Medya Fotoğrafı: Doruk ile Defne.
"Senin burada ne işin var?" Derinlemesine Bora'nın gözlerine bakıyordum. "Benimle gel." Diyerek emniyet kemerimi söktü ve kolumdan tuttuğu gibi beni sürüklemeye başlamıştı. "Bırak beni!" Boşta kalan elimle Bora'nın vücuduna vurarak kendimi ondan uzaklaştırmaya çalışıyordum çünkü tuttuğu elimi çok sıkıyordu ve ondan kurtulamıyordum. "Canım acıyor." Beni bir süre sürükledikten sonra durmuştu ve arkasına dönüp bana bakmaya başladı. "Ne?" dedim çekinerek. "Seni seviyorum Defne." Duyduğum söz üzerine şaşkınlıkla Bora'ya baktım. "Yani?" Omuzlarımdan tutarak bana yaklaştı ve konuşmasına devam etti. "Seni ben her zaman sevdim, hep seni düşündüm. Ama bazı nedenlerden dolayı Rana ile sözlü numarası yapmak zorunda kaldım. Neden, biliyor musun? Çünkü annelerimiz bunu istemişti ve bende bu fırsattan faydalanarak kendimi geliştirip karşına öyle çıkmak istedim. Zaten Rana'ya seni sevdiğimi söyledim. Onu hiçbir zaman sevmedim." Bir süre durdu ve ellerini omuzlarımdan indirdi ve ellerimi tutarak çaresiz bir şekilde konuşmaya başladı. "Bana geri dön Defne." Uzun bir süre Bora'ya baktım ve kendime tutamayıp Bora'nın suratına sert bir tokat attım. Elimi elinden çekip üstelenerek konuşmaya başlamıştım. "Yani? Sen dönmemi istediğinde seninle olacağım, sen gitmemi istediğimde senden uzaklaşacak mıyım? Beni artık böyle mi görmeye başladın sen?" "Hay-" Konuşmasına izin vermeden kaşlarımı çatarak devam ettim. "Defol git hayatımdan! Anladın mı? Defol git. Sen bazı durumları değiştirmek istemişsin ama hiçbir şeyin eskisi gibi kalmadığını fark etmemişsin." Arkamı dönüp yürümeye başlamıştım ki, "Buna sevgin de mi dâhil?" diyince duraksadım ve ona döndüm. "Evet!" Gözlerinin içine derinlemesine bakmaya devam ediyordum hatta bu sefer sinirden dişlerimi de sıkmaya başlamıştım. Yan gülüş atıp bana baktı. "Ne yani? Doruk ile sevgili rolü yaptığınızı anlamayacağımı mı sandın? Seni yıllardır tanıyorum Defne. Sen playboy biriyle çıkmazsın." Kafamı sağa sola salladım ve ona baktım. "Evet, beni yıllardır tanıyor olabilirsin ama bu beni doğru tanıdığın anlamına gelmez. Ayrıca sana hiçbir şeyin eskisi gibi kalmadığını söylemiştim değil mi? Ona sevgim dâhil olduğu gibi ben de dâhilim..." "...Ah. Bu arada Doruk'un playboy olduğunu düşünmüyorum. Asıl sen playboysun. Hiç olmazsa o senin gibi kendi menfaatleri için başka birinin hayatını yaşamıyor!" Arkamı dönüp arabaya doğru yürümeye başladım. Bora ise arkamdan bağırıyordu. "Eğer, ona gidersen senle bütün ilişkimiz biter. Buna arkadaşlık bile dâhil!"
Doruk ile Emirgan korosu'na gelmiştik. Ve o eczane malzemeleri dışında bir sürü piknik eşyası almıştı. Ben ayakta kollarımı birbirine bağlamış ona bakarken, o ise umursamaz bir şekilde piknik yerimizi hazırlıyordu. Benim öyle baktığımı görünce, "Ne bakıyorsun?" dedi ve "Yardım etsene." Dedi. Kollarımı çözerek, "Ne için yardım edecekmişim? Sana pansuman yardımı için geldim, piknik yardımı için değil!" Nefes alıp vererek, serdiği yorganın üzerine oturdu ve yanındaki boş yere eliyle vurarak, "Gelsene." Dedi. "Yorgun değilim." Gülerek, "Ah.. Tabii ki de yorgun olmazsın. Arabaya geldiğimde sen horul horul uykuya dalmıştın." Dedi. "Sen!" dedim yumruklarımı sıkarak. Sinir katsayım yükselmişti. Ve hala da gülmeye devam ediyordu. "Tamam, oturuyorum!" dedim ve yanına oturdum. Gülmeye devam edince onun suratına baktım ve suratındaki yaralar kapanmış olduğunu fark ettim. "Suratına ne yaptın?" dedim şaşırmış bir şekilde. Omuzlarını kaldırdı. "Ne yapacağım? Pansuman." "Hani ben yapacaktım burada?" "Şey.. Başka türlü gelmezdin buraya." Ayaklandım ve "Beni kandırdın he?" dedim bağırarak. "Yo.. Sen kendi rızanla kabul ettin. Ayrıca pansumanı eczanede yaptırmıştım tabii sen uyuduğun için arabada fark etmedin." Diyince onun tepesinden Doruk'u yumruklamaya başladım. "Sen! Seni var ya!" Doruk, gülerek ellerimi kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştı ve o beni hafif itekleyince de dengemi kaybedip onun üstüne doğru düştüm. Yüzlerimiz o kadar yakındı ki heyecandan kalbim küt küt atıyordu ta ki yanımızdan geçen yaşlı teyze, "Şunlara da bak beyim! Şimdiki gençler ayıptır dinlemiyor her yerde istediklerini yapmaya bakıyorlar." Diyerek gidince kendimi Doruk'un üstünden kaldırmaya çalıştım ama bunun için çok geçti ve kendime elimle yelpaze yaparak, "Burası çok sıcak oldu. Ben gidip elimi yüzümü yıkayım da geleyim." Dememle ayaklanarak gitmem bir oldu. Suratım kıpkırmızı olmuştu. Bana nazaran pislik Doruk'un arkadan gülme kıkırtısı geliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/21563010-288-k417733.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklambacın Hedefi:AŞK ✔ (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionKendini borç yüzünden bir erkeğe adamak zorunda kalan genç kızın hikayesi.. • 2014