7. Bölüm (DÜZENLENDİ)

735 215 17
                                    

Medya gifi: Doruk.

------------------------------------------------------------------------------------------------

-DEFNE'DEN-

Neredeyse iki saattir sırf kovulmayayım diye koca havuzda küçük bir bileklik arıyordum. Her köşeye dikkatlice bakarken bir ses uğultusu duydum. Sanki biri sesleniyordu. Kafamı havuzdan çıkarttığımda Bay Egoist'in bana baktığını gördüm.

"Hey! Havuzda keyif mi yapıyorsun? İki saattir buradasın." "Ya ne demezsin. Bir keyif yapıyorum, bir keyif yapıyorum. Anlatamam!" Bunu söyledikten sonra da bana dik dik bakmaya başlamıştı. "Çok konuşma da ilerdeki plaj dolabında havlular var. Beyaz renkli olanıyla kurulanıp gel ki evim kirlenmesin. Yerde bir damla su taneciği bile görürsem maaşından keserim ona göre! " Onun lafını bitirmesiyle hemen ben atıldım. "Bilekliğinizi buldunuz mu peki?" "Evet." deyip, içeri girdi. Ben o kadar saat boşuna mı bilekliği aradım yani?

Havuzdan sinirli bir şekilde çıkıp plaj dolabına doğru yol aldım. İçerisi düzenle dizilmiş havlularla ve havuz malzemeleriyle doluydu. "Çocuğun plaj dolabı bile benim kıyafet dolabımdan daha düzenli be." dedim şaşkın bir şekilde. İçinden herhangi bir havluyu aldım. Bir de beyaz havluyu mu arayacaktım. Hem de en güzelini aldım. O da uçuk pembe-beyaz renkli bir havluydu. Çok güzel kokuyordu. Sanki bir kızın havlusu gibiydi. İçeri girmeden iyicene kurulandım ve hemen saçlarımı havluya sarıp direk banyoya girdim.

Banyoya girer girmez kapıyı kilitledim ve duş için arkamı döndüğümde ise öylece kalakalmıştım. Buraya kim banyo demiş? Burası bildiğin bir odaydı. Kocaman banyo mu olurmuş! Bu ne böyle? Hele ki banyo eşyaları çok güzel ışık saçıyordu çünkü her eşyanın üzerinde birkaç taş vardı. Burası bir erkeğin evi olamazdı. Ya da önceden ailesiyle yaşıyordu. Aman banane bunlardan. Bu ev muazzamdı.

-DORUK'TAN-

Yatağıma uzanmış bilekliğime bakıyordum. Aslında küçük bir şey benim için ne kadar da değerli olabiliyordu. Her bakışımda 16 yaşımdaki o güzel, masum ve benim için vazgeçilmez anılarım aklıma geliyordu.

#Doruk'un Anısı#

Bana bir bileklik uzatmıştı. Elime aldım ve "Bu ne Rana?" dedim. "Görmüyor musun? Bileklik. Senin için aldım." "Neden? Bugün günlerden ne ki?" "Ne demek bugün günlerden ne ki? Unuttun mu Doruk? Unutmuş olamazsın. Bugün 2 Eylül. Sevgili olmamızın 2. Yılı!" Umursamaz bir şekilde Rana'ya bakarak bilekliği havuza atıp oradan ayrıldım ama suya atlama sesi duyunca da hemen arkama döndüm. Rana havuza atlamıştı. Ne kadar onu havuzdan çıkarmak için havuza girmeye çalışsam da giremedim. Sudan korkuyordum.. Ben havuza girmek için çalışırken Rana havuzun yüzeyine çıkmıştı. "Buldum!"

#Şimdi#

Bugün günlerden 2 Eylüldü. Sevgili olmamızın ve ayrılmamızın yıldönümüydü.

-DEFNE'DEN-

Odamdan çıkıp mutfağa giderken Bay Egoistle karşılaştım. Sanırım o da mutfağa gidiyordu. Beni sollamıştı. Ama sonra durup arkasına döndü ve bana baktı. Biraz yaklaştı. Tıpkı rüyamdaki gibi ama bu sefer bir tutam saçımı alıp kokladı. "Saçın ne güzel kokuyor öyle." Eline vurup, "Ne yapıyorsun?" dedim ciddi bir şekilde. "Sadece eğleniyordum." deyip, pis bir sırıtmayla mutfağa gitti. Of of! Umarım 4 yıl çabuk geçer..

SABAH

-DORUK'TAN-

Uyandım ve kahvaltı etmek için mutfağa gittim ama mutfakta hiçbir şey yoktu. Bu kız işini asıyordu. Çok sinirlenmiştim. Ben de o sinirle mutfağın mikrofonundan, "Hey! Kahvaltım neden hazır değil!" dedim. Ama hoparlörden hiç ses gelmiyordu. O sinirle direk odasına girmeye çalıştım. Kapısı kilitliydi.. Kapıyı açmak için zorlarken Bayan Hizmetçi sonunda kapının kilidini açtı. Uykulu gözlerle bana bakıyordu. Ağzımdan tek bir kelime çıkmıştı: "KO-VUL-DUN!"

Saklambacın Hedefi:AŞK ✔ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin