| Şarkı önerisi; https://www.youtube.com/watch?v=l91u752OCPo The Neigbourhood - Let it go dinlerken okumalısınız x |
Bu olay yaklaşık olarak 1 saat sürdüğünde içimden çıkıp kendini yana doğru bırakmış,daha sonra ayağa kalkıp loş ışığın altında banyoya doğru gitmişti. Giderken dikkat etmiştim de,sırtını kanatmıştım. Bu kadar tırnağım da yoktu halbuki. Hiç bir şey dememişti banyoya giderken.
Ben de ayağa kalktım ve boy aynasının karşısına geçtim. Boynumda ki kızarıklıklar hafif morarmaya başladığında onların büyüklü küçüklü olup göğüslerime kadar yayıldığını gördüm. Siktir Styles,ne halt yedin sen?
Nasıl hissedeceğimden çok korktuğum için bugüne dek bakire kalmıştım. Çünkü eğer istemediğim birinle bunu yapmış olsaydım vücudumdan nefret edecek,içimde biryerler de bunun pişmanlığını hep yaşacaktım. Derin bir nefes aldım,gözlerimi kapattım.
Nasıl hissediyordum? Kötü mü? Hayır. Onun olduğum için,bana dokunduğu için,dudakları vücudumda gezinip boğuk erkeksi sesi ile 'Heaven' diye inlediği için memnun muydum? Evet.
Nasıl hissettiğim konusunda bir sıkıntımın olmadığına kanaat getirdiğimde geriye ufak,minik problem kalmıştı. Bu yaşadığımız olay,sonrasını nasıl etkileyecekti. Asıl sorum aslında 'Etkileyecek miydi?' Derin bir nefes aldım. Kızlığımın şişkinliği ve kızarıklığı gözüme çarptığında kızardım ve aynanın karşısından çekildim.
İngiliz aksanlı,çatallı sesi ismimi söylediğinde bunun için bile tahrik olabilirdim.
"Heaven! Yanıma gel."
Banyo yapmıyor muydu o? Herhalde havlusunu ya da duş jelini isteyecektir diye düşünüp içeri girdim. Duş akabinin içinde ayakta duruyordu,kabinin camları hafif buzlu olduğundan tamamen HD göremiyordum ama yine de belliydi. Erkekliği hala dimdikti,inmemişti. İçten içe hoşuma gitse de bunu bilmesini istemezdim.
"Efendim,bir şey mi unuttun Harold?"
"Bana Harold deme. İçeri gel."
Kaşlarımı çattım,kabini açıp ıslak elinle kolumu tuttuğunda dudağımı ısırdım.Tamamen içeri girdiğimde yüzüme bakıyordu yukarıdan.Aramızda yaklaşık 15-17 cm fark vardı boy olarak. Hafif kafasını eğerek bakıyordu gözlerimin içine.
Elleri belimde,ordan popoma indiğinde sıcak su üzerimize geliyordu,gözlerimi kapattım. Dudakları boynumda gezinmeden 5 saniye önce,yeniden konuştu.
"Seninle işim bitmedi,kızım."
Ellerim istemsizce saçlarına gitmişti.Kafasını boynuma daha çok bastırıyordum. O,daha fazlasını istememe neden oluyordu.
"Bana dokunuşun.." dedim inlemelerimin arasında. İnanın bana,profesyoneli gelse,onun bu dudakları altında,sadece öpüşüyle inim inim inleyebilirdi.
"Sana dokunuşum.." dedi beni yineleyerek. Nefesimi hızlı hızlı verirken elleri popomda hareketlenmeye başlamıştı.
"Bana dokunuşun nefes alıyormuşum gibi hissettiriyor. Sanki,yeniden doğuyormuşum gibi."
Bunu söylediğime inanamıyordum.. Hayatta bunu ona söylemezdim,gururumu biliyordunuz. Asla. Ama onun bu hareketleri daha önce çok kez söylediğim gibi beynimin düşünce kısmına kocaman bir kilit koyuyordu.
Gülüyordu. Tanrı aşkına dudakları boynumdayken gülüyor,gülüşünü boynuma çarptırıyordu. Sıcak nefesi resmen tüm bedenimi yalayıp yutuyordu. Saçlarının arasında gezdirdim elimi. Bacağımın tekini bedenine sardırdı. Yeniden içimle buluştuğunda kafamı geriye atıp inledim,zaten dudaklarımdan inlemem dışında pek bir şey çıktığı söylenemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lustfulness (Şehvet)
FanfictionBakışları öylesine değildi. Öyle zeki bir adamdı ki, kelimeleri seçmek yerine bana anlatmak istediği şeyi gözlerinle yapıyordu. Bakışları öylesine anlamlıydı ki. Uzun süre o yeşil gözlere baktığınızda onunla içten içe konuşuyormuş gibi hissederdiniz...