BÖLÜM-9:TANIDIK YÜZLER

111 14 2
                                    

Gelen kişi Leport'un oda arkadaşı Zeck 'di.Zeck içeri girdi ve Alex'e yöneldi.

"Hoşgeldin Alex .Ben Zeck."

Alex başını sallamakla yetindi. Tam bu sırada Leport devreye girdi.

"Alex benimle kalacak Zeck bu senin için sorun olmaz umarım. "

"Ah elbette Leport.Ben Daniel'in yanına geçerim. "

Leport ve Zeck aynı anda gülmeye başladılar.Daha sonra Zeck yastığının altındaki eşyalarını aldı ve dışarı çıktı.

"Az önce neye güldünüz?"dedi Alex.

"Daniel biraz fazla tutuk biri."dedi Leport.

"Tutuk?"

"Yani fazla salak Alex.Bu yüzden odasındaki diğer yatak genelde boş.Buradakiler klon olsalarda o kadar aptal değiller. Bazıları cidden çok kurnaz. Zeck de onlardan biri. "

"Anladım. "

"Onlarla konuş Alex.Sessiz kalman çözüm değil. Neyse zamanla alışırsın.Hadi gidip yemek yiyelim."

Odadan çıkıp uzunca koridoru aştılar ve geniş bir salona ulaştılar. Büyük metal masalar ve sandalyeler duvar boyunca sıralanmıştı.Etrafta çok fazla kimse yoktu.Tavan oldukça basıktı.Duvarlar beyazdı ve sadece kocaman bir poster asılmıştı.Saçları hafif kırlaşmış orta yaşlarda bir adam vardı posterde.Yüzündeki gülümseme ve gözündeki gözlükle sempatik görünüyordu.Alex bu adamın kim olduğunu merak etmişti.Leport'a döndü ve"Şu adam kim?" Diye sordu.

"O hergele insan klonlaması bulan Dr.John Black. Buradaki salakların babamız deyip sevgi duydukları tek insan diyebilirim."

Alex oldukça şaşırmıştı .Başını tekrar postere çevirdi ve "Demek babamız ha."dedi.Alex'in bu hali Leport'u iyice keyiflendirmişti.

"Bizim babamız değil sersem.Gel buraya. "Dedi ve Alex'i kolundan çekerek metal bir dolabın yanına götürdü.

"Bakalım burada ne varmış. Kırmızı olanı biraz acı gibi sanki .Hah buldum. Yeşil iyidir."Leport hem dolabı kurcalıyor hemde kendi kendine konuşuyordu.En sonunda eline iki kutu aldıp dolabın kapağını kapattı.

"Al bakalım akşam yemeği yeşil epsilon."

"Ha ha haa .Sabah da kırmızı mı oluyor. "Dedi Alex.Nedense bir anda çok komik görünmüştü herşey.Burada olması , duvardaki saçma sapan poster, şimdi de bu epsilon denen şey.

Leport'un gülen yüzü bir anda düştü. "Evet doğru ama sen bunu nereden biliyorsun?"

"Heyy ben sadece şaka yaptım.Hem bu epsilon denen şey de ne?"

"Yemek niyetine verdikleri şey işte.
Dışarıda insanlar ne yiyolar çok merak ediyorum. Umarım bu lanet şeyi yemiyorlardır."

Leport konuşurken Alex kutunun ağzını açtı. Burnuna ekşimsi bir koku çarptı. Midesi açlıktan gurulduyordu.Bu lanet şey ne kadar iğrenç olursa olsun içmeye kararıydı.Kutuyu ağzına yaklaşıtırırken Leport Alex'in bileğinden tuttu.

"Gel şöyle oturalım.Burnunu kapat ve bir anda kafana dik.Yoksa mümkün değil içemezsin bunu."

Masalardan birine oturdular.Alex'in açlıktan artık dizleri titremeye başlamıştı.Leport'un dediklerini önemsemeden Kutuyu başına dikti.

"Alex sana burnunu kapatarak iç demedim mi ben?"

"Bu şey o kadar da iğrenç değilmiş Leport.Abartma istersen."

Alex'in epsilonu böyle kolay içmesine şahit olan Leport ona bu kadar da midesiz olunmaz bakışı attı ve her zamanki gibi burnunu tuta tuta kutuyu bitirdi.

Bu sırada salona ufak tefek biri girdi. Alex gelen kişiye baktı .Gördüğü yüz ile bir anda ensesinde bir acı hissetti.Bu acı bir kaç saat önceki acıyla aynıydı. Gördüğü yüz fazlasıyla tanıdıktı.Mavi gözler ve çilli bir surat ...

YAPAY DÜNYA(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin