Chapter 30 'Happy B-Day Harold'

1.1K 67 103
                                    


Bir kaç saat sonra mırıldanmalarla açtım gözlerimi,bir şeyler söylüyordu ama algılayamıyordum. Uyumuş kalmıştım göğsünde. Gözlerimi hafifçe aralayıp yeşil gözlerine baktım.

"Uyumuşum,sen uyumadın mı?"

"Hayır güzelim,uyumadım."

"Ne yaptın peki?"

"Kapat çeneni Heaven,güneşin doğuşunu kaçırıyorsun?"

"Benimle taşak geçiyorsun değil mi?"

"Küfür edersen seni döverim,çok ciddiyim acımam. Kadın dövmüşlüğüm vardır. Kadın kelimesi ne kadar uyuyor bilemiyorum gerçi ama.. olmadı şaplak atarım,bunu biliyorsun."

Hafifçe sırıttığında gözlerimi devirdim.

"İyi de,güneşin doğuşu senin gibi bir adam için-"

"Benim gibi ne demek Heaven? Benim gibi demek; kötü kalpli,insanları kendi çıkarı için kullanan gerektiğinde de onları düşünmeden çekip gidebilecek biri mi oluyor? Hisleri olmayan,bir şeyler hissedemeyen,kalpsiz bir adamım bunu mu demek istiyorsun? Romantik olmaya çalışamam,seninle güneşi izleyemem çünkü genelde elimde silah olur,in-"

"Çok konuşuyorsun,"

Elimi yanağına götürüp bedenimi uzattıp ve dudaklarını kavradım.. Konuşurken sürekli dudaklarını dilinle ıslattığı için nemliydi,sıcaktı. Benimkileri dans edermişçesine kavrayıp çekiştiriyor,emiyordu. İkimizde gözlerimizi kapamayı tercih ediyorduk.. Tanrım sadece onunla öpüşmek bile vücudumdaki tüm sistemleri alt üst ediyordu.

Elleri çok büyüktü,parmakları uzun ve inceydi. Avcu iriydi. Elinle popomu kavrayıp sıkınca dudaklarımdan bir inleme kaçırdım,sesli bir şekilde güldü.

"Önceden kısa konuşan taraf sendin,öz ama kısa kelimeler kullanırdın. Şimdi ise uzattıkça uzatıyorsun."

"Benimle böyle konuşma cesareti nerenden geliyor?"

"Uhm,bilmem."

"Güzel,bilmiyorsan içinde kalsın."

"Sert olmana bayılıyorum."

"Karakterim bu,kızları çekmek için yapmıyorum."

Kafamı kaldırıp bulutların arasından denize yansımaya çalışan güneşe baktım. Gökyüzünde mükemmel bir turunculuk vardı. Dudağımı ısırıp baktım.

"Şanslı piç,"

"Ne?"

Gözlerini bana çevirdiğinde sert bakışını hissetmiştim,elini yavaş hareketlere bacağıma götürdü ve parmaklarınla bastırdı.

"Ah!"

"Ne dedin sen?"

"Uyanışımı gördün,ben seninkileri çok zor yakalıyorum."

"Normalde birinle uyumayı sevmediğimi biliyorsun,"

Kafa salladım hafifçe gülerek.

"Tabii normal diye sınıflandırılacak bir şey bırakmadın bende."

"Düzenimi mahvediyorsun."

"Sende benimkini Heaven,inan sende benimkini."

Bir kaç saat daha boş muhabbetler ettik daha sonra ikimizde midesinden gurultular geldiğinde  kalkıp kahvaltı etmeye karar vermiştik. Yastığı ve battaniyeyi alıp kumlarını silkeledikten sonra bagaja koydum. Öne oturup başımı cama yasladım.

Lustfulness  (Şehvet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin