Uyandığımda üzerimde bir battaniye ve etrafımda bir sürü yastık vardı.Neler olduğunu hatırlamam birkaç dakikamı aldı çünkü burası cidden rahattı.Adı GD olan kırmızı saçlı bir aptal tarafından kaçırılmıştım.Ama teknik olarak düşünürsek buraya Daesung'un erkek arkadaşının BIGBANG'in lideri olduğunu öğrendiğim için getirilmiştim.Yavaşça doğrulup oturdum ve nerede olduğumu anlamak için etrafıma bakınmaya başladım.Neden bir sürü yastığın olduğunu anlamam uzun sürmedi.Kocaman, yuvarlak bir yatakta yatıyordum.Oda gerçekten büyüktü kırmızı,siyah ve beyazı sevdiği açıktı.Yatağın diğer ucunda bir konsol vardı ve çekmeceler kıyafetlerin girmesi için çok küçük olduğundan içinde ne olduğunu merak ettim.Ayrıca üstünde beyaz yastıklar olan siyah bir kanepe vardı.Oda gerçekten iyi ve pahalı görünüyordu ama bir şey beni rahatsız etmişti.Pencere yoktu.Oturduğum yerden açık kapının arkasına baktığımda dairesel merdiveni gördüm.Kapı niye açıktı? Bu fazla kolaydı.Kapıya yönelmek için ayağa kalktığımda bir şey farkettim..Sadece dar siyah bir iç çamaşırı giyiyordum –her yerimi ortaya koymasa idare edilebilirdi- ondan da kötüsü elimi boynuma attığımda elim tasma gibi bir şeye çarptı.En kötüsü bu da değil..Boynumdaki şey her neyse bir zincire bağlıydı.
Bir zincir.
Bu kahrolası odaya zincirliydim.
Kapının neden açık olduğu belli oldu, zaten çıkamazdım.
Kendime baktığımda kırmızı saçlının 'onu istiyorum' diyerek neyi kastettiği kafama dank etmeye başlamıştı.Dün bir stajyerdin bugün bir seks kölesi oldun ne güzel bir hayat Seungri...
Aniden, merdivenlerden gelen ayak sesleri duydum.Battaniyeyle bütün vücudumu örttüm.Belki şu boynumdaki şeyin anahtarı vardır ve eğer korkmuş ve masumu oynarsam onu şaşırtıp kaçmaya çalışmak mantıklı olabilir.Derin bir nefes alıp onunla karşılaşmak için kendimi hazırladım.Ama bu sadece elinde bir tepsiyle odaya giren genç bir kızdı.
''Uyanmana sevindim.Diğerlerinden daha uzun sürmüştü.Acıkmış olmalısın sana yemek getirmem söylendi.'' Tepsiyi yanıma koyarken kibarca söyledi.
Genç görünüyordu, benden 3-4 yaş küçük olmalıydı.
''Aç değilim.''
''Seni burada uzun süre tutacak gibi duruyor.Daha önce hiçbir partnerine yemek götürmemi istememişti.''
Yani burası cidden seks içindi...
Şimdi o konsolun içinde ne olduğunu cidden merak etmiyordum.
''Sen partner diyorsun ben köle.''
Battaniyeyi kafama kadar çekerken mırıldandım.
''Şimdiye kadar kimse zorladığını söylemedi.Sonunda hepsi kabullendi.'' Gülümsedi, ''Onu dinlediğin sürece sorun çıkacağını sanmam.''
Onu tamamen görmezden geldim.Beyni yıkanmış gibi duruyordu, kırmızı saçlının iyi biri olduğuna inandığına göre..Gittiğini duydum ve ayak sesleri kesildiğinde kafamı battaniyenin altından çıkardım.Ve derin bir iç çektim...Şimdi ne yapmalıydım? Bu saçma odada yapabileceğim hiçbir şey yoktu.Saat kaçtı? Ne zamandır burdaydım? Gündüz müydü gece mi? Patronum, işim ne olacaktı? Benim adıma işi mi bırakacaklardı? Üniversite ne olacaktı? Bu sene tezimi yazmam gerekiyordu...Daesung ne yapıyordur? Gözlerimi kapatıp tekrar iç çektim..Kesinlikle şu anda yapabileceğim hiçbir şey yoktu..
Odaya biraz göz atmaya karar verdim.Belki ilginç bir şeyler bulabilirdim.Ya da en azından beni bir süre oyalayacak bir şeyler.Ama yataktan kalkmadan önce battaniyeyle vücudumu sardım.Çünkü burada kamera olduğuna yüzde yüz emindim.İnsanları izlemeyi seven bir tipi vardı.Vücudumdan utandığımdan filan değildi aslında karın kaslarımı severdim ama onları göstermeyi pek değil...Özellikle beni esir gibi tutan hiç tanımadığım birine göstermek...Yeni kıyafetimi iyice üzerime oturtmayı bitirince kalktım ve kapının karşısındaki masaya gittim.Birkaç kalem ve kağıt vardı.Çekmecesi de kilitliydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim.
FanfictionSeungri bir şirkette pazarlama asistanı olarak çalışan, işini seven biridir.Geçmişi nedeniyle sokak çetelerinden nefret eder.Ama bir tesadüf nedeniyle en acımasız çetenin üyelerinden biri olan Jiyong'la karşılaştığında iki şansı vardır: Onun olmak y...