürüdüklerini duydum ve soğuk suyun suratıma çarpması uzun sürmedi.
''Tekrar soruyorum.Bana.onun.adını.söyle.'' yüzü benimkine çok yakınken fısıldadı.
''Hayır.'' acıdan geberiyor da olsam sesim kararlı çıkmıştı.
Beni tekrar dövmeye başlamadan önce hatırladığım tek şey sırıtışıydı.Ve bu sefer sadece yüzüme çalışmamıştı.Bir bıçak çıkartıp tişörtümü kestiğini farkettiğimde hala kendime gelememiştim.
''Güzel bir vücudun var.G-Dragon'un neden seni seçtiğini anlayabiliyorum.'' bıçağı boynumda dolaştırmaya başladı. ''Akıllısın, inatçısın, güzel bir yüzün var.Ama bir şey eksik.Biraz kırmızı renk.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim.
FanfictionSeungri bir şirkette pazarlama asistanı olarak çalışan, işini seven biridir.Geçmişi nedeniyle sokak çetelerinden nefret eder.Ama bir tesadüf nedeniyle en acımasız çetenin üyelerinden biri olan Jiyong'la karşılaştığında iki şansı vardır: Onun olmak y...