Chapter 19 'Stay'

1.2K 83 168
                                    

Sabahın ışıkları perdeyi çekmeyi unuttuğum için yüzüme vururken ben;refleks olarak gözlerimi kısıp yüzümü buruşturdum ama maalesef hiç bir etkisi olmamıştı. Şu anda kalkıp perdeyi kapasam ve tekrar yatsam muhtemelen birdaha uyuyamayacaktım. Benim yüzümün yakınlarında nefes alıp veren,koca burunlu,kalp dudaklı Harry'i gördüğümde tüm gece boyunca bana sarılıp yatmasını takdir etmiştim.

Çünkü 'çok deli yatarım' diyenlerin bile benimle kaldıktan sonra fikirlerini değiştirebilecek kadar saçma yatardım. Buna rağmen bir eli belimde,diğeride kalçalarımdaydı. Yüzünü inceledim gülümseyerek,ama istem dışı bir gülümsemeydi yemin ederim ki.

Baştan aşağı anlatacağım,lütfen hayal edin. Onu yanınızda,yüzünüzden yaklaşık 10 santim uzağınızda,nefesleri yüzünüze sıcak sıcak vururken hayal edin..

Saçlarını siyah bir lastik ile bağlamış olsa bile önlerinden çıkışmış bir iki bukle alnına dökülmüştü,hafif terliydi. Nemliydi alnı. Bir kaç sivilcesi komik olsa da hala alnında yer alıyordu. Kirpikleri ne çok uzun ne çok kısaydı. Bir erkeğe göre uzundu ama. Kaşları mükemmeldi. Sevdiğim kısmı,yumuşak pürüzsüz yanaklarıydı şüphesiz. Ten olarak gerçekten yumuşaktı. Sakalları yoktu zaten,çok hafif. Tüy şeklindeydi ama tıraş oluyordu buna rağmen. Dudakları.. Ah. Pespembe,ama koyu pembe. Şekli harika,yukarı doğru hafif kalkık,oval geliyor ayrıca. Kokusu zaten..

Hafifçe burnumu boynuna sürttüm,nefesimi çekerken burnuma iyi gelen kokusunu anlatmak istersem; ağır bir koku değil,ama hafifte değil. Erkek kokusu,ona özel bir koku. Parfüm değil,hiç bir parfüme benzemiyor. Duş jeli gibi,kesinlikle Harry'e öz bir koku. Onu uyurken izlemek.. Bir anlığına affetmek istesem de,içimde hala bir şeyler elvermiyordu. Bu affetme olayı zaten benim isteyip istememle alakalı olmayacaktı,biliyordum. Bu,içimde her şey dindiğinde kendi kendine olacak bir şeydi.

Yanından hafifçe sıyrılmak için kıpırdandığımda kolumda birleştirdi parmaklarını.

"Kal."

Belki de bu sözünü çok daha öncesinde beklemiştim ondan. Kal demesini,gitme demesini. Onunla tanıştığım günden,hatta gözlerine baktığım zamandan beri bir şeylerin olduğunu biliyordum. Adlandıramıyordum sadece. O kötü adamdı,intikam almak istiyordu,evet sonradan öğrendiğime göre çocuk olamamıştı o,annesi ölmüştü,babası..baba bile diyemiyordum. Vicdansızdı,umursamazdı,sevgisizdi,kırılmazdı,incinmezdi,o Harry Styles'tı. Kötü olan şeylerin hepsi o adamda birleşmişti. Ama bir şey hariç,ben onu korkusuz sanarken o ödleğin tekiydi.

Evet,bizim kötü karakterimiz Harry Styles korkağın tekiydi. Alayla güldüm.

"Korkağın tekisin,biliyor musun?" Kolumu hafifçe sıktığını hisettim,sinirlendirmiş miydim? Oops.

"Ben mi korkuyormuşum? Neyden korkacağım ulan ben?"

"Birine bağlanmaktan korkuyorsun."

"Ne demek birine bağlanmaktan korkuyorum? Ben birine bağlanmam,kalpsizdim ya hani?"

"Sinirle söyledim belki? Konumuz bu değil,birine bağlanıp gece yattığında 'ne yapıyordur' diye düşünmekten korkuyorsun,gülümsemesini seversin diye,saçlarını koklamadan uyuyamazsın diye korkuyorsun sen. Şu ana dek hiç sevgilin olmadı,birini sevmedin. Bana bunları kendin demiştin."

"Evet çünkü sikik kızların inadını tribini çekmek için vaktim yoktu benim. Çok daha önemli işlerim vardı."

"Babamı öldürmek gibi."

"Bu konuyu yüzüncü kez konuşmayacağız."

"O zaman bana cevap ver."

"Ne için cevap vereceğim?"

Lustfulness  (Şehvet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin