Yeniden işe gittiğime inanamıyordum.Sonunda dışarı çıkabildiğim ilk gün, takım elbiselerimden birini yatağın diğer ucunda görmek beni mutlu etmişti çünkü Jiyong'un garip tarzına uygun şeylerden hoşlanmıyordum.Tek sorun boynumdaki kocaman dövmeydi.Aslında bir dövmeye sahip olmak sorun değildi ama ne anlama geldiğini bilen biriyle karşılaşırsam ne yapacağımı bilemezdim.O yüzden Jenny'e makyaj malzemelerini kullanarak bana yardım etmesini söyledim.Şansıma sabah Jiyong'u da görmemiştim, neden kapattığım için bana kızamazdı.
Ama tabii ki Igor oradaydı.Beni işe götürdü ve içeri girdiğimde iş yeri biraz gergindi, kimse bir şey söylemedi, sadece neden bu kadar uzun süre ortadan kaybolduğumu sorup işlerine geri döndüler.Zaten çok ayrıntıya inmedikleri için mutluydum.Patronum yokluğumdan ne kadar şikayetçi olduğunu anlamam için bana tonla iş verdi.Bir hafta boyunca mesaiye kalıp eve bitkin bir halde döndüm.Igor beni getirip götürmek konusunda ısrar ettiğinde başlarda reddediyordum ama işte çok uzun süre kalmaya başlayınca arabayı kullanmasına izin vermeye başladım.En azından eve çabuk gidiyordum.Ve evet, oraya ev demeye başlayalı çok olmuştu.Bunu söylemek korkunçtu ama itiraf etmem gerekiyordu ki rahatlayabildiğim o penceresiz oda benim odam haline gelmişti.
Belki bu kadar rahat hissetmemin nedeni Seunghyun'un evine gittiğimiz o günden beri Jiyong'un benimle pek uğraşmaması, dışarı çıkıp nefes alabilmem olabilirdi.Oda nedense artık beni boğmuyordu.En azından eskisi kadar.Ve Jiyong beni onunla beraber olmaya zorlamadığı için bu sadece yeni bir yere taşınmışım gibi hissettiriyordu.Bu kadar zamandır Jiyong'un ne yaptığını bilmiyordum ama çeteyle ilgili bir sorun olduğuna emindim.Bu konu hakkında böylesine rahat olmam da beni şaşırtıyordu.Şu an birini öldürüyor olabilirdi.Tam şu an.Bu iş bana bu kadar normal gelmeye başlamamalıydı.Dışarıya çıkabildiğim için çok mutlu olduğumdan ne kadar kötü olduklarını unutuvermiştim.
''Yine daldın Seungri.'' Daesung dosya yığınıyla masama eğildi.
Beni bir anda korkuttuğu için neredeyse zıpladım.
''Ne düşünüyordun?''
''Sadece---''
''Durumun hakkında mı?''
Başımla onayladım.Tabii ki ben söylemeden anlayabiliyordu.Her zamanki gibi.
''Bu normal.Aniden tekrar özgürsün.Bu her şeyi kabullendiğini farketmeni sağladı değil mi?''
''Sadece o değil..Bu kadar rahat olmak beni korkutuyor.Yani olanlar normalmiş gibi.Bu kadar--- rahat hissetmemeliyim.''
''Neden olmasın?'' Daesung sorduğunda iç çektim.
Anlayamazdı.O dışarı çıktığında çoktan Seunghyun'u sevmeye başlamıştı, çete olayına alışmıştı.
Aniden birileri gelip Daesung'tan bir şeyler isteyince gitmek zorunda kaldı.Yine de dikkatimi dağıttığı iyi olmuştu, tekrar işe odaklanmıştım.
Saatler çabucak geçti ve güneş çoktan batıyordu.Yine geç çıkmayı planlayıp, büyük ihtimalle bir kafede beni bekleyen Igor'a mesaj atmak üzereyken Daesung beni durdurdu.
''Tekrar mesaiye kalmıyorsun.Sana bütün bu olayların içinde olmanın iyi yönlerini göstermem gerek.Hadi gidelim.'' sırıtıp beni sandalyemden çekiştirmeye başladı.
''Ama bunları bitirmem gere--'' Beni dinlemediğini farkedince pes ettim.
İş yerinden çıktığımızda Igor çoktan kapıda bekliyordu, beni görünce kaşlarını kaldırıp dik dik bakıyordu ki Daesung'u farkedip eğildi.Bu sefer dik dik baktım.Niye Daesung'a benden daha saygılı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim.
Fiksi PenggemarSeungri bir şirkette pazarlama asistanı olarak çalışan, işini seven biridir.Geçmişi nedeniyle sokak çetelerinden nefret eder.Ama bir tesadüf nedeniyle en acımasız çetenin üyelerinden biri olan Jiyong'la karşılaştığında iki şansı vardır: Onun olmak y...